Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereğince T3 24.04.2018 tarihinde yeniden evlenmesi nedeniyle yoksulluk nafakası yasa gereği kendiliğinden kalkmış olacağından bu konuda mahkememizce ayrıca karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir" gerekçesiyle, davalı anne de olan velayetinin kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine, davacı tarafın davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi davalının ikinci evlilik yaptığı tarih itibariyle yasa gereği yoksulluk nafakası kendiliğinden kalktığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin beyanı esas alınmadan davalının, ev ortamında inceleme yapılmadan tanzim edilen rapor esas alınarak karar verilmesi, müşterek çocukların mahkemece beyanları alınmadan velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması davalarının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

reddine, davalı çocuk Eren için hükmedilen iştirak nafakası talebinin kaldırılıp velayetin kendisine verilmesi isteminin reddine karar verilmesini talep etmiş, İskenderun 1....

Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. Yargıtay'ın yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E., 95 K.; 16.05.2007 gün ve 2007/2-275E., 275 K.; 11.03.2009 gün ve 2009/2-73 E, 118 K.; 13.05.2009 gün ve 2009/3-165 E., 186 K.; 04.05.2011 gün ve 2011/2-155 E., 2011/278 K. sayılı kararları)....

    Reddedilen yoksulluk nafakası miktarının yıllık toplamının (300 TLx12=3.600 TL) karar tarihi itibariyle HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince davacının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakasının reddi, tedbir nafakası miktarı ve velayet yönünden, davalı erkek tarafından ise, tedbir nafakası, velayetin karar tarihi itibariyle verilmemesi ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin inceleme kapsamı dışında kalan iştirak nafakası hariç olmak üzere tüm temyiz itirazlarının, davacı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, 2013 ve 2014 doğumlu müşterek çocuklar Siraç ve Miraç'm velayetleri davalı babaya verilmiştir....

      İştirak nafakası velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda bu davaların ferîsi niteliğindedir. Bilindiği üzere ferî talepler asıl talebin sonuca bağlıdır. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası eğer bir boşanma davasında velayete tabi çocuklar var ise, boşanma kararının varlığına, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda ise velayet talebinin kabulüne bağlı olup velayet hakkı kendisine verilen ana ya da baba yararına hükmedilecektir. Dolayısıyla velayet ve iştirak nafakası talebi arasında bir öncelik ya da sonralık ilişkisi bulunmayıp aslilik ve ferîlik ilişkisi söz konusudur. Ferî talebin asıl talepten bağımsız olarak istenmesi mümkün olmadığına göre velayetin değiştirilmesine konu bir davada da değiştirme talebinin reddi halinde çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmeyecektir. Yukarıda da açıklandığı üzere, ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin ... sayılı kararıyla boşandıkları, boşanma kararı ile müşterek çocukların velayetlerinin annelerine bırakılarak, davacıya iştirak ve yoksulluk nafakası bağlandığı, daha sonra davalı tarafca, davacıya karşı .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan velayetin nezi davası sırasında tarafların velayet ve nafaka yönünden anlaşarak 29/04/2002 tarihli protokol imzaladıkları, protokol gereğince müşterek çocukların velayetlerinin annede bırakılarak, ... tarafından ödenecek iştirak ve yoksulluk nafakası hususunda anlaştıkları ayrıca protokolün 7. maddesinde ... tarafından protokol hükümlerine uyulmadığı takdirde 30.000.000.000.-TL tazminat ödemeyi taahhüt ettiği, mahkemece de bu protokol hükümlerinin uygun bulunduğu, iş bu dosyada ise davacı ...'in 29/04/2002 tarihli protokol gereğince nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıdan protokolün 7. maddesi gereğince tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, velayet ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı erkek tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle başka bir erkekle yaşayan davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmemesinde bir isabetsizliğin bulunmadığının anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet kamu düzeniyle ilgili olup, hakimin re'sen harekete geçmesini gerektiren işlerdendir. Resmi siciller, iptal edilmedikçe belgeledikleri olgular doğru kabul edilir ve resmi sicile aykırı düşecek şekilde karar oluşturulamaz....

            Mahkeme tarafından tefhim edilen kısa karar ile ''davacı erkeğin davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velayetin anneye bırakılmasına, babayla kişisel ilişki kurulmasına, kadın için 200 tedbir-yoksulluk müşterek çocuk için 150 TL tedbir-iştirak nafakası verilmesine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm kısmında ''asıl davanın kabulüne ve tarafların boşanmasına, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmasına, velayetin anneye bırakılmasına ve babayla kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 400 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine, davacı için 25.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat takdirine, davalının tedbir - yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu