"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı baba tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı babanın iştirak nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Ortak çocuk ... 2007 doğumlu olup idrak çağındadır. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocukların üstün yararıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Aile ve ...10. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. ... 1....
Dava;velayet (velayetin değiştirilmesi) istemine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....
Ortak çocuk ... % 88 engelli olduğu, davalı babanın çocuğa bakamayacağını belirterek bakım tedbiri uygulanmasını talep ettiği ve ortak çocuk .... hakkında 04.12.2014 tarihinde bakım tedbiri kararı verilerek bakım merkezine yerleştirildiği, babanın bu suretle velayet görevini gereği gibi yerine getiremediği anlaşılmaktadır. ... velayetini alma konusunda davacı anne isteklidir. Annenin ortak çocuk ... velayet sorumluluğunu üstlenemeyeceğine dair ciddi bir sebep ya da delil bulunmamaktadır. O halde ortak çocuk ...velayetinin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
Mahkemece, davacı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 02/02/2016 gün ve 2015/26314 e, 2016/1499 k, sayılı ilamıyla, velayetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik kararın onanmasına, davalı anne lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden ise hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Velayet düzenlenmesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.1; TMK m.339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
Aile Mahkemesi'nin 2018/132 Esas 2019/559 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocukları Çınar Ayaz'ın velayetinin ortak olarak düzenlendiğini, ortak velayet kullanamadıklarını, çocukla görüş günlerinde sıkıntı yaşandığını, kendisinin asker olduğunu, süreleri tam kullanamadığını, davalı annenin çocuğa karşı ilgisiz olup yeniden evlendiğini, evde üvey baba olduğunu, annenin çocuğu okula göndermediğini, davalının hamile olduğunu, çocuğa şiddet uyguladığını, çocuğun anneye gitmek istemediğini, kendisinin bekar olup ailesinin de çocuğun bakımına destek olacağını belirterek ortak velayetin kaldırılmasına, çocuğun velayetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davası sonucunda mahkemece verilen ilk hükümle davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemizin 14.12.2016 tarihli kararı ile ”Velayetinin değiştirilmesi talep edilen ortak çocuğun idrak çağında olduğu anlaşılmaktadır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir....
Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır.Somut olayda ortak çocuklar temyiz inceleme tarihi itibariyle velayet düzenlemesi konusunda görüşlerini açıklama olgunluğuna erişmiş olup, bu sebeple mahkemece, eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerinden sorulması (Yargıtay HGK 16.03.2012 tarih E.2011/2-884- K. 2012/197 ile 22.01.2014 tarih E.2013/2-2085-K.2014/30 sayılı kararları) ve aradan geçen uzun süre dikkate alınarak gerektiğinde yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5) ortak...
Dosya kapsamında toplanan tüm deliller, uzman raporları, çocuğun uzmandaki beyanları dikkate alındığında davalı babanın velayet görevini istismarı, ihmali olmadığı, velayet görevini yerine getirdiği, TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların bulunmadığı, velayet sahibi ebeveynin evlenmesinin tek başına velayetin değiştirilmesi sebebi olamayacağı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesince verilen red kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı kadının istinaf talebinin REDDİNE, 2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tarafların yokluklarında oy birliği ile kesin olarak karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle adli yardım talebinin kabulunü, velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığını,velayetin değiştirilmesi için müvekkilin velayet görevini aksatmış olması , velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması gerektiğini, çocuğun çok telefonla oynaması neticesinde elinden telefonu almak velayetin değiştirilmesini gerektirmeyeceğini, velayet kendisine verilmeyen davacı, son bir yıldır, çocuğu anneye vermediğini, müvekkilin defalarca çocuğu istediği ve alabilmek için çok uğradığını, davacı tanığı, Sibel Mckenzie'nin davacının kardeşi olup, müvekkilin evine yıllardır gelip gitmemiş, annenin ve çocuğun birlikte yaşamlarına hiç şahit olmadığını, davacı tanığı Emtullah Işık ise sadece bir kere tartışmaya şahit olduğunu, davacı tanığı T1 un (davacı oğlu), davalı anne ile torunun ortak yaşantısına hiç şahit olmadığını, her ne kadar , Birleşmiş...