Uyuşmazlık; velayet altındaki davacının soyadının değiştirilmesine yasal olanak bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Soyadı, aile adıdır. Türk Medeni Kanununun 321. maddesi hükmü uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. TMK'nın 27. maddesine göre adın ve soyadının değiştirilmesi haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından haklı sebebin var olup olmadığı her bir davada özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunan kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri ve mahkemeye yansıyan ruhsal durumu dikkate alınarak hâkim tarafından değerlendirilmelidir....
Dosya kapsamından, küçüğün velayeti kendisine bırakılan davalı annenin ikametgah adresinin "Merkez/..." olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda kadının velayet hakkına dayanılarak çocuğun soyadını belirleme hakkı kapsamında dava açabilmesine olanak bulunmakla bereber, açılan davada;annenin soyadının çocuğa verilmesi talebinin kabulünün zorunlu olacağı ; başka bir ifade ile davanın kabulü zorunluluğu bulunduğu anlamına gelmez .Boşanma sonucu velayet hakkının anneye verilmiş olması, yalnız başına çocuğun soyadının değiştirilmesi için bir gerekçe olamaz. Esasen hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Yasal mevzuat ve Anayasa Mahkemesinin kararında bahsi geçen Uluslararası sözleşme hükümleri gereğince bu türden bir talebin yapılabileceği konusunda duraksama bulunmamakla beraber iş bu talebin yargılamasında “küçüğün yüksek menfaati”nin de soyadı değişikliğini haklı kılmasını ispat zorunluluğu mevcuttur. Bu haklılığı ispat yükümlülüğü de bunu iddia edecek olan davacı yana aittir....
Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda; Mahkemece tüm delillerin toplandığı, çocuğun soyadının anne soyadı ile değiştirilmesinde üstün yararı bulunduğu hususu ispatlandığından davanın kabulüne ilişkin verilen kararda herhangi bir isabetsizlik yoktur. Sonuç olarak;İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının talebinin, velayeti altındaki çocuğu ile 3. kişiler arasında çocuğu borç altına sokacak nitelikte bir hukukî işlem yapılması isteği olup talebin TMK 345. maddesine dayandığı, 4721 sayılı TMK'nın 3. Kısmı hariç olmak üzere 2. kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. İskenderun 2. Aile Mahkemesi tarafından ise, TMK'nın ikinci kitabının üçüncü kısmında yer alan 426/2. maddesi hükmü uyarınca yasal temsilcileri ile mevcut olan menfaat uyuşmazlığı nedeniyle küçükler adına belirli bir işin yapılması için temsil kayyımlığı atanması talebini içeren uyuşmazlığın çözümünde vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacı velayeti altında bulunan küçükler ile eşi H.. A..'un ortak oldukları A. İnş. Taahhüt Tic. San. Ltd....
ın evliliklerinden 19.08.2003 tarihinde soyadının değiştirilmesi istenen ...'ın dünyaya geldiği, davacı ... ile ...'ın ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 20.10.2010 gün 2010/35-107 sayılı kararı ile boşandıkları ve dava dışı baba ile çocuk ... arasında şahsi ilişki tesisine karar verildiği, ...'nın velayetinin davacı anne ...'...
Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....
TMK’nın “Vesayet işlerinde yetki” başlıklı 411 inci maddesi şöyledir: “Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.” 4. TMK’nın “Yerleşim yerinin değişmesi” başlıklı 412 nci maddesi şöyledir: “Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur.” C. Değerlendirme Kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin verilmesine ilişkin vesayet makamı olan Acıpayam Sulh Hukuk Mahkemesince TMK’nın 412 nci maddesinin birinci fıkrasına göre verilmiş bir izin kararı olmadığından ihbar ile ilgili karar vermekte Acıpayam Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir. III....
Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. “Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” TMK m.412'de ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. " hükmü yer almaktadır. Kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesi için vesayet makamı olan Batman Sulh Hukuk Mahkemesince talep üzerine verilmiş bir karar bulunduğuna göre vesayet dosyasının takibi ile Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. “Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” TMK'nın 412. maddesinde ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. " hükmü yer almaktadır. Kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesi için vesayet makamı olan ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesince velinin talebi üzerine verilmiş bir karar bulunduğuna göre uyuşmazlığın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/10/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....