Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere ve özellikle çocuk adına kayyım tarafından açılan dava, sadece "babalığa" ilişkin olmayıp, bununla beraber "velayetin anneden alınıp babaya verilmesi" isteğini de içermekte olup, kanunen annede bulunan velayet (TMK. md. 337/1), anneden alınıp babaya verildiğine göre, velayetle ilgili dava bakımından anneye husumet yöneltilmesi gerekiyor ise de, babalık davasının anneye ihbar edilmesi (TMK. md. 301/3) yönündeki bozmaya uyularak yapılan ihbar üzerine anne davaya katılma isteğinde bulunmuş ve bu isteği kabul edilerek "katılan" sıfatını almış olmasına göre velayetle ilgili davadaki husumet eksikliğinin bu suretle giderilmiş bulunmasına göre, Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle de; ceza, idari...
görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348)....
Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder [HMK m. 115-(1), (2)], "Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir" (TMK m.337/1). Bu yasal düzenlemeye göre, eldeki davada küçüklerin velayetinin davacı annede olduğu tartışmasızdır. Yasa gereği velayet kendisinde bulunan davacı annenin, çocuklarının velayeti için dava açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. O halde, mahkemece davanın, hukuki yararla ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2016 (Çrş.) ......
Asıl dava; velayetin düzenlenmesi ve iştirak nafakasının artırılması, birleşen dava ise; velayetin kaldırılması ve iştirak nafakasının kaldırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince, asıl davada velayet yönünden velayet annede olmakla karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakasının artırımına, birleşen davada velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, karara karşı davalı birleşen dosya davacısı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamına göre, tarafların 23.05.2013 doğumlu soybağı mahkeme ile düzeltilen evlilik dışı Zeynep Göksu adında bir çocuklarının olduğu, Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2015/733 Esas, 2016/130 Karar sayılı 15.02.2016 tarihli kararı ile, müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği görülmüştür. TMK 337/1.madde gereğince ana ve babanın evli olmaması durumunda velayet anaya aittir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/05/2023 NUMARASI : 2023/211 2023/290 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Düzenlenmesi (TMK M.182)) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T.C. kimlik numaralı T3 isimli kişiye mahkememizin kararı ile veli/vasi olarak atanan T.C. kimlik numaralı T2 isimli kişinin 11/04/2023 tarihinde kısıtlandığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 404 ve 479. maddeleri uyarınca T3'na yeniden veli/vasi tayin edilmesini talep etmiştir. Çanakkale 1. Sulh Hukuk Mahkemesince 08/05/2023 tarihli 2023/616 Esas, 2023/675 Karar sayılı karar ile, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik karar verilmiştir. Çanakkale 1. Aile Mahkemesince, her ne kadar Çanakkale 1....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından müşterek çocuk ... yönünden velayet düzenlemesi yapılmaması ve nafakaya hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı Yasanın 407/1 maddesi; bir yıl veya daha uzun süreli özgörlüğü baylayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır. Yine aynı Yasanın 419/son maddesi; kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp, velayet altında bırakılır, düzenlenmesi getirmiştir. Buna göre ergin olan kişi ana veya babanın velayeti altında bırakılmış ise veli hakkında vesayete ilişkin özel hükümler değil velayete ilişkin hükümler uygulanacaktır. Veli ...'in velayetin kaldırılması için aile mahkemesine dava açması mümkün ise de, TMK 417. maddesindeki sebepleri ileri sürerek kaçınma talebinde bulunması mümkün değildir....
Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınmaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verilir. -Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, -Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklaması, -Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. -Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar. "(TMK madde 348). Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK madde 349). Velayete ilişkin uyuşmazlıklar kamu düzeniyle ilgilidir ve re'sen araştırma ilkesi geçerlidir....
Somut olayda vesayeti istenilen çocuk, evlat edinen davalının velayeti altında bulunduğundan öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin evlat edinenden kaldırılıp, anne, babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır. (TMK.348.m) Dosya kapsamından, Aile Mahkemesince, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası hak düşürücü süreden red edilerek, velayetin kaldırılarak davacıların vasi olmasına hakkındaki dava tefrik edilerek Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde, vaseyet altına alınıp alınmayacağı tartışılması gerekeceğinden Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Velayetin düzenlenmesi istemine ilişkin olarak açılan davada İzmir 21. Aile ile Acıpayam 2....