Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2016/4453 Esas 2017/9868 Karar) İlk derece mahkemesince, tarafların müşterek çocuklarından 2006 doğumlu Nisa Uzuncan'ın velayeti, babanın velayet talebi olmadığı gerekçe göserilerek anneye verilmiştir. Halbuki, davalı babanın 21/01/2021 tarihli yazılı beyanı ile velayet talebinde bulunduğu ve davalı babanın velayet hususunda verilen kararı da istinaf ettiği anlaşılmıştır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Somut olayda, mahkemece çocukların velayeti yönünden herhangi bir rapor alınmadan veya idrak çağındaki çocuk dinlenmeden anneye verilerek, eksik araştırma sonucu hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı babanın istinaf başvurusu bu sebeple yerindedir. "Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır....

Dava; velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması ve geriye dönük ödenen iştirak nafakasının iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Davacı taraf; dava dilekçesi ile velayetin değiştirilmesi talebinin yanısıra, geriye dönük iştirak nafakası ödemelerinin iadesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasından geriye dönük ödenen iştirak nafakası talebinin 8.400,00.-TL'lik kısmı ile ilgili olarak harç ikmali yapılmış ancak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönüyle harç ikmali yaptırılmamıştır. Davalı ise; cevap dilekçesi ile; lehine boşanma davası ile hükmedilen yoksulluk nafakasının ÜFE'ye göre arttırılması talebinde bulunmuş, mahkeme tarafından yargılama aşamasında davalı tarafa harç ikmali yapması hususunda karar vermiştir....

istinaf taleplerinin reddine, velayetin taraflarına verilmesi kararının onanmasına, müşterek çocuk lehine dava tarihinden itibaren her ay 1.000 TL iştirak nafakasına, gelecek yıllarda TÜİK'in belirlemiş olduğu yıllık ÜFE oranında arttırım yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; velayetin tarafına verilmesi gerektiği ve davalı tarafın reddedilen nafaka talebi üzerinden vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....

Davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davası; ile müşterek çocukların velayetinin kendisine verilerek tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası maddi- manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup kararın gerekçe kısmında müşterek çocuk Umut'un velayetine ilişkin ".. müşterek çocuk 23/12/2014 doğumlu Umut GENÇTÜRK'ün velayet durumu göz önünde bulundurulduğunda davacı ve davalı tarafın her ikisine de velayetin verilmesine yer olmadığına, anne ve babanın çocuk üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına, müşterek çocuğa vasi tayini konusunda gereğinin değerlendirilmesi hususunda durumun Salihli Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarına" şeklinde ifadelere yer verilerek, Umut'un velayetin taraflara verilmesine yer olmadığına derken aynı zamanda TMK.m348 gereğince velayetin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

Velayet açısından: Ayrılık aşamasında çocukların anneyle yaşamaları, çocuk Taha'nın anneyle yaşamak istediğini belirtilmesi, SİR raporunda velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi karşısında velayetin anneye verilmesinin doğru olduğu, tarafların ayrı şehirde yaşamaları karşısında ortak velayet verilmemesinin de uygun olmadığı anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için tedbir -yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

Davacı vekili, velayet kararının kaldırılarak velayetin anneye verilmesi, çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı istinafa cevap vermemiştir. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayetin düzenlenmesinde, çocukların üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk bakımından idrak çağında olduğu kabul edilen çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşüne gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocuğun fikri, bedeni ve ahlaki gelişimindeki yüksek yararı gerektirdiği takdirde, açıkladığı görüşünün aksine karar verilmesi de mümkün olup; bunun haklı gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekir....

nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....

(HMK.m.l) Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK.m.21) Dava, velayet altında bulunan küçüğün velayetinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Velayet altına alınması dava edilen küçük halen velayet altındadır. Dolayısı ile küçüğün velayetinin değiştirilmesi için Aile Mahkemesi'nce öncelikle velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir; ki, küçüğe veni velayet veya vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği velayetin kaldırılması davasının sonucuna bağlıdır. Velayete ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir. Yetki meselesi kamu düzenine ilişkin değildir. Dolayısı ile ... 3.Aile Mahkemesi'nce yapılmış bir yetki itirazı olmadığı halde yetkisizlik karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... 3.Aile Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekir....

    şekilde yoksulluk nafakası takdir edilmesi de doğru görülmemiştir....

    UYAP Entegrasyonu