WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı baba davalı ile boşandıklarını ve velayetin anneye verildiğini, davalı annenin velayet görevini kötüye kullandığını, sosyal güvencesi bulunmadığını, evden sabah erken çıkıp akşamları geç gelmesi nedeniyle çocukla ilgilenmediğini, çocuğun tüm bakımını kendisinin yaptığını, çocuğun da baba yanında kalmak istediğini belirterek velayetin anneden alınıp babaya verilmesini talep etmiştir....

    İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine bırakılamayan eşin, velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dayanağını TMK'nun 182/2.maddesi oluşturur. Boşanma kararının kesinleşmesi ile hüküm ve sonuçlarını doğurur iken velayetin değiştirilmesi durumunda velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesiyle hüküm ve sonuçlarını doğurur. TMK. 182/2.maddesine göre;"Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". TMK. 328/1.maddesine göre; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir."...

    Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin değiştirilmesi davasıdır. ... 16. Aile Mahkemesince, davalı tarafın yetki ilk itirazında bulunarak davanın reddi gerektiğini savunduğu, dosya kapsamı itibariyle yetki itirazının süresinde yapıldığı gibi davalının dava dilekçesindeki adresinin .../... olduğu, kolluk araştırmasının bu adres itibariyle yapıldığı, TMK ve HMK kapsamında yetkili ve görevli Mahkemenin ... Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... Aile Mahkemesince ise davalının adresinde yapılan kolluk araştırmasına göre şahsın bahse konu adresini yazlık olarak kullandığı şahsın daimi adresinin "... Mahallesi ... Sokak ... Apartmanı No: 17/17 .../..."olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....

      Mahkemece, davacı baba tarafından açılan velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 02/02/2016 gün ve 2015/26314 e, 2016/1499 k, sayılı ilamıyla, velayetin değiştirilmesi davasının reddine yönelik kararın onanmasına, davalı anne lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden ise hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Velayet düzenlenmesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.1; TMK m.339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Velayetin değiştirilmesi (TMK m. 349) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemler Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir....

        Mahkemece; "Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkı kendisinde olmayan eşin, boşanma ile velayet hakkı kendisine bırakılan eş veya çocukta meydan gelen birtakım değişikliklerin gerektirmesi üzerine açtığı bir dava olup bu davalarda çocuğun yüksek yararı gözetilerek ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1575 E. 2018/672 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere velayete ilişkin kararların kesin hüküm oluşturmadığı, velayete ilişkin karardan sonra koşulların değişmesi (TMK m.183, 349, 351/1) veya velayetin değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebebin bulunması hâlinde mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilebileceği anlaşılmıştır....

        Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m. 183, 349, 351/1)....

          Velayet sahibi annenin ölmesi üzerine çocuğun babası, küçüğe kendisinin vasi tayin edilmesi için dava açmıştır. Velayet sahibi annenin ölmesi ile velayet kendiliğinden sağ olan babaya geçmez. Velayetin verilebileceği ana veya babadan birinin hayatta olması halinde koşullar mevcutsa, öncelikli olan küçüğün velayet altına alınmasıdır. Ancak velayetin verilmesi uygun değilse küçüğe vasi atanması yoluna gidilebilir. Küçüğün sağ olan babasının isteği “velayetin kendisine tevdii” niteliğindedir. Bu isteğin esası hakkında inceleme yapma ve karar verme görevi ise Aile Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Trabzon Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 19.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

            (TMK 348. vd. m.leri) Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı incelenmesinde; Somut olayda, dosyaya sunulan SİR raporları, yaşı küçük çocuk 2005 d.lu Öykü'nün yüksek yararı ve tercih içeren beyanı ile tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, velayetin değiştirilmesi için TMK'nun 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluştuğu, davanın niteliği itibariyle yaşı küçük çocuğa kayyım tayin ettirilmesi hatalı olmuş ise de bunun sonuca tesir etmeyeceği, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yönden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.si gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacının iştirak nafakası yönünden talebi velayetin değiştirilmesi davasının fer'isi niteliğinde olup, ayrı harç alınması bu talebi müstakil bir dava haline getirmez....

            UYAP Entegrasyonu