Sulh Hukuk Mahkemesi ise ergin kısıtlının velayeti annesine verildiğinden hakkında velayet ile ilgili hükümlerin uygulanması gerekeceğinden görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bakırköy 3.Sulh Hukuk Mahkemesince küçüğün velayet altına alınmasıın uygun olacağından bahisle davaya velayet işlerinde görevli asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de dosya içindeki nüfus kayıtlarından küçüğün anne-babasının 9.5.2004 ve 27.1.2013 tarihlerinde öldükleri anlaşılmaktadır. Velayet ..., evlat edinme hariç sadece anne-babaya tanınmış bir hak olup anne-baba dışında kimseye tevdi olanamaz. TMK'nun 404.maddesinde "velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Görevlerini yaparken vesayeti gerektiren böyle bir halin varlığı öğrenen nüfus memurları, idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar" hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda anne-babası ölmüş olan küçüğe vasi atanması gerektiğinden uyuşmazlığın vesayet makamı olan Bakırköy 3.Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının kanuni sonucu olarak, TCK'nin 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yasaklamanın aynı yasanın 53/3. maddesine göre kendi alt soyu bakımından şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde bir karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK.un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasının bu konu ile ilgili kısmının “5237 sayılı yasanın 53/1-a,b,d,e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan ve 5237 sayılı TCK'nin 53/1-c maddesindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışında velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, mahkum oldukları...
Türk Medeni Kanunu'nun 419/3.maddesine göre velayet altında bırakılmalarına karar verilen ergin kısıtlı ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4.maddesi uyarınca Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın Gökçeada Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nin 21 ve 22.maddeleri gereğince Gökçeada Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemes DAVA TÜRÜ :Velayet Değiştirilmesi ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK.md.183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi anne öldüğüne göre çocuk yasal temsilden yoksun haldedir. Bu durumda, davada çocuğu temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak için çocuğa temsilci atanması gereklidir (Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.41/1)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, velayet düzenlemesi ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma ile birlikte ortak çocuk 2011 doğumlu...n velayeti davalı babaya bırakılmıştır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocuğun üstün yararıdır. Mahkemece velayet düzenlemesi yapılırken uzman görüşüne başvurulmamıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesince velayet altına alınmalarına karar verilen reşit kısıtlılar yönünden velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ....Aile Mahkemesi tarafından ise talebin vesayet makamının denetimine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, kısıtlının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/397 E. - 562 K. sayılı kararı ile kısıtlanarak babasının velayeti altında bırakıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK’nın 335/2. maddesinde “Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar” hükmüne yer verilmiştir. TMK'nın 419/3 maddesine göre de velayet altına bırakılmasına karar verilen kısıtlı ergin çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm asli müdahil tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez. Velayet sahibi baba öldüğüne göre çocuklar yasal temsilden yoksun haldedir. Bu durumda, davada çocukları temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak için çocuğa temsilci atanması gereklidir ( Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/1)....
Aile Mahkemesi ise velayet sahibi ...'nın yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuk ...'nın velayeti babası ...'dadır. Bu halde, yetkili mahkeme, velayeti kullanan babası ... 'nın yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medenî Kanununun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Dosya kapsamından, veli babası ...'nın kolluk araştırmasına göre, " .../..." adresinde ikamet ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın ... Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......