DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının velayetin değiştirilmesi talebine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece daha önce verilen hüküm, Dairemizin 12.11.2013 tarih ve 2013/6490 esas ve 2013/26016 karar sayılı ilamı ile "Taraflar anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) 25.05.2010 tarihinde boşanmış, velayet babaya verilmiş, müşterek çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....
Davacı yan, duruşmada ise 3.750.00 TL yoksulluk nafakası talep etmiş, velayetin değiştirilmesi talebinden ise vazgeçmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında nafaka ödemeyi kabul etmediklerini,davanın reddini istediklerini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; davacı yararına aylık 2.500.00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, velayetin değiştirilmesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki belgelerden tarafların birbirleri aleyhine boşanma davası açtıkları, kadının açtığı boşanma davasının reddedildiği, erkeğin açtığı karşı boşanma davasının ise kadının eşine hakaret ettiği, eve geç geldiği, evi terkettiği, davranışları ile evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesi ile kabul edildiği, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine karar verildiği, boşanma kararının 17/01/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, velayet konusunda uzman bilirkişiden sosyal inceleme raporu alınarak ve idrak çağında bulunan 2010 doğumlu ortak çocuk ... velayeti konusunda görüşü de alınıp deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-karşı davalı erkek tarafından 2017/54 esas sayılı dava dosyası ile birleşen velayetin değiştirilmesi davası açılmıştır. Davacı-karşı davalı erkeğin velayetin değiştirilmesi istemine dair davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 16/06/2020 tarih, 2019/337 Esas 2020/240 Karar sayılı kararında velayetin değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı tarafın, Tarsus 1....
Velayetin kaldırılması ise ;anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde sözkonusu olabilecektir. (TMK m.348). Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Davacı davalının çocuğu kendisine göstermediğini ancak icra marifetiyle çocuğu görebildiğini iddia etmiş davalı ise iddiaları kabul etmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m. 348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar....
(TMK. m. 348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK. m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesine uygun düşer. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple karşı dava yönünden hüküm fıkrasının 1. bendininin tamamen hükümden çıkarılmasına, yerine "Davalı-karşı davacı ...'ın velayete ilişkin davasının KABULÜ ile,.... l.Aile Mahkemesinin 17/05/2012 tarih 2012/326 Esas-2012/446 karar sayılı ilamı ile davacı -karşı davalıya verilen müşterek çocuk 17/01/2004 doğumlu, ... T.C.numaralı ......'nın velayet hakkının...ve....'den olma, 10/02/1967 doğumlu,..... T.C.numaralı davacı-karşı davalı ...'dan alınıp,....ve ...'den olma, 17/01/1972 doğumlu, 21677007796 davalı-karşı davacı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuklardan 28.2.1992 doğumlu ... için takdir edilen nafakanın ergin olduğu 28.02.2010 tarihine kadar geçerli olacağının (TMK.328) anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2011 (Salı)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evlilik dışı doğan ve velayetleri talep edilen müşterek çocukların velayet haklarının kanundan dolayı (TMK. M. 337/1) davacı annede olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2014 (Pzt.)...
Dosyanın incelenmesinde, tarafların 05/11/2018 tarihinde boşandıkları, müşterek çocukların velayetinin davalı babaya verildiği, velayetin değiştirilmesi talepli işbu davanın da 25/02/2019 tarihinde açıldığı, bu süreç içinde, davalı babanın velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesini gerektiren bir nedenin varlığının ispatlanamadığı, dosya kapsamı itibariyle velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....