Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bu istemler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, markaya tecavüz, haksız rekabet vs. ilişkin taleplerin uzun süreli sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğraması nedeniyle reddine, yine manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davada, davalı markasının hükümsüzlüğü ile ilgili talep yönünden, davalı adına tescilli bir marka olmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ticaret unvanı terkin talebinin uzun süreli sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğraması nedeniyle reddine karar verilmiştir....

    ya yönelik vekalet görevinin kötüye kullanılması ve her iki davalıya yönelik muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat istekli eldeki davada, yukardaki ilkeler ışığında hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığından söz etmek mümkün değildir." şeklinde hüküm kurarak davalı vekilin mirasçı olup olmadığı noktasında ayrım yaparak; davalı vekilin mirasçı olması durumunda tüm mirasçılarca birlikte açılmasa dahi, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat davasının açılabileceğine ve işin esasına girilmesi gerektiğine işaret ettiğini, Yargıtayca böyle bir ayrım yapılmasının nedeninin zaten mirasçı bulunan davalı vekilin kendi kendisine dava açmasının maddi hukuk anlamında mümkün olmaması nedeniyle, diğer mirasçıların vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan zararları açısından hak arama özgürlüklerinin kapatılmaması ve hukuken korunan yarara halel gelmemesi olduğunu, davacı müvekkillerin, davalı vekilin mirasçıyı kendisine dava açması için ikna...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen davada; Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat, karşı dava maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı, ... ada ... parseldeki 3 ve 14 nolu bağımsız bölümler ile ... parseldeki 7 nolu bağımsız bölümünü işten ayrılması ve maddi durumunun da kötüleşmesi nedeniyle satışı konusunda davalı ...'i vekil tayin ettiğini, davalı ... tarafından vekalet görevi kötüye kullanılarak diğer davalı ...'a devredildiğini öğrendiğini, davalı tarafından satış konusunda bilgilendirilmediği gibi satış bedelini de almadığını, davalıların birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların adına tescilini, olmadığı takdirde tespit edilecek rayiç değerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir....

      Dava, vekalet hakkının kötüye kullanılması nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükmolunan manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun ve yerinde olup, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Fesih hakkının hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yani dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmalıdır. Dürüstlük kuralına aykırı davranarak fesih hakkının açıkça kötüye kullanılması hukuken korunamaz. TMK 2/1.maddesine göre, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Fesih hakkı, başka bir kimseye zarar vermek, zora sokmak veya yasa dışı bir yarar sağlamak için kullanıldığı taktirde bu hakkın kötüye kullanılması söz konusu olmaktadır. Davalılar fesih iradesini kullanırken sebep olarak, davacının satış ve alım yapmadığını, sözleşme sonrası sadece 3.115, TL mal alımı yaptığını bir daha da alım yapmadığını, taahhütlerine uymadığını, pandemi döneminde iddia edilenin aksine satışların üst seviyeye çıktığını bu sebeple sözleşmenin feshi yoluna gittiklerini beyan etmişlerdir....

        Davacı ise sözleşmenin fesih ihbarına dayalı olarak feshinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini belirterek tazminat ve cezai şart alacağı talebinde bulunmaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin ihbar önellerine uygun olarak sona erdirildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; sözleşmede öngörülen ihbar önellerine uyulmak suretiyle sözleşmeye son verilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı, davacının ceza bedeli ile tazminata hak kazanıp kazanmadığı hususunda toplanmaktadır. Hakkın kötüye kullanılması; hukuken var olan bir hakkın sınırlarını aşarak ya da o hakkı gerekçe göstererek hukuka aykırı eylemler yapma durumu olarak veya bir hakkın, yasaların tanıdığı yetkilerin sınırları içinde olmakla birlikle, amacından saptırarak kullanılması olarak açıklanmaktadır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2017/598 ESAS, 2020/416 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraf vekilleri tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararının yasal faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, velayet hakkının kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil ile araçların iadesi mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 09.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....

              Manevi tazminata karar verilebilmesi için; 4721 sayılı TMK'nın 24. maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, kişilik hakkı zedelenen kişinin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması gibi eylemi haklı kılan ve manevi tazminat sorumluluğunu ortadan kaldıran bir hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması zorunludur. Anayasa'nın 36. maddesi hükmüne göre herkes, yasal vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu madde ile tanınmış olan hak arama, bir başka deyişle ihbar ve şikayet hakkının kullanılması nedeniyle kişilik hakları zarara uğrasa bile, hak arama özgürlüğü üstün bir hak olarak hukuka uygunluk nedeni sayıldığından bundan zarar gören kişilerin tazminat hakkının doğmayacağı kuşkusuzdur....

                UYAP Entegrasyonu