Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz mahiyeti itibari ile kısıtlama kararına yönelik olmayıp, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Ancak veli tarafından usulüne uygun harçlandırılarak aile mahkemesine açılmış velayetin kaldırılması davası da olmadığı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Bu itibarla, temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan gerekçeyle REDDİNE, HUMK'nın 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ..... çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı kanunun 419/son maddesinde ise kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır hükmü düzenlenmiştir. Açıklanan yasa hükümlerine göre kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 Sayılı Kanunun .... maddesi gereğince aile mahkemesidir. Dava dilekçesinin kapsamından davanın; velayetin kaldırılması ve vasi atanmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece velayetin kaldırılması talebi yönünden davanın ayrılması ve görevsizlik kararı verilmesi, vasi atanması talebi yönünden ise velayetin kaldırılması davasının bekletici sorun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde nez şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m.183, 349). O halde, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesi hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m.183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır....

        Davacının talebi velayetin annede olduğunun tespitine ilişkindir. Velayet kaldırılması yönünden kamu tarafından yapılan bir talep olmadığı gibi davacının velayetin kaldırılmasına yönelik usulüne uygun açılmış bir davası da bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/2- 356 esas 2010/389 sayılı ilamında açıkça belirtildiği üzere;Velayetin kaldırılması Tük Medeni Kanunun 346.maddesinde düzenlenen koruma önlemlerinden biri olmayıp ayrıca dava konusu yapılması gerekir.Velayetin kaldırılmasına karar verilebilmesi için ya usulüne uygun harcı yatırılarak ya da kamu tarafından ihbar üzerine açılan bir dava olmalıdır.Velayetin kaldırılması, çocukla şahsi ilişkinin engellenmesinden daha ağır ve ileriye yönelik sonuçları olan, yasada özel koşullara bağlanmış bir dava türüdür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, velayetin değiştirilmesi, şahsi münasebetin yeniden tesisi ve nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Talep, velayetin nez'i ve nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 28.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dosya kapsamına göre talep edilen dönemlerde çocuğun fiilen baba yanında kaldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, yine icra dosyasına göre talep edilen dönem için davacı babanın iştirak nafakasını ödediği, bu durumun davalı annenin ilk alınan SİR raporunda da kabulünde olduğu anlaşılmakla mahkemece , velayetin değiştirilmesine karar verilmesi ve çocuğun fiilen velayet hakkı bulunan anne ile yaşamaması nedeniyle iştirak nafakasının kaldırılmasına ve talep edilen dönem için davalıya ödenen nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı annenin yerinde bulunmayan istinaf itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            Davada, davalı babanın ödediği aylık 350,00 TL iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı yetersiz kaldığı ileri sürülerek, nafakanın 1.500,00 TL'ye çıkarılması talep edilmiş; mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 50,00 TL artırımla nafakanın aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

              Türk Medeni Kanunu'nun 336. maddesine göre, boşanmadan sonra velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır (TMK 404/1) ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. Somut olayda...... ile eşi ...'ün ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2003/55 Esas 2004/712 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, 08.03.2002 tarihinde evlilik birliği içerisinde dünyaya gelen Dilara'nın velayetinin anne Alev'e verildiği, annenin vefat ettiği, babanın ise sağ olduğu anlaşılmaktadır. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. ... 3....

                UYAP Entegrasyonu