Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2023 NUMARASI : 2022/316 2023/61 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Sudenaz'ın velayetinin tarafına verilmesine, davalının aylık 750,00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası taleplerin reddine, yargılama giderleri ile ilam vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava dosyası....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Tarafların Akşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/565 Esas 2020/63 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuk İbrahim'in velayetinin babaya verildiği, kararın 28/01/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....

GEREKÇE : Asıl dava, velayet, kişisel ilişkinin düzenlenmesi ve iştirak nafakası, karşı dava, velayet ve iştirak nafakası talebine ilişkindir. Davalı-k.davacı erkek istinafında, davalarını ispat etmesine rağmen karşı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davasının kabulünü, asıl davanın reddini, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının fahiş olduğunu bildirmiştir....

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı-davacı erkek vekilinin önlem nafakası davasına yönelik istinaf talebinin KISMEN KABULÜ, birleşen davanın reddine yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince İlk Derece mahkemesi kararının ASIL ve BİRLEŞEN dava yönünden KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, BUNA GÖRE; A1- Asıl dava yönünden (Birleşen boşanma davasındaki önlem nafakası ve ilk derece mahkemesince takdir edilen nafaka ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) Davacı birleşen dosya davalısı kadın lehine dava tarihi olan 05/07/2021'den itibaren başlamak üzere aylık 750,00 TL önlem nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, 2- Müşterek çocuk T6 lehine (Birleşen boşanma davasındaki tedbir nafakası ve ilk derece mahkemesince takdir edilen nafaka ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) dava tarihi olan 05/07/2021'den itibaren başlamak üzere aylık 500,00 TL önlem nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2020 NUMARASI : 2019/698 ESAS 2020/1314 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

İştirak nafakasının alacaklısı velayetin tevdi edildiği ana ya da babadır. Velayet ve velayet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma zorunluluğu çocuğun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer. (TMK.md.335, 328/1) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakım yükümlülüğü (TMK.md.328/2), ergin olan çocuk tarafından açılmış bir nafaka davası varsa dikkate alınır. Ergin olan çocuk tarafından, ana ve babanın açıklanan yükümlülüğüne dayanılarak açılmış bir nafaka davası bulunmamaktadır. Öyleyse, karardan önce ergin olan çocuk için, kararın kesinleşmesinden itibaren davacı yararına iştirak nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Davacı, küçük İlayda için iştirak nafakası isteği, mahkemece 100 TL nafakaya hükmedilmiş ise de; tarafların mahkemece araştırılan sosyal ve ekonomik durumları ile nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları, babanın gelir durumu da dikkate alındığında 05.09.2003 doğumlu İlayda'ya takdir edilen iştirak nafakasının bir miktar daha artırılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin ... sayılı kararıyla boşandıkları, boşanma kararı ile müşterek çocukların velayetlerinin annelerine bırakılarak, davacıya iştirak ve yoksulluk nafakası bağlandığı, daha sonra davalı tarafca, davacıya karşı .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan velayetin nezi davası sırasında tarafların velayet ve nafaka yönünden anlaşarak 29/04/2002 tarihli protokol imzaladıkları, protokol gereğince müşterek çocukların velayetlerinin annede bırakılarak, ... tarafından ödenecek iştirak ve yoksulluk nafakası hususunda anlaştıkları ayrıca protokolün 7. maddesinde ... tarafından protokol hükümlerine uyulmadığı takdirde 30.000.000.000.-TL tazminat ödemeyi taahhüt ettiği, mahkemece de bu protokol hükümlerinin uygun bulunduğu, iş bu dosyada ise davacı ...'in 29/04/2002 tarihli protokol gereğince nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıdan protokolün 7. maddesi gereğince tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır....

        Yine ilk kararı davalı kadın yoksulluk nafakası verilmemesinin usul ve yargıya aykırı olduğunu belirtmiş olmakla yoksulluk nafakası şartları içinde yer alan daha fazla kusurlu olmamak kapsamında kusuru da istinaf etmiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m. 183, 349, 351/1)....

          UYAP Entegrasyonu