Kısıtlanan ergin çocuğun babası, velayetin anneden alınıp kendisine verilmesini ve çocuk lehine de iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Didim Asliye Hukuk Mahkemesi “Aile” sıfatıyla verdiği kararla; davayı reddetmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Ergin çocuğun kısıtlanması halinde, Türk Kanunu Medenisi’nin 369/2. maddesi uyarınca, velayet altına konulmuş bulunması, kısıtlı hakkında velayet hükümlerinin geçerli olacağı anlamına gelmez. Ana ve/veya babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki doğumla başlayan kanunen sahip oldukları velayet hakkı ile, kısıtlama nedeniyle, kanunda yer alan hüküm ‘TKM. 369/2, TMK. 419/3) gereği kendi velayetlerine bırakılan ergin çocukları üzerindeki hak ve yetkileri farklıdır. İkinci halde, kısıtlanan ergin çocuğa atanan veli, vasi gibidir ve vesayete ilişkin hükümlere tabidir. Başka bir ifade ile veli, vesayet makamının denetimi altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 29.09.2014 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) boşanmışlar ortak çocukların velayetleri ise tarafların anlaşmaları doğrultusunda davalı babaya verilmiştir. Bu dava ise anne tarafından boşanma tarihinden yaklaşık sekiz ay sonra 26.05.2015 tarihinde açılmış, anne velayet kendisinde olan babanın velayet görevlerini yerine getirmediğinden bahisle ortak çocukların velayetinin kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tarafların ortak çocukları 04.02.2009 doğumlu .... velayeti babadan alınarak anneye verilmiş, 2000 doğumlu.... velayeti ise davalı babada bırakılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m. 348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m. 348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesine uygun düşer....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 12/11/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m. 348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....
Anne temyizinde velayetin kendisine verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Velayete konu çocuk Ümmühan Sude 13.07.2007 doğumludur. Çocuk hüküm tarihinde baba yanındadır. Taraflar arasında görülen ve retle sonuçlanan boşanma davası sırasında, mahkemece uzman incelemesi yaptırılmış; uzmanın 05.11.2010 tarihli raporunda velayetin anneye verilemesi yolunda görüş bildirilmiştir. Geçici velayet düzenlemesi davası 12.09.2011tarihinde açılmış; 02.04.2012 tarihli mahkeme hükmüyle velayet babaya bırakılmıştır. Toplanan delillerden; boşanma davası aşamasından sonra hem baba, hem de ananın başka kişilerle birlikte yaşamaya başladığı ve bu ilişkilerinden çocukları olma durumu iddia edilmiştir. Uzman incelemesi tarihi ile hüküm tarihi arasında kısa sayılabilecek bir zaman geçmiştir. Kuşkusuz aradaki bu dönemde koşullar değişmiş olabilir. Velayet düzenlemesi yapılırken; ana/baba yararıyla çocuğun yararı çatıştığı takdirde çocuğun yararına üstünlük tanımak gerekir....
Yargılama süreci devam ederken davacı-davalı kadına küçüğün velayeti tedbiren geçici olarak verilmiş, bu aşamada davalı-davacı erkeğin çocuğunu beş kez icra marifetiyle görmeye gittiği ancak evde olmadığından görüşmesinin engellendiği ve bu şekilde kadının velayet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle sayın çoğunluk tarafından karar velayetin babaya verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Kadının yargılama aşamasındaki davranışı tedbir kararına aykırı davranmak eylemini oluşturursa da, çocuğa yönelik herhangi bir davranışı ileri sürülmediğinden velayet görevini kötüye kullandığından sözedilemez. Kaldıki hüküm kesinleştikten sonra küçükle babanın görüşmesinin engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebebini oluşturur. Küçüğün doğumundan itibaren ve yargılama sırasında anne yanında kaldığı, üstün yararınında bu yönde olduğu uzman raporu ile belirtildiğine göre mahkemece velayetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet ve Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının velayetin yeniden düzenlenmesi davasının reddi kararına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin yeniden düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: ... tarafından ... ve ...'in yabancı mahkeme ilamı ile boşanmalarına ilişkin kararın tanındığı ve boşanma ilamının nüfusa işlendiği halde tarafların velayete tabi çocukları ile ilgili velayet düzenlemesinin bulunmadığından bahisle çocukları ...'in velayeti hakkında karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece duruşma açılmaksızın dosya üzerinden velayetin davalılardan anne....'e bırakılmasına karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/2-b-13. maddesine göre velayetle ilgili davalar bir "çekişmesiz yargı" işidir. Çekişmesiz yargı işlerinde kural olarak "basit yargılama usulü" uygulanır (HMK m. 385/1.)...
Kısıtlamaya ilişkin 2004 tarihli kararda, kısıtlanan ... çocuk velayet altına konulmayıp, annesi “vasi” tayin edilmiş olduğuna göre, davacının talebi; velayetin kaldırılması niteliğinde olmayıp, vasinin görevden alınmasına ilişkindir. (TMK. m.483 ve dev.) Öyleyse delillerin bu çerçevede değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, vesayet makamının, mevcut vasinin görevden alınmasına ilişkin bir hüküm tesis etmeden, aynı kişi hakkında yeniden kısıtlama kararı vermesi ve bu defa davacıyı vasi olarak ataması usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır. Değerli çoğunluğun görevden bozma düşüncesine açıklanan sebeple katılmıyorum....