Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla birlikte vekalet görevinin kötüye kullanılması davalarında, vekaletin kötüye kullanıldığını ispat yükü davacıya, taşınmazın bedelinin ödendiğini ispat yükü ise davalı tarafa aittir ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davaların, her türlü delille ispatı mümkündür....

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak açılmış, ön inceleme duruşmasında; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 140/3. madde hükmünde; ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıklarının, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğunun tutanakla tespit edileceği, bu tutanağın altının, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanacağı ve tahkikatın bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütüleceği düzenlenmiştir. Eldeki dava, davacılar tarafından miras paylarına hasren mirasçı olmayan kişiye karşı açılmıştır....

    -MUHALEFET ŞERHİ- Dava vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir. Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, son malik ...’in iyi niyetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalılardan ... vekil olup, kendisine emanet olarak verilen, vekil edenin vekalet vermekteki gerçek iradesinin satış olmadığını bütün dosya kapsamıyla bildiği anlaşılmaktadır. Vekilden taşınmazı satın alan ise, onun kardeşi olan ... olup, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen veya bilmesi gereken konumdadır. Çözümlenmesi gereken husus, son malik ...’in iyi niyetli olup olmadığı hususudur. ...’in eşiyle beraber satın alacağı evi görmeye gittiğinde evin ihtilaflı olduğu kendisine söylenmiştir. Diğer yandan davacı tanığı Mahfuz beyanında “ ben ... ile de bu konuda telefonla görüştüm. Kendisini Allah rızası için bu ev aralarında ihtilaflıdır.” Şeklinde tanıklık yapmıştır....

      Davalı ..., dava konusu taşınmazları vekalet ilişkisine güvenerek satın aldığını, iddiaların doğru bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş, davalı ... ise, dava konusu taşınmazları davacının bilgisi dahilinde kendisine olan borçları nedeniyle diğer davalıya devrettiğini, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini istemiştir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalı ...’e vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle temlikinin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        Hemen belirtmek gerekir ki, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davaların yukarıda açıklandığı şekilde her türlü delille ispatı mümkün olup, davacıların yazılı delille ispat zorunluluğu bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak dava konusu taşınmazlarda temlike konu edilen payların satış tarihindeki gerçek değerlerinin tespit edilmesi, gerçek değer üzerinden davacılara bedel ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, tanıklar yeniden dinlenerek vekâlet görevinin kötüye kullanılması iddiası ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda beyanlarının alınması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir....

          Somut olayda, ilk derece mahkemesince davanın muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olduğu belirtilmiş ise de, davacının vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayandığı, ön inceleme tutanağında da vekalet yetkisinin kötüye kullanıldığı iddiasını devam ettirdiği, ön inceleme tutanağında hukuki sebep yazılmadan taraflar arasındaki uyuşmazlığın tapu iptali ve tescil isteminden olmadığı takdirde değerinin tahsili isteminden kaynaklandığı şeklinde tespit yapıldığı görülmektedir. Gerekçeli kararın HMK'nın 297/2 maddesince ayrıntılı olarak yazılması, davacının talebinin öncelikle vekalet görevinin kötüye kullanılması içeriğinin bulunması karşısında delillerin bu kapsamda değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir....

          Asıl davanın kabulüne dair verilen karar Dairece ‘’İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davada muris muvazaası hukuksal nedenine değil vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır... bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne varki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir... Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Hal böyle olunca, miras bırakan Celal ...'...

            Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 29/09/2016 tarih 2012/231 Esas 2016/575 Karar sayılı ilamı ile "satın alan kişinin aynı zamanda vekil olması, diğer satın alanında vekillerden birinin akrabası olması nedeniyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davacının taşınmazı satma iradesinin olduğu, bu irade doğrultusunda vekil aracılığı ile satışının yapıldığı ancak satış bedelinin davacıya ödenmemesi nedeniyle taraflar arasında ihtilaf olduğu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edildiğinden davacının tapu iptali tescil talebinin reddine, keşifte belirlenen taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 560.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiştir....

            Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün vekalet ücretine ilişkin 4. bendinin hükümden çıkarılarak, yerine 4. bent olarak “Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 8.000 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,” ibaresinin yazılmasına, tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.02.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, vekil tayin ettikleri davalı ...'...

              Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan babaları ...'in paydaşı olduğu 1182 ada 42 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payının mirasçılara intikali için davalı ...’in kendilerinden vekaletname aldığını, ancak intikalleri gerçekleştirdikten sonra aynı tarihte miras paylarını davalılar....ile İ...e satış suretiyle devrettiğini, bu devir nedeniyle miras payları karşılığı herhangi bir ödeme de yapılmadığını, davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullandığını, diğer davalıların da vekille el ve işbirliği içerisinde bu işlemlere katıldıklarını ileri sürerek dava konusu taşımazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....

                UYAP Entegrasyonu