Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, boşanma ile ferileri olan velayet, tazminat ve nafaka istemlerine ilişkin olup, mahkemece verilen hüküm; davalı tarafça velayet, tazminat ve nafaka istemleri yönünden temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten önce de, sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. Zira nafaka, velayet hakkı kendisine verilen eşe çocuğun bakım ve eğitimine harcaması için verilmiştir ve onun tarafından istenilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. TMK'nun 328. maddesine göre de, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir....

      Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. Zira nafaka, velayet hakkı kendisine verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitimine harcaması için verilmekte olup, ancak onun tarafından takip konusu yapılabilir. Somut olayda, icraya konu edilen İzmir 7. Aile Mahkemesi 2008/173 E. - 2008/697 K. sayılı ilamında, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise babadır. Bu nedenle, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için anne takip yapabilir....

      -TL'sinin ise velayet ve nafaka davaları için verildiğini, açılan velayet davası sonucunda da çocuğun velayetinin tarafına tevdi edildiğini, ancak velayet davası açılırken davalı avukatın kendisine yanlış bilgi vererek, velayet davası kesinleşmeden nafaka davası açılamayacağını beyan ettiğini, aradan 1 yıllık süre geçmesine rağmen iştirak nafakası davasının açılmadığını, elinde bulunan belgeleri istediğini, davalı avukatın elinde bulunan belgeleri gönderdiğini, ancak hiç açmadığı bir dava için almış olduğu parayı iade etmekten kaçındığını, nafaka davası açılmadığından davalı avukatı azlettiğini, velayet davası kesinleşmemiş olmasına rağmen 01/11/2011 tarihinde ... Aile Mahkemesi'nde 2011/1062 Esas sayılı iştirak nafakası davasını açtığını ve 500,00.-TL nafakaya hükmedildiğini, buna göre, davalının kusuru nedeniyle 16 ay boyunca nafaka alamadığından 8.000,00.-TL zarara uğradığını, 2.750,00....

        Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten önce de, sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. Zira nafaka, velayet hakkı kendisine verilen eşe çocuğun bakım ve eğitimine harcaması için verilmiştir ve ancak onun tarafından takip yapılabilir. Somut olayda, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise babadır. Bu nedenle, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için anne takip yapabilir. Çocuk iştirak nafakası ilamını takibe koyamaz Bu durumda Mahkemece takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru değildir....

          Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken, ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

            Somut olayda; Toplanan deliller,dinlenen tanık beyanları,uzman incelemesi ,çocuğun yaşı,alıştığı ortam ,uzman incelemesi sırasındaki beyanları ,yukarıda açıklanan genel ilkeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde velayetin değiştirilmesini gerektirecek sebep bulunmadığı,mahkemece erkeğin davasındaki velayet değişikliği talebinin ve iştirak nafakası talebinin reddinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır. Belirlenen nafaka miktarının tarafların tespit edilen ve dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına,paranın alım gücüne,ihtiyaç ve gelirlere,TMK 4 ncü maddesine göre fazla olmadığı da anlaşılmıştır. Ancak mahkemece karşı dava bölümünde çocuk lehine nafaka belirlenirken asıl dava tarihinden itibaren hükmedilmesi yerinde değildir.Zira davalı-davacı kadın karşı davasında nafaka talebinde bulunmaktadır ve bu nafaka karşı davasının ferisidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki velayet, nafaka ve tazminat hukukuna ilişkin davada Ankara 9. Aile ile Abana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava; velayet, nafaka, tazminat ve ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davanın 03.04.2007 tarihinde Abana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açıldığı, davacının boşanma ile birlikte çocuğun velayetini talep ettiği, davalı (karşı davacının) 25.04.2007 günlü dilekçesinde velayet, tedbir ve iştirak nafakası ile ziynet eşyalarının iadesini istediği,... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve diğer talepler hakkında tefrik kararı verilerek yetkisizlik kararı verildiği, bu yetkisizlik kararının Yargıtay Yüksek 2....

              Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. Zira nafaka, velayet hakkı kendisine verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitimine harcaması için verilmekte olup, ancak onun tarafından takip konusu yapılabilir. Somut olayda, icraya konu edilen ... 2. Aile Mahkemesi 2013/23 E. - 2014/277 K. sayılı ilamında, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise babadır. Bu nedenle, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için anne takip yapabilir....

                (TMK. md. 182) Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. TMK'nun 328. maddesine göre de, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisinden yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Somut olayda takibe konu .......

                  UYAP Entegrasyonu