Davalı vekili cevabında; gerek vasiyetnamenin iptali gerekse dava konusu taşınmaz için mahfuz hissenin aşılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını (2009/317 E.) ve tenkis istediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıların 2009/317 E.... dosyası ile vasiyetnamenin iptali ve tenkis isteğinde bulundukları, iptal isteminin gerekçesi olarak da saklı paylarının bertaraf edilmesini gösterdiklerini, bu hususun vasiyetnamenin iptal nedeni değil tenkis nedeni olduğu ve 2009/317 E.... dosyada, iptal ile birlikte tenkis de istenildiğinden ve açıklandığı gibi iptalin yine gerekçesi bulunmadığından ayrıca bu konuda kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğu için bu davanın bekletici mesele yapılmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığı ve murisin sonradan düzenlediği vasiyetnameler nedeniyle önceki vasiyetnamelerin geçersiz hale geldiği iddiasıyla açılan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Ölüme bağlı tasarrufun ifasının mümkün olmaması, vasiyet konusunun vasiyetçiye ait olmaması ise bir iptal sebebi oluşturmaz....
Noterliğinin 29.04.1993 tarihli 5815 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile vasiyet ettiğini, başkaca mal varlığının bulunmadığını, davacının saklı payının zedelenmesi kastı ile vasiyetnamenin yapıldığını belirterek vasiyetnamenin iptali ile bu mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir II. CEVAP Davalı asil cevap dilekçesinde; davacı tarafın vasiyetnamenin iptali için bir sebep göstermediğini, murisin vasiyetnameye konu olan dışında mal varlığının da bulunduğunu, bu taşınmazların davacının saklı payını karşıladığını, vasiyetnamenin saklı payı zedelenmediğini, muris dedesine kendisi baktığı için bu vasiyetnamenin düzenlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. III....
Somut olayda; vasiyet alacaklısı olan davacının, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesi üzerine, diğer bir anlatımla dava hakkının doğmasıyla birlikte vasiyetnamenin yerine getirilmesi için işbu davayı açtığı, mirasbırakanın yasal mirasçıları olan davalıların da yerine getirilmesi istenilen vasiyetnamenin iptali istemi ile davacıya karşı dava açmış oldukları anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilecek hüküm, vasiyetnamenin yerine getirilmesine ilişkin bu davanın sonucunu etkileyecek niteliktedir. Buna göre mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, aralarındaki bağlantı nedeniyle vasiyetnamenin iptali davasının sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesinin bekletici sorun yapılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali (veya tenkisi) ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının görülmesi mümkün değildir. Dosyanın incelenmesinde; dava konusu vasiyetnamenin açılmasına ilişkin ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/355 esas 2011/1015 karar sayılı dosyada gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmadığı, bu haliyle dosyanın derdest olduğu, aynı şekilde vasiyetnamenin iptaline ilişkin yargılamanın devam ettiği görülmektedir. O halde mahkemece; tenfiz talebine yönelik davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tenfiz yönünden de davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Öte yandan, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Başka bir deyişle, tenfiz için kesinleşmiş vasiyetnamenin bulunması gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece; aynı dava dosyasında vasiyetnamenin tenfizi ile birlikte vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davasının görülmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkin birleşen davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi, asıl davada karar verilebilmesi için birleşen davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması dâhi doğru görülmemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/929 Esas sayılı dava dosyasında davaya konu vasiyetnamenin dava tarihi olan 27/03/2013 tarihi itibariyle derdest olduğu, davaya konu vasiyetnamenin henüz açılmadığı, yani derdest olduğu anlaşıldığı, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın süresinde açılmamış olması ve hukuki menfaat yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 595 maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır....
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1) Davacılar vekilinin vasiyetnamenin iptali yönündeki temyiz itirazları yönünden; TMK.’nın 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Somut olaya gelince; muris tarafından vasiyetnamenin geçerlilik şartı olarak gösterilen cenaze töreniyle ilgili işlemlerin hukuka veya ahlaka aykırı olduğundan bahsedilemeyeceğinden, yüklemelerin hiç yapılmaması, eksik ya da geç yapılması vasiyetnamenin iptali sonucunu doğurmaz....
olarak açtıkları (ve sonradan tefrik edilerek 2017/611 Esas sayılı dava ile birleştirilen) vasiyetnamenin iptali davasına yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, irade sakatlığı ve ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptali isteminden ibarettir....
Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda; muris tarafından noterde düzenlenen 21449 yevmiye sayılı ve 01/12/2011 tarihli vasiyetnameye ilişkin, Sivas 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/706 esas sayılı vasiyetnamenin açılması dosyasının dava tarihinde derdest olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasının kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....