Mahkemece, "idrak çağındaki çocukların velayet, kişisel ilişki konusundaki düşüncelerinin önemi, velayet hakkına sahip annenin çocukların bakımı, gözetilmesi konusunda yeterli özeni, ilgi ve sokumluluğu ihmal etmesi, sosyal destek mekanizmasının olmamasının anlaşılması, davacı babanın velayet sorumluluklarını alma hususunda motivasyonunun yüksel olması, müşterek çocukların annesi ile ilgili anlatımlarında ihmal öykülerinin yer alması ve baba yanında yaşamak istemeleri nedeniyle çocukların yüksek yarar ve menfaatleri nazara alınarak, davanın kabulüne" karar verilmiştir. TMK'nun 183 ve 349.maddelerinde yere alan hükümlere göre; yeni olgunun zorunlu kılması ve küçüğün menfaatinin gerektirmesi halinde velayet sahibi değiştirilebilir. Taraflar, Karşıyaka 4....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1234 KARAR NO : 2021/1509 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2019/214 ESAS, 2020/108 KARAR DAVA KONUSU : VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı- davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuklar Ceylin ve Berra'nın velayetlerinin anneye verildiğini, annenin velayet görevlerini yerine getirmediği gibi, çocukların babalarının yanında kalmak istediklerini, bu nedenle velayet görevinin anneden alınarak babaya verilmesine...
Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. TMK'nın 183. maddesinde "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır." şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. Yine, TMK'nın 349. maddesinde; “Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir” hükmü yer aldığı gibi, TMK'nın 351. maddesinin birinci fıkrasında da; "Durumun değişmesi halinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir" düzenlemesi mevcuttur....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, öncelikle TMK'nın 348. maddesi kapsamında velayetin kaldırılması, terditli olarak da torun ile babaanne arasında kişisel ilişki düzenlenmesi davasıdır. Davada velayetin babaanneye verilmesinin talep edilmiş olması, dava dilekçesinde yapılan açıklamalar karşısında önemli olmayıp, dava, çocuğun üstün yararına aykırı olduğu öğrenilen durumu hakime ihbar niteliğindedir. Bu durumda, ihbar edenin taraf sıfatına sahip olup olmadığına bakılmaz. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, resen araştırma ilkesi geçerlidir. Böyle bir durumda, aile hakiminin velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığını araştırması zorunludur. 2- Öte yandan, boşanma davasının henüz kesinleşmemiş olması sebebiyle resmi olarak annenin velayet hakkının bulunmadığı yönündeki değerlendirmede de isabet yoktur. Ana ve baba evli ise, evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar (TMK m.336/1)....
Davacı değiştirme isteğini;davalı babanın çocuğun velayeti kendisinde olmasına rağmen,çocuğun bu dönemde fiilen hafta içi çalışma günlerinde kendisine bırakılmak ve sadece hafta sonlarında davalı babası tarafından alınmak suretiylee velayet görevinin davalı tarafından eylemli olarak yerine getirilmemiş olmasına;velayetin düzenlenmesinde,çocuğun yaşının küçüklüğü ve yetişme çağında olması nedeniyle,annelik kimliğinin gelişimi için,velayetin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olacağı iddiasına dayandırmıştır. TMK.nun 183,349,351/1.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde;koşulların değişmesi ve çocuğun menfaatinin gerektirmesi halinde,velayet sahibinin değiştirilmesi mümkündür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2018/966 ESAS 2020/453 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun dava süresi boyunca geçici velayetinin davacı anneye verilmesini, kalıcı velayetin dava sonunda babadan alınarak anneye verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür. SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada velayetin değiştirilmesinde ortak çocuğun hiçbir menfaati ve üstün yararının olmadığını ve davanın reddini gerektiğini savunarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLER: Dava dosyası....
Velayetin değiştirilmesine ilişkin davalarda yetkiye ilişkin Türk Medenî Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki çekişmesiz yargıyla ilgili genel yetki kuralı (m. 384) uygulanacağından davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Davacının oturduğu yer ... olduğundan ... Aile Mahkemesi yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”...
Vasiye, dava açma yönünde izin kararı alması için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerekmiştir. 2-Velayetin kaldırılması, ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “çekişmesiz yargı" işi olarak kabul edilmiştir (m. 382/2-b-13). Velayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabidir (HMK m. 316/l-ç). Davacı babaannenin açmış olduğu nafaka davasının yargılaması devam ederken davalı-davacı ... (çocukların annesi) tarafından Kayseri 5. Aile Mahkemesinin 2015/677 esas sayılı dosyası ile velayetlerin kenidisine verilmesi için 03.09.2015 tarihinde dava açmış, açılan velayet davası 05.10.2015 tarihinde nafaka davası ile birleştirilmiştir. Davalı-davacı ... tarafından açılan birleşen dava yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörüldüğü şekilde usulüne uygun bir ön inceleme duruşması gerçekleştirilmemiştir....
Bu husus nazara alınmadan aleyhinde "kesin hüküm" oluşturacak şekilde nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 3-Üçüncü kişinin temyiz itirazlarına gelince; Babanın babası tarafından bağımsız olarak açılan ve boşanma davasıyla birleştirilerek görülen davada; velayetin ana ve babadan kaldırılması istenmiştir. Sebep olarak her iki ebeveynin de "akıl hastası" olduğu gösterilmiştir. Davalı (baba)nın akıl hatası olduğu tıbben belirlenmiş, bu sebeple kısıtlanmış, velayet altına konulmuştur. Boşanma davası da akıl hastalığı sebebine dayanılarak açılmış ve kabul edilmiştir. Boşanma kararı ile birlikte velayetin davacı anneye bırakılmasına karar verilmiştir....