Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351). Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir.Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne boşanma kararı ile birlikte velayeti davalı babaya bırakılan ortak çocuk 05.01.2001 doğumlu ...’un velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesi ile çocuk yararına iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece; "müşterek çocuğun babasının yanından ayrılarak annesinin yanına yerleştiği ve onun yanında kalmak istediğini beyan ettiği, çocuğun velayetinin annesine verilmesinin küçüğün menfaatine olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi ile birlikte çocuk yararına iştirak nafakasına hükmolunmuş, hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....

      Aile Mahkemesi'nce, HMK'nın 382/2-b-13. maddesi gereği çekişmesiz yargı işlerinden olan kamu düzenine ilişkin bulunan velayetin düzenlenmesi talebinin HMK'nın 384. Maddesi gereği talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu yazılmakla, talep eden ilgilinin ikametinin"Konya" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Aynı Kanunu'nun 411. maddesi gereğince vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olup 19/1. maddesi gereğince yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olmakla aynı Kanunun 21....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, İstinaf dilekçesinde özetle; mahkemece vahim bir hata yapıldığını, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak karar verildiğini, oğlunun psikolojik yönden maruz kaldığı travmaların tespit edilmediğini, mahkemece, yeni ve tatmin edici bir uzman raporu alınmaksızın aylar öncesi velayetin geçici düzenlenmesi sonucunu doğuran rapora dayanak gösterilerek velayet hakkının kaldırılmasının son derece hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, velayet hakkının korunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davannı konusu, velayetin değiştirilmesi davasıdır. Davalı anne istinafında, delillerin yeterince değerlendirilmediğini, eksik araştırma ve inceleme ile haksız karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        Dava; velayetin düzenlenmesi, iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK'nın 339- 347. maddeleri uyarınca velâyet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülüklerini de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

        Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” Yine, aynı Kanunun 21. maddesine göre, velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. Nafaka davalarında kesin yetki kuralı bulunmayıp, 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Dosya kapsamından, küçüğün velayeti kendisine bırakılan davalı annenin ikametgah adresinin "Merkez/..." olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayet istemine ilişkindir. Her ne kadar Mahkemesince davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar veriliş ise de; Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür. Bu sebeple davacının davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut hadisede davacı anne ile dava dışı babanın boşandığı ve velayetin babaya verildiği, babanın ceza evine girmesi nedeniyle babadaki velayetin kaldırılarak küçüğe babaannenin vasi olarak atandığı gelinen aşamada annenin velayet talep ettiği görülmüştür....

          İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili hükmün; velayetin tarafına verilmesi ve mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın vekili hükmün; yargılama gideri, aleyhine hükmolunan vekalet ücreti ve şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Çocuk ile Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından velayet davasının reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise kişisel ilişkinin süresi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydı ve harcı bulunmadığından temyizin incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının terditli açtığı davasında velayetin değiştirilmesine yönelik ilk talebi reddedilmiş ise de; ikinci nitelikteki kişisel ilişkiye yönelik talebi kabul edildiğine göre davacının davası sonuç itibariyle kabul edilmekle...

            Nüfus idaresi tarafından ihbar edilen dava Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesine dayalı vasi atanmasına, anne tarafından açılan dava Türk Medeni Yasası’nın 183. maddesine dayalı velayetin düzenlenmesine ilişkin olup; mahkemece öncelikle velayetin düzenlenmesi talebi yönünden tefrik kararı verilip ayrı bir esasa kaydedildikten sonra bu talep yönünden görevsizlik kararı verilmesi; vesayete ilişkin davanın da anılan dosyanın sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu