Bilindiği gibi; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Vasiyetnamenin iptali sebepleri Türk Medeni Kanunu'nun 557 ve 558.maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 557. Maddesinde Ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için aşağıdaki sebeplerle dava açılabileceği düzenlenmiştir; 1- Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka ve ahlaka aykırı ise, 4- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa....
CEVAP: Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde; Tenkis davalarının murisin ölüm tarihi itibari ile mevcut olan terekesine göre hesaplandığını, muris dava dilekçesinde belirtilen vasiyetnameden sonra taşınmazlar üzerinde tasarruf işlemi yaparak vasiyetnamesinden döndüğünü, Medeni Kanun ve yerleşik Yargıtay kararları göz önüne alındığında tenkis hesabı yapılır iken; murisin ölüm anında terekesinde mevcut olan malvarlığı göz önüne alınması gerektiğini, şayet bu malvarlığı saklı paya tecavüz ederse önce ölüme bağlı tasarruflarda tenkis hesabı yapıldığını, murisin ölümü anında terekesinde, ölüme bağlı tasarruf olarak vasiyetnamesinde sadece 2331 parsel nolu taşınmazı olduğunu, bunun dışında murisin vasiyetnameye konu olmayan ve ölüm anında kendine ait olan taşınmazları da bulunduğunu, vasiyet konusu diğer taşınmazlar üzerinde tasarruf yapıldığından artık bu taşınmazların vasiyet konusu olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığını, vasiyetname konusu olmayan diğer taşınmazlar ile birlikte murisin terekesi...
Türk Medeni Kanununun 507.maddesi uyarınca tasarruf edilebilir kısım ise, terekenin mirasbırakının ölüm günündeki durumuna göre hesaplanır. Dava konusu olayda ise murisin tek mal varlığını ölüme bağlı tasarrufla vasiyet ettiği ileri sürülmüş olup, davalı tarafından başkaca mal varlığının bulunduğu açıklanmamıştır. Vasiyetnamede ise muris tarafından mirasçıları arasında herhangi bir taksim kuralı konulmamış olup, paylaştırma (taksim) iradesinden sözedilemez....
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın Dairemizce "mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebeplerinin varlığının davalılar (ıskattan yararlananlar) tarafından kanıtlanamadığı; bu durumda mahkemece, TMK'nın 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun, davacı mirasçının saklı payları dışında (miras bırakanın tasarruf nisabı oranında) yerine getirileceği, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği düşünülmeden vasiyetnamenin tümden iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
saklı payı ihlal ettiğini, davacının saklı payı üzerinde tasarruf ettiğini, iptal (tenkis) def'i, TMK.559/2 maddesinde düzenlendiğini ve hukuki niteliği itibariyle ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğünü sağlamaya yönelik olup, kendisinden ölüme bağlı tasarruf nedeniyle hak talep eden kişiye karşı ileri sürülebilen karşı bir hak olduğunu, ölüme bağlı tasarrufların geçersizliğini ileri sürme defi'ini TMK.nın 558 maddesinde belirtilen kişiler yani mirasçılar, vasiyet alacaklıları ile bu tasarrufların iptalinde hukuki yararı olanlar ileri sürebileceklerini, iptal def'i, iptali gereken nedenleri bulunan bir vasiyetin vasiyet edileni tarafından, vasiyet edilen malı mirasçılardan dava yolu ile istemesi veya vasiyetin tenfizini istemesi halinde söz konusu olduğunu, iptal davası için zamanaşımı süreleri geçmiş olsa bile, iptal davası açmaya hakkı olan kimsenin, bir süre sınırlaması olmadan iptal def'inde bulunabileceğini, bir başka hususun ise, yerel mahkemenin gerekçeli kararının 2....
Dava, vasiyetnamenin iptali ve terditli olarak tenkis istemine ilişkin olup, mahkemece vasiyetnamenin iptali talebi yerinde görülmeyerek reddedilmiş ikincil talep olan tenkis talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşaî) davalardandır. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde, 564. maddedeki tercih ... gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan, diğer bir anlatımla davalının tercih ... doğmadan, bu hakkın kullanılması söz konusu olamaz. Buna bağlı olarak daha önce bir tercihten söz edilmiş olsa bile bu tercih sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmalı ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
KARAR : Davanın vasiyetnamenin iptali davasının reddine, tenkis davasının kabulü Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve terdiden tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince, kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; vasiyetnamenin iptali davasının reddine, tenkis davasının kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1....
İlk Derece Mahkemesince; "murisin ölüm tarihine kadar bulunan sağlık belgeleri toplanarak Adli Tıp Kurumundan murisin vasiyet yapma, geri alma iradesinde herhangi bir eksikliğin bulunup bulunmadığına ilişkin raporun düzenlendiği, taşınmazın murisin ölüm tarihindeki değerinin bilirkişi raporunda açıklığa kavuşturulduğu, miras hukuku bilirkişisinden davacı ile davalı mirasçıların saklı paylarının araştırılması, saklı pay ihlali durumu ile tenkise tabi miktarın bulunup bulmadığı konusunda aldırılan raporda, ölüme bağlı kazandırma ile tasarruf payının aşılmadığı, karşılanmayan saklı payın bulunmadığı, bağlı olarak tenkis edilecek bir miktarın olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....