Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"velayetin davacı babaya verilmesine engel bir durumun olmadığının" mütaala edildiği, bu tarihten sonra davalı babanın İstanbul'da yeni bir evlilik yaptığı, eşi ve müşterek çocuklar ile beraber yaşadığı, baba ve çocuklar ile görüşülerek hazırlanan 24/12/2019 tarihli sosyal inceleme raporunda "müşterek çocukların mevcut düzenlerinden memnun olduğu, anne ile kalmak istemedikleri," anne ile görüşülerek hazırlanan 08/08/2019 tarihli sosyal inceleme raporunda "davacı annenin psikolojik rahatsızlıklarının bulunduğu, kadın sığınma evinden yeni çıktığı kendine bir yeni düzen kurmaya çalıştığı, şu aşamada velayeti üstlenebilecek durumda olmadığı" yönünde görüş bildirdiği, davacının "davalı ve ailesinin çocuklara kötü muamelede bulunduğu, anne ile çocukların görüşmesini engellediği" iddialarını ispatlayamadığı, velayetin değiştirilmesinin şartlarının oluşmadığı, mevcut düzenin devam ettirilmesinin çocukların yüksek menfaatine olacağı anlaşılmakla, davacının velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası iken ıslah ile velayetin değişirilmesi ve iştirak nafakası davasıdır. Davalı süresinde aleyhine verilen hükümlere karşı istinaf talebinde bulunmuştur....

Davalı erkek vekilinin; müşterek çocuk Başak hakkındaki velayet düzenlemesine ve çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesi ile; ortak çocuk için boşanma davası sırasında iştirak nafakası talep edilmediğini, davalı babanın çocuğun giderlerine katılması gerektiğini ileri sürerek; çocuk için aylık 500.00 TL iştirak nafakası ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir . Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, çocuk için aylık 400.00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir . Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir....

    Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK.md.348). Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK.md. 183, 349, 351/1). Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçmış olmakla davalı babanın bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne, onama kararının bu yöne ilişkin kısmının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesine uygun düşer....

      HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-1- ) Davacı-davalı erkek vekilinin, karşı davanın kabul edilmesine, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasına, birleşen önlem nafakası davasında kadın lehine hükmedilen önlem nafakasına yönelik istinaf taleplerinin, davalı-davacı kadın vekilinin ise, kusur belirlemesine, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarına, müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarına, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, A-2- ) Davacı-davalı erkek vekilinin, birleşen önlem nafakası davasında müşterek çocuklar lehine hükmedilen önlem nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2021 NUMARASI : 2019/698 ESAS - 2021/474 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Nafaka (Nafakanın Kaldırılması)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İzmir 12....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2021 NUMARASI : 2019/698 ESAS - 2021/474 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Nafaka (Nafakanın Kaldırılması)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İzmir 12....

      Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır....

      Davalı kadının düzenli gelir getiren bir işinin bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşüp düşmeyeceği belirlendikten sonra yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle velayet ve yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu