"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yatılı Kişisel İlişkinin Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi- Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından birleşen karşı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalı-davacının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı anne asıl davada, baba ile ortak çocuklar arasında yatılı kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, davalı-davacı baba ise birleşen davada, velayetin değiştirilmesini, velayetin değiştirilmesi talebi kabul görmemesi halinde, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin kurban bayramı, çocukların doğum günü, karne ve mezuniyet günlerini...
Davacının dava dilekçesinde sadece velayetin değiştirilmesi talebinde bulunduğu, kişisel ilişki kurulmasını talep etmediği görülmektedir. Velayetin değiştirilmesi davası basit, kişisel ilişki kurulması davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Kişisel ilişki kurulması velayetin değiştirilmesi ile birlikte terditli istenebileceği gibi, harcı yatırılarak açılacak ayrı bir dava ile de istenebilir. Oysa olayımızda davacının terditli bir istemi olmadığı gibi, harcını yatırıp açtığı ayrı bir davası da bulunmamaktadır. Hâkim, taleple bağlı olup fazlaya karar veremez (HMK m. 26). O halde mahkemece, dilekçeler aşamasından sonra istenilen kişisel ilişki talebi hakkında, karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine usul ve yasaya aykırılık yoktur. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, buna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....
Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır( TMK 409. m.). Somut olayda, TMK'nun 336/3 maddesi gereğince velayet ana babadan birinin ölümü halinde sağ kalan tarafa aittir hükmü gereğince, babası ölen ... ve Zekeriya'nın anne ve babasının boşandıktan sonra yeniden evlendiği ve boşanma ile velayet kendisine bırakılan babanın daha sonra öldüğü anlaşıldığından velayet hükümlerinin tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir.Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir.(TMK.348.m) Bu durumda uyuşmazlığın Tarsus 1. Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nın 25 ve 26.) maddeleri gereğince Tarsus 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı- davacı annenin davası velayetin değiştirilmesine ilişkin olup çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m.362/l-ç). Bu sebeple davacı-davalının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin değiştirilmesine dair ilk derece mahkemesi kararı yukarıda açıklanan sebeple kesinleştiğinden, davacı-davalı babanın velayet hakkı kendisinde iken istediği kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının konusu kalmadığından bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamamıştır. Çocuğun velayete ilişkin beyanının üstün yararına uygun olduğuna dair delil de bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Hatice 19.06.2009 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 21.01.2013 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu dava ise. 16.02.2015 tarihinde açılmıştır....
Asıl dava; velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir( TMK 348 vd. md.). Karşı dava; iştirak nafakası talebine ilişkindir (TMK 182/2,327 ila 331 md.) 4721 sayılı TMK'nun 182/2 maddesine göre, velayet kendisine verilmeyen eş, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim istem halinde irad biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. 4721 sayılı TMK'nun 328 m.sine göre, ana ve babanın bakım gücü çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. 4721 sayılı TMK'nun 329 ve 330. m.lerine göre de, küçüğe fiilen bakan ana ve baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir....
Aile Mahkemesinin 21.12.2012 gün ve 2012/289 Esas, 2012/860 Karar sayılı ilamı ile TMK. nun 166/3 maddesi uyarınca boşanmışlar, taraflarca imzalanmış bulunan 10.04.2012 tarihli boşanma protokolü uyarınca müşterek çocuk Nehir'in velayeti babaya bırakılmış, mahkemece protokolün tasdikine karar verilmiş, boşanma hükmü 30.05.2013 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu velayetin değiştirilmesi davası ise 15.07.2013 tarihinde, boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden bir buçuk ay sonra açılmıştır. Mahkeme, "müşterek çocuğun annesinin yanında kalmasına engel teşkil edecek bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesini olumsuz etkileyecek herhangi durum da tespit edilmemesi dikkate alındığında, müşterek çocuğun psiko-sosyal gelişimi açısından velayetin değiştirilmesini gerektirir koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla TMK.nun 183, 348 ve 349. maddeleri uyarınca velayetin değiştirilmesine" karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet düzenlemesi yapılırken gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı iştirak nafakası istemine ilişkindir. Mahkemece, velayetin değiştirilmesine ilişkin kabul karar verildiği, iştirak nafakasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafaka miktarına ilişkin velayet istemine tabi nafakanın miktarı yönünden kararın davacı tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. TMK. 182/2.maddesine göre;"Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır"....