Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaldı ki dava dosyası içinde alınan uzman raporunda kişisel ilişki konusunda bir görüş alınmış olmadığına göre mahkeme tarafından yapılacak iş dava konusu küçüğün annesiyle kişisel ilişki kurması ve süresi konusunda görüşü alınarak deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

    Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

    Tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek, velayet düzenlemesi yapılması gerektiğinden, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır... Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, açıklanan hususlara riayet edilerek yargılama yapılması karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özet ile; ortak çocuk ile davacı taraf arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Suriye uyruklu davacı eşin birçok kez ortak çocuğu kaçırma girişimlerinde bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin sadece baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik kararının kaldırılmasını istinaf kanun yolu ile talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkinidir....

    yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması talepli olarak istinaf etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davalı babanın velayet görevini kötüye kullandığı, ihmal veya istismar ettiğine dair herhangi bir olay veya bulgu bulunmadığı, çocuğun altı yıldır baba ile birlikte yaşadığı, son yaşanan olayda çocuğun babası ile okula gitme meselesi yüzünden babaya kızdığı için karakola giderek şikayetçi olduğu, aslına baba ile yaşamak istediği, çocuğun anne ile kişisel ilişki kurmasında herhangi bir sorun da yaşanmadığı, velayetin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir durum olmadığından davanın REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; velayetin değiştirilmesi yönünden, davalı tarafından ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayeti dava konusu olan ortak çocuk Gürkan 13.10.2006 doğumlu olup idrak çağındadırlar. Ortak çocuk kendisini yakından ilgilendiren velayet konusunda mahkemece dinlenilmemiş, görüşüne başvurulmamıştır....

      Bu sebeple davacılar ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması isabetli ise de; kişisel ilişki çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde tanınabilir. Çocuk 2005 doğumlu olup, ilköğretim çağındadır. Her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları Cumartesi günleri saat 09.00'dan Pazar günleri saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü 09.00'dan üçüncü günü 17.00'ye kadar, yarıyıl tatilinin ilk haftası ve 1-31 Temmuz tarihleri arasında gösterilen saatler arasında kişisel ilişki tesisi, küçüğün yaşı itibarıyla bedeni ve fikri gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceği gibi, davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacaktır. Ayrıca, babanın yerine büyükbaba ve babaannenin ikame edilerek, babaya uygun olabilecek genişlikte bir kişisel ilişki düzenlemesi; Türk Medeni Kanununun 325. maddesinin düzenlenme amacına da aykırıdır. O halde, daha kısa sürelerle ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Hüküm, infazda tereddüte yer bırakmayacak şekilde kurulmalıdır. Velayet hakkına haiz olmayan anne ile çocuk ... arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hükümde yer alan "...her sömestr tatilinin ilk haftası..." ibaresi infazda tereddüt yaratacağından doğru görülmemiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

          GEREKÇE: Dava, velayetin değiştirilmesine, iştirak nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakası takdiri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, idrak çığında olan müşterek çocukların velayet tercihlerini babaları yönünde kullanmalarına ilişkin beyanları ve sosyal inceleme raporları, tanık beyanları dikkate alınarak davalı annede bulunan velayetin değiştirilmesine, iştirak nafakasının kaldırılmasına, davalı anne aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

          UYAP Entegrasyonu