Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbiren velayet ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca açılan bağımsız tedbir nafakasına ilişkin olup, mahkemece kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş olduğunun anlaşılmasına göre davacının nafakanın miktarına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet düzenlemesi yapılırken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md.1; TMK.md.339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md, 4/...

    Gerçekleşen bu durum karşısında küçük çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyması, davalı babanın bakım konusunda yardım aldığı annesinin yargılama aşamasında vefat etmiş bulunması, dinlenen davacı tanıklarının anlatımlarından küçük çocuğun annesiyle birlikte yaşamak istediğinin anlaşılmış olması ve tüm dosya kapsamından annenin velayet görevini yerine getirmeye engel bir durumunun olduğunun ispatlanamamış olması dikkate alındığında çocuğun üstün yararının velayetin davalı anneye bırakılması olduğu anlaşılmaktadır....

    Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351). Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir.Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 19/06/1991 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden Aykut ve Aysu isimli çocukları olduğu, davacının ev hanımı olduğu, çocuk Aysu ile kaldığı, babasına ait evde kaldığı, 9 taşınmazı bulunduğu, davalının ambulans şoförü olarak çalıştığı, aylık gelirinin 4.135,95 TL olduğu, babasına ait evde kaldığı, davalının davacıya şiddet uyguladığı sabit olduğundan ayrı yaşamakta haklı olduğu, erkeğin kadına hakaret ettiği ispatlanamaması karşısında erkeğe bu yönde kusur verilmesinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacı için önlem nafakası verilmesi ve miktarın yerinde olduğu, çocuk Aysu'nun dava tarihinde reşit olduğu, dava açma iradesi ve beyanı olmadığı, ıslah ile de taraf eklenemeyeceği, davacı kadının reşit olan Aysu'yu temsilen dava açamayacağı anlaşıldığından Aysu için önlem nafakası verilmesinin hatalı olduğu, Aysu için talep edilen önlem nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 19/06/1991 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden Aykut ve Aysu isimli çocukları olduğu, davacının ev hanımı olduğu, çocuk Aysu ile kaldığı, babasına ait evde kaldığı, 9 taşınmazı bulunduğu, davalının ambulans şoförü olarak çalıştığı, aylık gelirinin 4.135,95 TL olduğu, babasına ait evde kaldığı, davalının davacıya şiddet uyguladığı sabit olduğundan ayrı yaşamakta haklı olduğu, erkeğin kadına hakaret ettiği ispatlanamaması karşısında erkeğe bu yönde kusur verilmesinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davacı için önlem nafakası verilmesi ve miktarın yerinde olduğu, çocuk Aysu'nun dava tarihinde reşit olduğu, dava açma iradesi ve beyanı olmadığı, ıslah ile de taraf eklenemeyeceği, davacı kadının reşit olan Aysu'yu temsilen dava açamayacağı anlaşıldığından Aysu için önlem nafakası verilmesinin hatalı olduğu, Aysu için talep edilen önlem nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına...

      İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır. İştirak nafakası, çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devam eder. Çocuk ergin olunca iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona erer. Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine verilen davacı anne, müşterek çocuğun giderlerine arttığı iddiasıyla iştirak nafakasının arttırılması talebinde bulunmuştur. Davanın yargılaması sırasında küçük ergin olduğundan duruşm. Mahkemece; küçüğün reşit olduğu tarihten itibaren yardım nafakasına karar verilmiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; ergin olan çocuk iştirak nafakası isteyemez. Koşulları varsa TMK'nun 328/2 ve 364.maddeleri gereğince yardım nafakası davası açabilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, ...'nin velayeti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.10.2017 günü temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Karşı taraf davalı-davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

          Aile Mahkemesinin 15.02.2022 tarih, 2021/349 Esas, 2022/90 Karar sayılı ilamı ile, davacı erkek tarafından açılan velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, taraflarca istinaf edilmeksizin 27.04.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava velayetin değiştirilmesi davası olup velayetin değiştirilmesi davalarında düzenlenen vekaletnamelerde bu hususta özel yetki bulunması gerekmediği dikkate alındığında davacı tarafın davalının vekaletnamesi ve bu kapsamda dava şartına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

          Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Velayet davaları kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesiyle alakalı olan herkes tarafından açılabilir. Açılmış olan davaya katılabilir, usulünce verilmiş müdahillik kararı bulunmasa dahi o karara itiraz edebilir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/19224E. 2015/21912 K.sayılı, 19.11.2015 tarihli kararı Buna göre dava, velayetin kaldırılmasına ilişkin olup, davacı dede tarafından anneye karşı açılmıştır. Davalı ve çocukların babası Servet Ceylan Torbalı Aile Mahkemesi'nin 2013/587 E.,2016/9 K.sayılı kararı ile boşanmış ve müşterek çocukların velayeti davalı anneye verilmiş olup karar 18.03.2016 tarihinde velayet hükmü yönünden 18.12.2018 tarihinde kesinleşmiş işbu dava ise 17.07.2019 tarihinde açılmıştır....

          Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık, önlem nafakası davası yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu