Aynı kanunun 404. maddesinde de velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; küçüğün babasının vefat etmiş olduğu, annesinin ise sağ olduğu, sağ kalan anneye ait olan velayet hakkının anneden kaldırıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Mahkemece küçüğün velayet durumunun araştırılması, sağ ve ergin olduğu anlaşılan annesinin velayetinin kaldırılmasına ilişkin bir karar bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, yok ise velayetin düzenlenmesi yönünde dava açılması için davacıya süre verilmesi, bu davanın sonucunun beklenmesi ve oluşacak sonuca göre vesayet konusunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken, dava hatalı nitelendirilerek kayyım tayini yoluna gidilmesi isabetsiz olduğundan kayyım vekilinin istinaf isteminin kabulüyle hükmün HMK'nın 353(1)a-6 maddesi gereği kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1) dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yaşamları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden,davalı babanın müşterek çocuğa kötü muamelede bulunduğu anlaşılmaktadır....
Dava, velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki tesisine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesinde istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak kamu düzenine aykırılıkların re'sen gözetileceği düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, velayet kendinde olan velinin, velayet görevini gereği gibi yerine getirmediği, çocuklara yeterli ilgi göstermediği ve onlara karşı yükümlülüklerini ağır biçimde ihmal ettiği kanıtlanmış ise velayetin değiştirilmesi davasının kabulü gerekir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocukların menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Velayet düzenlenmesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke çocuğun üstün yararıdır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken, idrak çağında çocukların beyanları, yaşı, ihtiyaçları, anne ve babanın sosyal konumları ve çocuk yetiştirme konusundaki bilinçleri değerlendirilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında birleştirilerek görülen “torunla kişisel ilişki kurulması ve velayetin kaldırılması” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) “her iki davanın kabulüne” dair verilen 31.05.2011 gün ve 2009/507 E., 2011/187 K. sayılı karar, davalılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 7.06.2012 gün ve 2011/19851 E., 2012/15504 K. sayılı kararı ile; "...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalıların kişisel ilişki düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalıların velayetin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Toplanan delillerden ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı büyükbaba; velayet sahibi annenin, çocuğa kötü davrandığını, okula göndermediğini, fiziksel şiddet uyguladığını ve çocuğun yaşam şartlarının kötü olduğunu iddia ederek, ''velayetin iptali ile kendisine verilmesini'' talep etmiş, mahkemece,'' davacının çocuğun dedesi olduğu, çocuğun anne ve babasının hayatta olup, davacının oğlu olan... ile davalının boşanmaları ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin annesine bırakıldığı, çocuğun halen annesi ile birlikte yaşadığı, velayet hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup anne ve baba haricinde üçüncü kişilerce kullanılabilecek haklardan olmadığı, dolayısı ile davacının velayetin kendisine verilmesi talebinin hukuken mümkün olmadığı...
Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava M.K.nun 183. maddesi ile 348,349 vd. maddelerine dayalı velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu madde, velayetin değiştirilmesi sebeplerini hüküm altına almıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından velayetin değiştirilmesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK. Md. 183, 349, 351/1)....
Bu hali ile dava, Türk Medeni Kanununun 348. maddesinde düzenlenen velayetin kaldırılması ve 407. maddesi uyarınca vasi atanmasına ilişkin olup 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesine göre, velayetin kaldırılması hakkındaki davalarda görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilir. Mahkemece; velayetin kaldırılması hakkındaki talep yönünden dava tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, vasi atanmasına dair talep hakkında ise velayetin kaldırılması davası bekletici mesele yapılarak; velayet kaldırıldığı takdirde vasi atanması, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü doğru görülmemiştir....
Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....
Mahkemece; davaya konu 15/09/2002 doğumlu müşterek çocuk Ahmet Taner'in 15/09/2020 tarihinde reşit olduğundan onunla ilgili velayet düzenlenmesine yer olmadığına, 02/04/2008 doğumlu müşterek çocuk Alper Taner yönünden sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkemece verilen hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davalının çocuğun eğitim-öğretimi ile ilgilenmediğini, mahkemece görevlendirilen uzman ile görüşmeye gelmediğini, çocukların babaları ile görüşmemesi için psikolojik baskı yaptığını, çocuğun beyanına üstünlük tanınarak eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın kabulünün gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi davası niteliğindedir. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2)....