Aile Mahkemesinin 2010/799 Esas ve 2011/571 Karar sayılı ilamı ile annesine verildiği, vasi adayının, talebi açık bir şekilde, vasi atanmasına ilişkin olduğu, vasi tayini davasında ''velayetin kaldırılması'' hususununda ön sorun olarak değerlendirmesi ve vasi adayına, velayetin kaldırılması davası açması hususunda usulüne uygun süre verilmesi ve velayetin kaldırılması davasının açılması halinde bekletici mesele yapılması gerektiği, aksi durumun HMK'nın harç, gider avansı ve taraf sıfatına ilişkin düzenlemelerini bertaraf edeceği, davacının vasi olarak atanma isteğinden ibaret olan isteği konusunda görevli mahkemenin vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, vasi tayini istemine ilişkindir....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma gereğince velayetin kendisine verildiğini, boşanma gerçekleştikten sonra velayetin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir şartın değişmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Küçük Aleyna'nın davalı anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlike ya da tehlikelerin varlığı da ispat edilemediği, küçük Aleyna'nın annesiyle birlikte yaşamakta mutlu olduğu ve çekinmeden kendini ifade edebildiği; davalı annenin velayet görevini ihmal etmediği, velayetin değiştirilmesi konusunda kanuni şartların oluşmadığı ve davacının davasını ispat edemediği, velayetin kaldırılmasını gerektirecek boyutta ihmal olgusunun bulunmaması, müşterek çocuğun üstün yararı dikkate alınarak ve yaşı itibariyle müşterek çocuğun kendi tercihine de üstünlük tanınarak davacının velayetin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....
Mahkemece neticeten ve özetle"...davanın kabulü ile ortak velayetin kaldırılmasına ve velayetin davacı babaya verilmesine,anne ile kişisel ilişki tesisine"karar verilmiş,karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle "...davadan haberleri olmadığını,bu sebeple delil bildiremediklerini,sosyal inceleme raporlarına aykırı karar verildiğini,davanın reddi gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava ortak velayetin davacıya tek başına velayet olarak değiştirilmesi talebinden ibarettir. Tüm dosya kapsamı ile; HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 6)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayetin değiştirilmesi davasıdır. Müşterek çocukların velayeti boşanma ilamı ile davacı anneye verilmiştir. Davalı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesine dair davada Aksaray 1. Aile Mahkemesinin 2020/175 esas 2020/228 karar sayılı ilamıyla davacı annede bulunan velayetin davalı babaya verilmesine karar verilmiştir. Eldeki davada ise İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı anne tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocukların üstün yararıdır....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
öncelikli amacı olması gerektiğini, çocukların şu anda baba yanında kaldığını, onlara bakıcı tutulduğunu engelli çocuğun özel kreşe yazdırıldığını, baba yanında düzenli bir hayat oluşturulduğunu, yeni yerlerine uyum sağladıklarını, bu durumunda gözetilmesi gerektiğini ayrıca velayetin kaldırılması kararının kişisel ilişki kurulmasına engel olmadığını, mahkemenin bu konuda da hüküm kurmamasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılması, velayetin davacı babaya verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....
Dosya kapsamında alınan raporlar, tanık beyanları ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde küçüğün kanun gereği annede olan velayetinin değiştirilmesi gerektirir bir durum bulunmadığından velayetin annede kalmasının küçüğün menfaatine olduğu anlaşılmıştır. Asıl davada ilk derece mahkemesince velayet yönünden TMK 337/1.maddeye ilişkin bu tespit belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Yine dosya kapsamı itibariyle erkek tarafından açılan velayetin değiştirilerek babaya verilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasına dair birleşen davadaki taleplerin reddine karar verilmesi doğrudur. Bu haliyle, davalı-davacı erkeğin velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....