Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçeseinde özetle; davacıların muris Ali Haraç'tan inkikal edilen ve davacılar tarafından ileri sürülen 4 adet taşınmazların müvekkili tarafından kiraya verildiğini ve kira gelirlerinin tahsil edildiği iddiası ile vekaletsiz görme hükümleri çerçevesinde bu davayı ikame ettiklerini, bu davanın usul ve esas yönünden kabulünün mümkün olmadığını, başkaca cevap haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu edilen TBK açısından ortak mal niteliğindeki bu taşınmazlar için zaman aşımı 5 yıl olarak öngörüldüğünü, bu hali ile dahi davacının taleplerinden zaman aşımına uğramış olan kısmın reddi gerekmekte olduğunu, davada taraf ehliyeti, sıfatının eksik olduğunu, davacıların esasta hiçbir hak kaybı ve mağduriyetlerinin bulunmadığını, davanın hakdüşücü süre, zaman aşımı ve kötü niyet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusunun vekaletsiz görme hükümlerine aykırı olduğunu, miras yolu ile intikal eden taşınmazların el birliği ile idare rejimine tabi olmadığını...

Davalı vekili cevap dilekçeseinde özetle; davacıların muris Ali Haraç'tan inkikal edilen ve davacılar tarafından ileri sürülen 4 adet taşınmazların müvekkili tarafından kiraya verildiğini ve kira gelirlerinin tahsil edildiği iddiası ile vekaletsiz görme hükümleri çerçevesinde bu davayı ikame ettiklerini, bu davanın usul ve esas yönünden kabulünün mümkün olmadığını, başkaca cevap haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu edilen TBK açısından ortak mal niteliğindeki bu taşınmazlar için zaman aşımı 5 yıl olarak öngörüldüğünü, bu hali ile dahi davacının taleplerinden zaman aşımına uğramış olan kısmın reddi gerekmekte olduğunu, davada taraf ehliyeti, sıfatının eksik olduğunu, davacıların esasta hiçbir hak kaybı ve mağduriyetlerinin bulunmadığını, davanın hakdüşücü süre, zaman aşımı ve kötü niyet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusunun vekaletsiz görme hükümlerine aykırı olduğunu, miras yolu ile intikal eden taşınmazların el birliği ile idare rejimine tabi olmadığını...

Yetkisi bulunmaksızın borcu ödeyen davacı ile dava dışı abone arasındaki hukuki ilişki vekaletsiz görme niteliğindedir. Çünkü üçüncü kişi ödemesi ile borç bizzat borçlu tarafından ödenmiş gibidir ve bu ödeme sonucu borç sükut etmiştir. Eş anlatımla, üçüncü kişi, borçlu yararına vekaletsiz görmüş demektir. Bu nedenle, başkasının borcunu ödeyen durumundaki davacının, ödediğini vekaletsiz görme (6098 sayılı TBK.530 (818 sayılı B.K.'nun, 414. Md.) ya da haksız zenginleşme (TBK'nın 77/1) hükümlerine göre geri isteme hakkı bulunmaktadır. Üçüncü kişinin ödemesi ile borç sona erdiğinden, alacaklının mal varlığında haksız bir zenginleşmeden de söz edilemez. Buna karşılık ödemede bulunan üçüncü kişi, borçluya karşı vekaletsiz gören durumunda olduğundan. maddesine davalı biçimde istemde bulunabilecektir....

Tarafları aynı olan davada Istanbul Bölge Adliye Mahkemesinin2019/2975 E.2022/1123 K.sayılı ilamında uyuşmazlık vekaletsiz görme hükümleri hukuksal nedenine dayalı olduğu kabul edilerek HMK 353/1- a-6 hükmü uyarınca ilk drece mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere iadesine karar verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava,vekaletsiz görme hükümlerinden kaynaklanana alacak istemine ilişkindir. ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir....

Bu durum, davalı yararına bir menfaat oluşturuyorsa "vekaletsiz görme" kapsamında değerlendirme yapılması gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.nun 526. (818 sayılı BK'nın 410.) maddesine göre; vekaleti olmaksızın başkası hesabına gören kimse, o işi, sahibi yararına ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür. Yine BK'nın m.529'a göre işsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu durumda vekaletsiz gören kişi ancak görülen işin zorunlu ve yararlı nitelikte olması kaydıyla faiziyle birlikte masrafları ve görülen nedeniyle üstlenilen borçlan isteyebilecektir. Dolayısıyla somut olayda davacının vekaletsiz görme kapsamında yaptığı işlerin davalı için zorunlu ve yararlı olup olmadığının incelenmesi gerekir....

    Büyükşehir Belediyesi mülki sınırları içerisine dahil olarak yetki alanında kaldığından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 134.224,12 TL'nin vekaletsiz görme hükümleri gereğince temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 84.508,38 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 42.349.02 TL'si için 14.11.2014 tarihinden 42.159,36 TL'si için 04.02.2015 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin karara karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, taraflarca istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde taraflarca süresinde tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; davacı kooperatifn üyesi olmayan davalıya ait taşınmazda davacı tarafından yapılan imalatlarının vekaletsiz görme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 15. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; davacı kooperatifin ortağı olmayan davalılardan vekaletsiz görme hükümleri kapsamında talep edilen alacağın tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 13. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı, davalı adına tapuya kaydedilen taşınmaz üzerindeki bahçe evini kendisinin yapıp ağaç diktiğini, davalının dava dışı sahıs tarafından yol yapımı sırasında yıkılan ev ve ağaç bedelini aldığını, ayrıca kendisinin diktiği ağaçların kesimini engellediğini ileri sürerek davayı vekaletsiz görme hükümlerine göre açmış isede, mahkemece herhangi bir nitelendirme yapılmadığı bu haliyle davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından kararın temyizen incelemesi görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 3. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 14.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davacı ve davalının müşterek borçlu olarak imzaladıkları senet borcunun tamamının (davalıya düşen kısım dahil) davacı tarafça davalı adına ödendiği iddiasına dayalı vekaletsiz görme hükümlerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 16/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu