Somut olayda; vesayet altına alınmak istenen çocuğun halen velayet altında bulunduğu, davacının dilekçe içeriğine göre öncelikle üzerinde bulunan velayetin kaldırılmasının istendiği, velayetin kaldırılması halinde, ancak vasi tayini sözkonusu olabileceğinden bu aşamada uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülüp sonuçlarındırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İnegöl Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi Velayetin kaldırılmasına ilişkin olarak açılan davada Şanlıurfa Aile Mahkemesi ile Şanlıurfa 1.Çocuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Şanlıurfa Aile Mahkemesince, velayetin kaldırılması talebine konu olan çocuğun ailesi tarafından istismar edilen ve suça sürüklenen çocuk olduğu belirtilip, uyuşmazlığın Çocuk Mahkemesinin görevine girdiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesi ise, velayetin kaldırılmasına ilişkin davaların Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstek öncelikle çocuk üzerindeki annenin velayet hakkının kaldırılmasına ( TMK. 348/2 md. ) yöneliktir....
Dava; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK'nın 339- 347. maddeleri uyarınca velâyet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülüklerini de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
GEREKÇE: Davanın konusu, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talebine ilişkindir. Mahkemece, velayetin değiştirilerek davacı babaya verilmesine, iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı ve tarafların istinaf talebi değerlendirildiğinde; tarafların boşanması sonucunda müşterek çocukların velayetinin davalı anneye verildiği, açılan bu davada velayet değiştirilerek davacı babaya verildiği, karar tarihinden itibaren çocuklar lehine aylık 200'er TL iştirak nafakasına hükmedildiği, hükme karşı davacı tarafından; nafakanın başlangıç tarihi, miktarı, ÜFE artış talebi ve vekalet ücreti, davalı tarafından; nafaka ve yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Mahkemece, velayet değişikliği talebinin reddine, kişisel ilişkinin düzenlenmesi talebinin kabulüne, iştirak nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından velayet değişikliği talebinin reddi kararı, şahsi ilişkinin genişletilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir. Velayetin yeniden düzenlenmesi hakkında ; TMK' nun 183. ve 349'ncu maddelerinde yer alan hükümlere göre, yeni olguların zorunlu kılması ve küçüğün menfaatinin gerektirmesi halinde velayet sahibi değiştirilebilir....
Ayrıntıları Hukuk Genel Kurulun 09/05/2018 tarih ve 2017/2- 1899 esas ve 2018/1052 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; velayetin değiştirilmesi sonucu çocuğun kişiliğinin ve mallarının korunması, yine çocuğun temsili konusunda Kanunun ana ve babaya yüklediği görevler ve haklar kendisine velayet verilen ana ya da babaya geçmektedir. Bu bağlamda TMK'nın 182/2. maddesinde yer alan ”Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” hükmü gereğince velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası talep edebilmek için velayet hakkına sahip olmak gerekmektedir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde ayrı yaşamakta olan eş bunu kanıtlayarak hakimden tedbir nafakası isteyebilir(TMK 197.mad.). Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK.182/2.mad) İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına istenir(TMK. 329.md). Somut olayda taraflar Mersin 5. Aile Mahkemesinin 25.06.2012 2012/408 E.-2012/509 K.sayılı kararı ile boşanmışlar, boşanma sırasında tarafların müşterek çocuğu F. N. 'a nafaka bağlanmamıştır....
Davalı vekili 22/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir ksururunun bulunmadığını, bu nedenle öncelikle davanın reddine, müvekkili için aylık 2.000 TL tedbir nafakası takdirine, boşanmaya karar verilmesi halinde takdir edilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına, velayetin anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 1.000 TL tedbir-iştirak nafakası takdirine, takdir edilen nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına, müvekkili için 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki tesisine, davalı vekilinin taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Tarafların müşterek çocuklarından Haşim Murat’ın 16/09/2022 tarihi itibariyle ergin olup yasa gereği velayet ve iştirak nafakası hükümlerinin kapsamı dışında kalması nedeniyle, Haşim Murat’ın velayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu çocuk için ergin olduğu tarihe kadar tedbir nafakası takdirine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne boşanma kararı ile birlikte velayeti davalı babaya bırakılan ortak çocuk 05.01.2001 doğumlu ...’un velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesi ile çocuk yararına iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece; "müşterek çocuğun babasının yanından ayrılarak annesinin yanına yerleştiği ve onun yanında kalmak istediğini beyan ettiği, çocuğun velayetinin annesine verilmesinin küçüğün menfaatine olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi ile birlikte çocuk yararına iştirak nafakasına hükmolunmuş, hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....