Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi gereğince boşanmış, müşterek çocuk ...'ın velayeti babaya verilmiş, karar 09.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Dosyanın incelenmesinden davalı babanın cezaevinde bulunduğu, kendisinin annesi ... velayeti altına bırakıldığı ve müşterek çocuk ...'m babaannesi ...tarafından bakıldığı anlaşılmakladır. Türk Medeni Kanunu'nun 348/1. maddesine göre ana babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi halinde hakim velayetin kaldırılmasına karar verir. Davalı babanın cezaevinde bulunması nedeniyle velayet görevini yerine getiremeyeceği anlaşılmaktadır....

    Sulh Hukuk Mahkemesince, babanın hayatta olması nedeniyle öncelikle velayetin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Mersin 5. Aile Mahkemesince, velayet hususunda dosyanın tefrikine karar verilmiş, vesayet talebi yönünden ise vesayet makamının sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. TMK'nın 337/2. maddesinde "Ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hâkimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdii edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda, anne ve baba, ... . Aile Mahkemesinin ... tarih ve .../... E. - .../ ... K. sayılı ilâmı ile boşanmışlar ve küçüğün velayeti babaya bırakılmıştır. Baba hayattadır ve velayet babadan kaldırılmamıştır. Velayetin tevdii hususu Aile Mahkemesinin görev alanı içerisinde bulunduğundan öncelikle bu husus Aile Mahkemesince değerlendirilecektir....

      İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayet anne veya babada olup da, şayet velayet kendisinde olan eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa, çocuğa bakan, velayetin nezi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse, bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Açıklanan nedenlerle davacı anne yanında kalan ve anne tarafından bakılan müşterek çocuk için hakkaniyete uygun bir miktarda iştirak nafakasına hükmolunmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Müşterek çocuk 02.11.2005 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 28.11.2007 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu dava ise, yaklaşık beş yıl sonra 15.03.2012 tarihinde açılmıştır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davacının annenin küçüğü kendisine göstermediği, velayet görevini kötüye kullandığı, haysiyetsiz yaşam sürdüğü, küçüğün anneyi istemediği gerekçelerine dayanarak velayetin değiştirilmesini talep ettiği, davalının davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır. Dinlenen taraf tanıkları, yanında yer aldıkları taraf lehine anlatımlarda bulunmuşlar, bir tarafın beyanının diğer tarafın beyanına üstün tutacak sebepler sabit görülmemiştir. Velayet değişikliğine ilişkin olarak alınan 08.04.2022 tarihli sosyal inceleme raporunda velayetin annede kalmasının uygun olacağının bildirildiği görülmüştür....

          Velayetin değiştirtilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasında; Dosya içinde alınan sosyal inceleme raporları, annenin velayet görevinin gereklerini ihmal ve istismar ettiğinin, kişisel ilişkiye engel olduğunun ispatlanamaması, çocuğun anne ile kalmak istemesi, davacı tarafından kişisel ilişki için başlatılan icra takibinin de anne tarafından engellendiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunulmamış olması nazara alınarak velayetin değiştirilmesi ve buna bağlı iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup, davacının istinaf talebinin reddine karar verilerek dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Mahkemece davalı annenin velayet kendisinde bulunmasına rağmen çocukları davacı dedeye bıraktığı ve ilgilenmediği gerekçesiyle annede olan velayetlerin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, toplanan delillerden ve özellikle tanık beyanlarına göre davalı annenin aileler arasında meydana gelen büyük bir kavga sonrasında velayete konu çocukları babalarına teslim etmek zorunda kaldığı ve sonrasında alamadığı görülmüş olup, yine toplanan delillerden davalı annenin velayet görevini ifadan aciz olduğunu gösterir bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Velayetin kaldırılması kararı ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Asıl olan ana/babası sağ olan velayete tabi çocuğun, velayet altında bırakılmasıdır. Bu nedenle velayetin kaldırılması şartları oluşmadığı halde davanın reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

            (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı velayetin kaldırılması davası açmış, ilk derece mahkemesi, ara kararla küçüğün anneannenin bakım ve gözetiminde bırakılmasına, hükümle ise velayetin babadan kaldırılmasına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir. Her iki taraf vekilin istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, davalı tarafın istinaf talibinin tümüyle reddine, davacı tarafın istinaf talebiyle ilgili olarak ise; kişisel ilişki yönünden istinaf talebinin kabulüne karar vermiş, velayet ve kişisel ilişki düzenlenmesi konularında yeniden hüküm kurmuştur. Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi çekişmesiz yargı işleri arasında [HMK m.382-(2)-b)-13)] sayılmasına karşın, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler, çekişmesiz yargı işleri (HMK m.382) arasında sayılmamıştır....

              Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı kanunun 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan yasa hükümlerine göre kısıtlanıp, velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Dava dilekçesinin kapsamından davanın; velayetin kaldırılması ve davacının vasi atanmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece velayetin kaldırılması talebi yönünden davanın ayrılması ve görevsizlik kararı verilmesi, vasi atanması talebi yönünden ise velayetin kaldırılması davasının bekletici sorun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı Kanunun 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılacağı hükme bağlanmıştır. Açıklanan Yasa hükümlerine göre, kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 Sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Dava dilekçesi kapsamından; davanın, velayetin kaldırılması ve davacının vasi olarak atanması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu