Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla )görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince...Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda"velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın ... 2. Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince ... 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda, uyuşmazlığın... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince,... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kısıtlanıp velayet altında bırakılmasına karar verilen çocuklar ve bunların malları hakkındaki uyuşmazlıklarda "velayet" hükümleri uygulanır. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesidir. Bu durumda,uyuşmazlığın Çameli Asliye Hukuk Mahkemesinde (Aile Mahkemesi sıfatıyla) görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 61000 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Çameli Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla )YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Evlilik dışı ilişkiden doğan küçüğün annesi onsekiz yaşından küçük olup babası tarafından tanınarak soybağı kurulduğuna göre babanın velayeti alma hakkının bulunduğu, asıl olanın velayet olduğuna göre sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın babaya ihbar edilmesi, beyanının alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği takdirde davanın sonuca bağlanması gerektiğinden sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu ...” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir ... Sulh Hukuk Mahkemesi; “...Uyuşmazlığın evlilik dışı doğan ve annenin yaşının küçük olması nedeni ile velayet altında bulunmayan küçüğün TMK'nın 337/2. maddesi uyarınca kendisini tanıyan babasının velayeti altına konulup konulmayacağına yönelik olduğu, velayet hususunun değerlendirilmesi görevinin aile mahkemesine ait olduğu ...” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, çocukların babaları tarafından tanınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 337/1. maddesi gereğince evlilik dışı çocuğun velayet hakkı davacı anneye aittir. Aynı kanunun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Bu durumda toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı annenin çocukları ile ilgilenmediği, onlara şiddet uyguladığı, çocukların davacı anneanne yanında kaldığı ve bakımlarının onun tarafından yapıldığı, davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği, yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı (TMK m. 348/2) gerçekleşmiştir....
ın velayetinin anneye verildiği, Medeni Kanunun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesine göre çocuk mallarının korunması konusunda velinin yerleşim yeri aile mahkemesinin yetkili olduğu, küçüğün velisi ...'ın MERNİS'te kayıtlı yerleşim yeri adresinin "... ilçesi/..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 4. Aile Mahkemesi ise velayet sahibi ...'ın yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuk ...'ın velayeti annesi ...'dadır. Bu halde, yetkili mahkeme velayeti kullanan annesi ...'ın yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medenî Kanununun 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir....
Velayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Sincan 1. Asliye Hukuk ve Sincan 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava konusu uyuşmazlık, velayet altında bırakılan ergin kısıtlının malının satışıyla ilgili denetim makamının onayına ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, velayet altındaki çocuklarla ilgili olarak, hakimin istisnai hallerde çocuğun taşınmaz mallarının tasarrufuna karar verebileceği, anılan istisnai hallerin ise Türk Medeni Kanununun ikinci kitabında düzenlendiği belirtilerek, Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir....
Tüm tanık beyanlarından boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayet hakkı davalı babaya verilmişse de kararın akabinde çocuğun fiilen hafta içi annesiyle hafta sonları babasıyla kaldığı anlaşılmaktadır. Çocuğun iradesi velayet hakkının annesine verilmesi yönünde olduğu gibi , pedegog bilirkişi görüşü ve sosyal inceleme raporu da nihayeten aynı doğrultudadır. Velayetin anneye verilmemesini gerektirecek somut ve geçerli bir neden bulunmamaktadır.Davalı yan, davacının ekonomik olarak velayet hakkının gereklerini yerine getirebilecek gücünün bulunmadığını beyan etmişse de salt bu sebep velayet hakkının davacıya verilmesine engel oluşturmayacaktır.Zira davacının çalışmasına engel bir durumu bulunmadığı gibi davalı da velayet hakkı tarafında bulunmasa dahi çocuğunun giderlerine iştirak etmekle mükelleftir....
KARŞI OY Boşanma kararıyla müşterek çocukların velayetinin anneye bırakılmış olması, velayetin kullanılmasına (TMK.m.182/2) ilişkin olup, bu nitelikteki bir karar, babanın ergin olmayan çocukları üzerindeki kanundan doğan (TMK.m.335/1) velayet hakkını kendiliğinden kaldırmaz. Kullanılması kendisinde olmasa bile hak varlığını kaldırılmadığı sürece devam ettirir. Bu bakımdan, mahkemece, ayrıca babanın çocuklardan Hümeyra üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğrudur. O nedenle değerli çoğunluğun yukarıda 2.maddenin (b) bendinde yer alan "velayet babaya verilmediği halde, verilmeyen velayetin kaldırılmasına da karar verilemeyeceğine" ilişkin gerekçesine ve hükmün bu yönden düzeltilmesine katılmıyorum. Kaldırma kararı doğrudur ve onanmalıdır....