Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken, ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....

    Ayrıntıları Hukuk Genel Kurulun 09/05/2018 tarih ve 2017/2- 1899 esas ve 2018/1052 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; velayetin değiştirilmesi sonucu çocuğun kişiliğinin ve mallarının korunması, yine çocuğun temsili konusunda Kanunun ana ve babaya yüklediği görevler ve haklar kendisine velayet verilen ana ya da babaya geçmektedir. Bu bağlamda TMK'nın 182/2. maddesinde yer alan ”Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” hükmü gereğince velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası talep edebilmek için velayet hakkına sahip olmak gerekmektedir....

    Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir....

      TMK'nun 197.maddesi gereği ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Ayrıca, TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1). Kural olarak; müşterek çocuk lehine hükmedilecek iştirak ve tedbir nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden hükmedilen iştirak veya tedbir nafakasını isteyemez....

        Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk Kaan lehine hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 450,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedilmiştir. Davacı vekili verilen kararı; takdir edilen nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, talep gibi karar verilmesi istemiştir. Davalı istinaf başvurusuna cevap vererek, reddini istemiştir. Dava; anlaşmalı boşanmadan sonra açılan iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

        Mahkemece; "davalı babanın çalışmadığı, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma yükümlülüğü mutlak olmayıp, mali gücü oranında sözkonusu olduğu. kendisi yoksul olan davalı babanın, iştirak nafakasından sorumlu tutulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırılık teşkil edeceğinden" davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....

          Davacı 18/02/2020 tarihli celsede çocuk için iştirak nafakası talep ettiğini, ayrıca nafakanın her yıl artırılmasını istediğini beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile velayeti babaya verilen müşterek çocuk Egehan'ın velayetinin babadan alınarak davacı anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 275,00 TL iştirak nafakası takdiri ile karar kesinleştikten sonra her ay davalıdan alınarak davacı anneye verilmesine, her yıl nafakanın artırılması hususunda usulüne uygun bir talep olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece, verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihinde anne yanında olan çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığını, hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğunu, yine gelecek yıllarda ÜFE artışına karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur....

          TMK'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf,ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Bu husus kamu düzeninden olup tarafların tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Bu nedenle boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir.Diğer taraftan,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK. 330/1.md. göre de nafaka miktarı çocukların ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocukların gelirleri de gözönünde bulundurulur. Tarafların Eskişehir 3....

          Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2008 yılında boşandıklarını, müşterek çocuk lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, 2010 yılında bu nafakanın 280 TL'ye yükseltildiğini, çocuğun şu anda ilkokul öğrencisi olduğunu ihtiyaçlarının arttığını, davacının ihtiyaçları karşılamakta zorlandığını, çocuğun aynı zamanda böbrek hastası olduğunu belirterek, nafakanın 900 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında; davalının mülkiyeti ... Belediyesine ait büfeyi işlettiğini, bu işyeri için 650 TL kira ödediğini, satın aldığı evi de banka kredisiyle aldığını, talebin fahiş olduğunu, nafaka artışının ....'in yayınladığı ... oranında yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 280 TL iştirak nafakasının 350 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

            Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ihtiyaçları dikkate alındığında davalı kadın yönünden yoksulluk nafakası indirim miktarı fazladır. O halde mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde olay değerlendirilip; boşanma kararından sonra davacının gelirindeki azalmanın, kararlaştırılan nafaka miktarını ödemede ne ölçüde etkisi bulunduğu tartışılması ve başlangıçtaki denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu mahkemece yapılan indirim miktarı mütenasip olmayacak şekilde fazla olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 2- ) TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu