Mahkemesinin 29.06.2011 tarih ve 2011/141 Esas - 2011/253 Karar sayılı ilamı ile TMK'nın 405. maddesi gereğince kısıtlanmış ve annesi ...’un velayeti altına bırakılmıştır. Veli, 02.07.2019 tarihli dilekçesi ile kısıtlının adresinin.....olduğunu belirterek vasiliğinin kaldırılmasını ve dosyanın bu adrese gönderilmesini talep etmiştir. .... 25.07.2019 tarihli ek karar ile kısıtlının yerleşim yeri adresinin “....” olarak değiştirilmesi için vasiye izin verilmesine ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. ....., vasinin yerleşim yeri değişikliğine izin talebi olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. “Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” TMK'nın 412. maddesinde ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez....
TMK m.412'de ise "Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez. Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur. " hükmü yer almaktadır. Kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesi için vesayet makamı olan Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesince talep üzerine verilmiş bir karar bulunduğuna göre vesayet dosyasının takibi ile ... (Yenihisar) Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... (Yenihisar) Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın soyadının kendi kızlık soyadı olan "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile dava dışı ...'nın 18.11.2005 tarihinde evlendikleri, evliliklerinden 31.08.2006 tarihinde soyadının değiştirilmesi istenen ...'nın dünyaya geldiği, davacı ... ile dava dışı ...'...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; velayet hakkının anneye verilmiş olmasının yalnız başına çocuğun soyadının değiştirilmesi için gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, baba kız ilişkilerinin tanık beyanları ile ispatladıklarını davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbir şekilde çocuğun üstün menfaati ile uyuşmadığını mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava boşanan kadının velayeti altındaki çocuğa kendi soy adının verilmesi davasıdır HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ad ve Soyadı Değişikliği Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada evlilik dışı doğup anne hanesinde kayıtlı ancak babası tarafından tanınması nedeni ile babasının soyadı olan "..." soyadını taşıyan küçüğün soyadının anne soyadı olan "..." olarak ve "..." olan adının da "..." olarak değiştirilmesi istenilmiş, mahkemece soyadı değişikliğine ilişkin istemin feragat nedeni ile reddine, adın değiştirilmesi isteminin kabulüne karar verilmiş olup hükmün fer'i müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, mahkemece fer'i müdahilin tek başına temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmiş, ret kararıda fer'i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Mahkemece 02.07.2021 tarihli karar ile, "Asıl dava yönünden; küçüğün velayetinin annede olduğunun tespiti ile velayetin değiştirilmesi hususunda başkaca karar verilmesine yer olmadığına, velayeti annede olan 23.05.2013 doğumlu Zeynep Göksu lehine hükmedilen 1.000,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.750,00 TL’ye çıkarılarak davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, hükmedilen nafaka bedelinin her yıl ÜFE oranında artırıma tabi tutulmasına,fazlaya ilişkin istemin reddine, Birleşen dosyada davacının velayetin değiştirilmesi ve küçük lehine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, velayeti annede olan küçük ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 10:30 ile Pazar günü saat 17:00 arasında, Dini bayramların 2. Günleri saat 10:30 ile ertesi gün saat 15:30 arasında, sömestr tatillerinin 2. Günleri saat 10:30 ile 7....
Sulh Hukuk Mahkemesince, vesayet altına alınması istenen küçüğün anne ve babasının velayeti altında olması nedeniyle vesayet kararı için öncelikle velayetin kaldırılmasının gerektiği, bu görevinde Aile Mahkemesinin görevi içinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi ise,davanın vesayete ilişkin olduğunu, velayete dair bir davanın bulunmadığını belirterek, görevsizlik yönünde karar vermiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.( TMK 409. m.) Somut olayda vesayeti istenilen çocuk, anne ve babası olan ... ile ...'ın velayeti altında bulunduğundan öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup – bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir....
Bu durumda, nüfus kaydına göre babası ... hanesinde düzgün nesepli olarak kayıtlı olup evlilik dışı doğması nedeni ile annesi velayeti altında bulunan ...'ın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, mahkemenin gerekçeli kararının içeriğinden; hüküm fıkrasının bir numaralı bendinde davacı ... yanında eşi ve çocuklarının da soyadlarının düzeltildiği görülmüştür. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b madde ve fıkrasında davacının soyadının düzeltilmesi halinde bu kişinin eşinin ve reşit olmayan çocuklarının soyadı değişikliklerinin kayıtlara işlenmesi ve düzeltilmesi nüfus müdürlüğüne verilmiş idari bir görevdir. Mahkemece sadece davacı ... ...'ün soyadının değiştirilmesi ile yetinilmesi gerekirken, bu kişinin eşi ve çocuklarının da soyadlarının düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; "Mahkememizin 2022/132 esas sırasına kayıtlı dosyada "Davacı vekilinin dava dilekçesinde davacının velayeti altında bulunan küçük T5 isminden "HALİSE" isminin çıkartılarak adının "ADA" olarak düzeltilmesi talebi yönünden davacı ile küçük arasında zorunlu/ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı anlaşılmakla davanın tefrikine, Mahkememiz esas defterinde ayrı bir esasa kaydına," kararı gereği tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmakla incelenmesinde; davacının talebinin velayeti altında bulunan küçüğün adının düzeltilmesi olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar dava Rize T4 karşı açılmış ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.12.2010 tarih ve 2010/18- 643 esas 2010/648 kararında "...Taraflar boşanmış ve velayet davacı anneye verilmiş olsa da; bu durum eldeki davada dava dışı olan küçüğün babasının gerçekte onun babası olması durumu değiştirmez....