Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Adana 3.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 07.09.2009 gün, 2009/9976-9188 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 12.10.2009 gün, 2009/9953-9890 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup; Sulh Hukuk Mahkemesince hükme bağlanmıştır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 14.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 14.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine 28.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    -KARAR- Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğiyle açılmış ıslah yoluyla tazminata dönüştürülmüş olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/164 Esas sayılı dava dosyasının evrak arasında yer almadığı anlaşılmakla; anılan dava dosyasının merciinden istenilmesi, geri çevirme ile istenilen hususun yerine getirilip- getirilmediğinin denetlenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak davalılar arasındaki daire karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali ile davaya konu çocuk mallarının mahkeme tarafından idare edilmesi veya malların idaresi konusunda kayyım atanması istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 12.02.2016 gün ve 1 sayılı kararı uyarınca Yüksek 23. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21/2.maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanunun 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01/11/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Dava, vekaletin kötüye kullanılması nedenine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Davacı, verdiği vekalete istinaden davalının tahsil ettiği paranın kendisine ödenmediğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının olayı öğrendiği tarih ile dava tarihi arasında TBK'nın 39. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür....

          Mahkemece, hile iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “... iddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, vekaletnamenin hile ile alındığı iddiasının aynı zamanda vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasını da içereceğinde kuşku yoktur. O halde, davacılar tarafından davada, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır....

            Mahkemece; temlik tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin makul olmadığı,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davalarında hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi olmamasının hak sahibinin istediği zaman dava açabileceği anlamını taşımayacağı, bu şekilde açılan davanın hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu ve davacıların iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü....

              Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımın söz konusu olmadığı, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuşkusuzdur. Bu nedenle muris muvazaasına dayalı olarak dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından temliklere 33 yıl ses çıkarılmamış olmasının ve malikin devamlı dava tehdidi altında bulunmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir....

                "K A R Ş I O Y" Dava, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, eldeki davada ehliyetsizlik iddiası yanında vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine de dayanılıp dayanılmadığı, vekâlet görevinin kötüye kullanılması iddiasına ilişkin araştırma ve inceleme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, bir davada dayanılan maddi olaylar için birkaç hukuki sebebin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir....

                  Bununla birlikte vekalet görevinin kötüye kullanılması davalarında, vekaletin kötüye kullanıldığını ispat yükü davacıya, taşınmazın bedelinin ödendiğini ispat yükü ise davalı tarafa aittir ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davaların, her türlü delille ispatı mümkündür. Somut olayda, toplanan deliller, dinlenen tanık ve taraf beyanları dikkate alındığında davacı ile davalı vekil Ömer'in evvelden birbirlerini tanıdıkları, davacının taşınmazını satma iradesi ile davalı Ömer'e vekaletname verdiği sabittir. Bununla birlikte davacı tarafça taşınmazın satışı nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığı ileri sürülmüş, davalı Nihat taşınmaz bedelini davalı vekil Ömer'e yaptığını savunmuş, davalı Ömer ise davacıya ödemeye yaptığına dair herhangi bir savunmada bulunmamış aksine taşınmaz bedelinin tamamını almadığını, aldığı bedeli ise kendi borçlarına harcadığını beyan etmiştir....

                  un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat, birleştirilen dava ise vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu