Tüm dosya kapsamı ile; Toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları, alınan uzman raporları ve içeriği, boşanma ilamı, 2010 doğumlu müşterek çocuğun ısrarlı beyan ve tercihi, bizzat dinlenmesi sonrası tekrar alınan uzman raporuna göre" hala ve ısrarla baba yanında yaşamayı istemesi" birlikte değerlendirildiğinde mahkemece velayetin babaya verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, Ancak; davanın niteliği itibarı ile velayetin değiştirilmesi davası olduğu, ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlığın bu şekilde belirlendiği, mahkemece de gerek aşamada gerek kararda niteledirme bu şekilde yapıldığı halde TMK'nun 348 nci maddesi sonuçları da doğacak şekilde hüküm kısmında "velayetin kaldırılmasına" karar verildiği, bu hususun düzeltilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, her iki tarafın da velayetin yerine getirilmesinde bir engelinin bulunmadığı, çocukla bağlarının güçlü olduğu, ancak çocuğun yaşı, davalı babanın mesleği ve çocuğun bakımının ve sorumluluğunun genellikle davalının annesi tarafından karşılandığı, davacının ev kadını olup ailesi ile birlikte yaşadığı, çocuğun bakımı ve velayeti konusunda istekli olduğu, çocuğun bakımı ve velayetin yerine getirilmesinde sosyal, kültürel ve ekonomik bir engelinin olmadığı, davacının uzakta yaşaması ve maddi imkansızlıkları nedeniyle çocukla telefon görüşmesi dışında bir bağ da kuramadığı değerlendi rerek velayetin değiştirilerek davacı anneye verilmesinin çocuk yararına olacağı yönünde kanaat getirildiği, davanın kabulü ile müşterek çocuk Berat Mazıbaşı'nın velayetinin davalı babadan alınarak davacı anne T1 verilmesine karar verildiği görülmüştür....
O halde, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hataya düşülerek velayetin değiştirilmesi (TMK md.349) yerine, Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalının istinaf talebinin kabulü ile hükmün Dairemizce düzeltilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı kadının istinaf talebinin KABULÜNE, Bismil 1....
Davacı tarafın velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf incelemesine gelince; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılğın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Mahkememizce yukarıda izah edildiği üzere velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durumun dosya kapsamından tespit edilememesi ve çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine en çok muhtaç olduğu dönemde olması karşısında velayetin değiştirilmesinin çocuğun gelişimine bir katkı sağlamayacağının SİR ile sabit olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçesi ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocuğun "üstün yararı" gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar ile ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....
Anayasasının 90. maddesi) Ortak velayette unutulmaması gereken husus ortak velayetin karşılıklı rızaya dayanmasıdır. Başka bir deyişle eşler ortak velayet değil, velayetin taraflardan birine verilmesini isterler ise düzenleme de buna uygun yapılacaktır. Küçüğün üstün yararı da taraflar arasında ki uzlaşma kültürüne bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin değiştirilmesi davası olup,kamu düzenine ilişkindir ve re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Davalının davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Davacı baba boşanma davası ile velayeti anneye verilmiş olan küçüklerin velayetin anneden alınarak kendisine verilmesini istemiş, davanın kabulü ile velayetin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmiştir. Ortak çocuklar 2006 doğumlu ....ve 2007 doğumlu ...., idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair .......
Aile Mahkemesine açılan velayetin değiştirilmesi davasında verilen hükmün küçüğün babası tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.02.2016 tarih 2016/1902 esas ve 2016/3287 karar sayılı ilamı ile küçüğün velayetinin değiştirilerek velayetin annesine verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde küçük hakkında koruma kararı verilmesine esas teşkil eden ... Aile Mahkemesinin velayetin değiştirilmesi davasının sonucu beklenerek ve taraf teşkili de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmağına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.10.2016 (Salı)...
Anne veya babanın hayatta olması halinde aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmaları olduğundan boşanma ile velayeti verilen babanın ölümü üzerine öncelikle anneye velayetin tevdi edilip edilmeyeceğinin tartışılması gerekir. Velayetin tevdii konusunda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin anneye velayetin tevdiini uygun görmemesi halinde, çocuklara vasi tayini için vesayet makamına ihbar gerekecektir. Öncelikle sorun velayetin anneye tevdi edilip edilmeyeceği olduğundan aile mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....