Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, tenkis talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis istemine ilişkin olup, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, tenkis talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Somut olayda, davacı tarafça murisin okuma yazması olmadığı, vasiyetnamenin TMK'nın 535. Maddesindeki koşulları taşımadığı, gerek vasiyet eden gerekse tanıklar yönünden vasiyetnamenin şekle aykırı olduğunun iddia edildiği, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkise karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır....

    VASİYETNAMENİN İPTALİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 557 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali ile miras hisseleri oranında tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptali cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, muris tarafından A... Noterliği'nin 12.06.1990 tarih ve 3475 sayılı vasiyetnamesi ile 500 m2 dışındaki tüm taşınmazlarının oğlu Bahri'ye bırakıldığı, murisin mal kaçırmak amacıyla yaptığı vasiyetnamenin iptal ve tenkisi ile miras hisseleri oranında adlarına tescili istenilmiştir. Mahkemece, lehine vasiyette bulunulan Bahri'nin vasiyet edenden önce ölmesi nedeniyle vasiyet alacaklısı olamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

      Ayrıca vasiyetnamenin açılmasına ilişkin dava, davacı tarafından temyiz edilmekle 2009 yılı içinde kesinleşmiş olup, işbu dava ise 2008 yılında açılmakla, vasiyetnamenin iptali istemi yönünden süresinde dava bulunduğu halde yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle de olsa davanın reddi doğru görülmemiştir. Kaldı ki, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin açılıp sonuçlanmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılmamış, dolayısı ile salt vasiyetnamenin varlığı ve açılmasına dair kararla kök murise ait taşınmazların tapuda davalı adına intikalinin mümkün olamayacağı hususu değerlendirilmemiştir. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

        Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda; muris Halil Önaçan tarafından Manavgat 6. Noterliğinde düzenlenen 19/04/2010 tarih ve 4732 sayılı vasiyetnameye ilişkin, Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/836 esas 2013/203 karar sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılmasına karar verilmiş ise hüküm, taraflara tebliğ edilmemiş olup bu hali ile henüz derdest dava hükmündedir. O halde mahkemece, vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleştirilmesinin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili cevabında; gerek vasiyetnamenin iptali gerekse dava konusu taşınmaz için mahfuz hissenin aşılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını (2009/317 E.) ve tenkis istediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıların 2009/317 E.... dosyası ile vasiyetnamenin iptali ve tenkis isteğinde bulundukları, iptal isteminin gerekçesi olarak da saklı paylarının bertaraf edilmesini gösterdiklerini, bu hususun vasiyetnamenin iptal nedeni değil tenkis nedeni olduğu ve 2009/317 E.... dosyada, iptal ile birlikte tenkis de istenildiğinden ve açıklandığı gibi iptalin yine gerekçesi bulunmadığından ayrıca bu konuda kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğu için bu davanın bekletici mesele yapılmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

            Dava, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığı ve murisin sonradan düzenlediği vasiyetnameler nedeniyle önceki vasiyetnamelerin geçersiz hale geldiği iddiasıyla açılan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Ölüme bağlı tasarrufun ifasının mümkün olmaması, vasiyet konusunun vasiyetçiye ait olmaması ise bir iptal sebebi oluşturmaz....

              Noterliğinin 29.04.1993 tarihli 5815 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile vasiyet ettiğini, başkaca mal varlığının bulunmadığını, davacının saklı payının zedelenmesi kastı ile vasiyetnamenin yapıldığını belirterek vasiyetnamenin iptali ile bu mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir II. CEVAP Davalı asil cevap dilekçesinde; davacı tarafın vasiyetnamenin iptali için bir sebep göstermediğini, murisin vasiyetnameye konu olan dışında mal varlığının da bulunduğunu, bu taşınmazların davacının saklı payını karşıladığını, vasiyetnamenin saklı payı zedelenmediğini, muris dedesine kendisi baktığı için bu vasiyetnamenin düzenlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. III....

                Somut olayda; vasiyet alacaklısı olan davacının, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesi üzerine, diğer bir anlatımla dava hakkının doğmasıyla birlikte vasiyetnamenin yerine getirilmesi için işbu davayı açtığı, mirasbırakanın yasal mirasçıları olan davalıların da yerine getirilmesi istenilen vasiyetnamenin iptali istemi ile davacıya karşı dava açmış oldukları anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek niteliktedir. Buna göre mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, aralarındaki bağlantı nedeniyle vasiyetnamenin iptali davasının sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesinin bekletici sorun yapılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                  Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali (veya tenkisi) ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının görülmesi mümkün değildir. Dosyanın incelenmesinde; dava konusu vasiyetnamenin açılmasına ilişkin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/355 esas 2011/1015 karar sayılı dosyada gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmadığı, bu haliyle dosyanın derdest olduğu, aynı şekilde vasiyetnamenin iptaline ilişkin yargılamanın devam ettiği görülmektedir. O halde mahkemece; tenfiz talebine yönelik davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tenfiz yönünden de davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu