Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/463 E. sayılı dosyası incelendiğinde, taraflar arasındaki davanın boşanma yönünden, müşterek küçüğün velayet durumu ile iştirak nafakası yönlerinden kesinleştiğinin görüleceğini, Akçakoca'daki davanın maddi manevi tazminatlar ile davalı eşe verilecek nafaka yönünden devam ettiğini, davanın derdestlikten reddi yerine, Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/463 E. sayılı dosya üzerinde birleştirilmesi düşünülebileceğini, taleplerinin Düzce Aile Mahkemesinde taleplerinin velayetin değiştirilmesi talebinin, kabul edilmez ise, baba ile müşterek küçük arasındaki şahsi ilişkinin hakkaniyete uygun olarak yeniden düzenlenmesi olduğunu,Akçakoca mahkemesinde velayet hususunun kesinleştiğini, bu yönden dosyaya artık Düzce Aile Mahkemesi'nin bakması gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına,...

Velayetin kaldırılması ise ;anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde sözkonusu olabilecektir. (TMK m.348). Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Davacı davalının çocuğu kendisine göstermediğini ancak icra marifetiyle çocuğu görebildiğini iddia etmiş davalı ise iddiaları kabul etmemiştir....

Buradan hareketle, velayetin değiştirilmesi sonucu çocuğun kişiliğinin ve mallarının korunması, yine çocuğun temsili konusunda Kanunun ana ve babaya yüklediği görevler ve haklar kendisine velayet verilen ana ya da babaya geçmektedir. İşte iştirak nafakası, boşanma, ayrılık veya evlenmenin butlanına karar verildikten sonra velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin velayet hakkı verilen eşe çocuğun bakımı ve eğitim giderleri için mali gücü oranında yaptığı katkıdır. Nitekim bu husus, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 182/2. maddesinde "Velayeti kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır" şeklinde ifade edilmiştir. İştirak nafakası velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda bu davaların ferîsi niteliğindedir. Bilindiği üzere ferî talepler asıl talebin sonuca bağlıdır....

    Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2017/174 E. - 2017/647 K. sayılı kararı ile velayetin düzenlenmesi hususunda taraflarca herhangi bir yetkisizlik itirazı olmadan re'sen Eskişehir Aile Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş ise de; velayetin düzenlenmesine ilişkin davaların basit yargılama usulüne tabi olup, çekişmesiz yargı işi olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 385. maddesi gereğince çekişmesiz yargı işlerinde talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, ayrıca bu tür davalarda yetkinin kamu düzenine ilişkin olup, kesin olmadığı, ......

      Mahkemece, "idrak çağındaki çocukların velayet, kişisel ilişki konusundaki düşüncelerinin önemi, velayet hakkına sahip annenin çocukların bakımı, gözetilmesi konusunda yeterli özeni, ilgi ve sokumluluğu ihmal etmesi, sosyal destek mekanizmasının olmamasının anlaşılması, davacı babanın velayet sorumluluklarını alma hususunda motivasyonunun yüksel olması, müşterek çocukların annesi ile ilgili anlatımlarında ihmal öykülerinin yer alması ve baba yanında yaşamak istemeleri nedeniyle çocukların yüksek yarar ve menfaatleri nazara alınarak, davanın kabulüne" karar verilmiştir. TMK'nun 183 ve 349.maddelerinde yere alan hükümlere göre; yeni olgunun zorunlu kılması ve küçüğün menfaatinin gerektirmesi halinde velayet sahibi değiştirilebilir. Taraflar, Karşıyaka 4....

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, öncelikle TMK'nın 348. maddesi kapsamında velayetin kaldırılması, terditli olarak da torun ile babaanne arasında kişisel ilişki düzenlenmesi davasıdır. Davada velayetin babaanneye verilmesinin talep edilmiş olması, dava dilekçesinde yapılan açıklamalar karşısında önemli olmayıp, dava, çocuğun üstün yararına aykırı olduğu öğrenilen durumu hakime ihbar niteliğindedir. Bu durumda, ihbar edenin taraf sıfatına sahip olup olmadığına bakılmaz. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, resen araştırma ilkesi geçerlidir. Böyle bir durumda, aile hakiminin velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığını araştırması zorunludur. 2- Öte yandan, boşanma davasının henüz kesinleşmemiş olması sebebiyle resmi olarak annenin velayet hakkının bulunmadığı yönündeki değerlendirmede de isabet yoktur. Ana ve baba evli ise, evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar (TMK m.336/1)....

      Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. TMK'nın 183. maddesinde "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır." şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. Yine, TMK'nın 349. maddesinde; “Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir” hükmü yer aldığı gibi, TMK'nın 351. maddesinin birinci fıkrasında da; "Durumun değişmesi halinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir" düzenlemesi mevcuttur....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2018/966 ESAS 2020/453 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      Davacı değiştirme isteğini;davalı babanın çocuğun velayeti kendisinde olmasına rağmen,çocuğun bu dönemde fiilen hafta içi çalışma günlerinde kendisine bırakılmak ve sadece hafta sonlarında davalı babası tarafından alınmak suretiylee velayet görevinin davalı tarafından eylemli olarak yerine getirilmemiş olmasına;velayetin düzenlenmesinde,çocuğun yaşının küçüklüğü ve yetişme çağında olması nedeniyle,annelik kimliğinin gelişimi için,velayetin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olacağı iddiasına dayandırmıştır. TMK.nun 183,349,351/1.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde;koşulların değişmesi ve çocuğun menfaatinin gerektirmesi halinde,velayet sahibinin değiştirilmesi mümkündür....

        İlk derece mahkemesince; davacının açtığı velayetin değiştirilmesi, şahsi ilişkinin düzenlenmesi ve müşterek çocuklar lehine iştirak nafakası bağlanması davasının reddine hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; reddedilen davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Her ne kadar, davacı vekili istinaf talebinin duruşmalı incelenmesini talep etmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 356. maddesinde istinaf incelemesinin aynı Yasanın 353. Maddesinde belirtilen haller dışında duruşmalı yapılacağı düzenlenmiştir....

        UYAP Entegrasyonu