Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, davanın, TMK'nın 565 inci maddesi gereğince, tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkisde, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir. 7. Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Sabit tenkis oranında tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL TENKİS -KARAR- Dava, tenkis isteğiyle açılmış ve yargılama aşamasında dava konusu edilmeyen bazı taşınmazları da davaya dahil etmek suretiyle davacı HUMK.' nun 83.maddesi ve müteakip maddeleri uyarınca ıslah etmek suretiyle tapu iptal ve tescile de karar verilmesini istemiş, mahkemece ıslah ile dava konusu edilen taşınmazlar bakımından iptal tescil yönünden davanın kısmen kabulüne, tenkis isteği bakımından reddine karar verilmiş ve karar tenkis yönünden davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla kararın temyizen inceleme mercii Yüksek 16.Hukuk Dairesi olup anılan çekişmenin giderilmesi bakımından dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 30.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnamenin Tenfizi - Tescil ve Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, mirasbırakan ...’a ait 27.12.1999 tarihli vasiyetnamenin yerine getirilmesini istemiş, davalı ...’da tenkis def’inde bulunmuştur. Mahkemece hem vasiyetnamenin yerine getirilmesi hem de tenkis def’i kabul edilmiş, davacı hükmü sadece tenkis yönünden temyiz etmiştir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 1. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ. Dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2009 (Pzt.)...

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece iptal ve tescil isteminin reddine, 1983 yılında yapılan temlik sırasında pay bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle de tenkis isteminin kabulüne ve 483.733,37 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, tarafların istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi .......

          Tenkis davası açma hakkı saklı pay sahibi her mirasçının mirasçılık sıfatından doğan bir hak olduğu ve tereke adına bir dava söz konusu olmadığı için, tenkis davasını bütün mirasçıların birlikte açmaları zorunluluğu bulunmayıp, tek bir mirasçı tarafından yalnız başına açılabilir. Bir başka ifade ile, tenkis davasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu sebeple tenkis hükmü birden fazla mirasçının birlikte dava açtıkları durumlarda her bir davacı yönünden ayrı ayrı kurulmalıdır. Oysa; somut uyuşmazlıkta tenkis davası, iki mirasçı tarafından açılmış ancak, yerel mahkemece her bir mirasçı yönünden ayrı ayrı tenkis hükmü kurmak yerine tek bir hüküm ile yetinildiği gibi ayrıca, bilirkişi marifeti ile yapılan tenkis hesabına göre tek bir mirasçı için hükmedilmesi gereken 14. 868,75 TL’nin iki mirasçıya ödenmesine karar verilmiştir....

            Şöyle ki; sabit tenkis oranı 17.05.2002 tarihli bilirkişi raporundaki değerlere göre hesaplanmış olup davalılar tercih haklarını sabit tenkis oranı belirlenmeden önce 3.4.1997 tarihinde kullanmışlar, mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı tespit edilirken dosyada mübrez 13.1.2005 tarihli müzekkere cevabına göre 1984 yılında aylık iaşe bedeli 250.000-TL olarak bildirilmiş olmasına rağmen iaşe bedeli bilirkişi tarafından tahmini ve 3 aylık 600TL olarak hesaba katılmış, belirlenen sabit tenkis oranına göre bölünmezlik hususunda araştırma yapılmamış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tenkis alacağı keşif tarihindeki değerlere göre hesaplanmıştır....

              Tenkis davası mirasbırakanın malvarlığında tasarruf edilebilir kısmı aşkın kazandırmalarının tasarruf edilebilir orana indirilmesini temin eden önceye etkili yenilik doğurucu bir eda davası türüdür. Bu itibarla tenkis davasında tespit hükmü kurulması ile yetinilmesi ve kararın (eda edilmesine) infazına olanak verecek şekilde HMK'nın 297/2. maddesine uygun şekilde karar verilmemesi usule aykırıdır. Nitekim verilen kararın bankalar nezdinde infazı olanaklı olmamış, mevduat hesaplarındaki bedellerin mirasçılar arasında ne şekilde paylaştırılacağı konusunda infazda tereddüt hasıl olmuştur. Mahkemece verilen ek kararla önceki kararın değiştirilmediği, hükmün eksik oluşturulduğu dikkate alındığında HMK'nın 305/A maddesi uyarınca tamamlanması ve tashihi yoluna gidilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır....

              Aynı Kanun’un “Hak düşürücü süreler” başlıklı 571 inci maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar....

                Mahkemece, tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşulun davaya konu taşınmazın bedelinin muris tarafından karşılanması gerektiği ancak yapılan inceleme ve araştırma sonucu bedelin muris tarafından değilde davalının anne ve babası tarafından ödendiğinin tanık anlatımları, izale-i şuyu dosyası ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığından iptal tescil isteği yanında tenkis isteminin de reddine karar verildiği, bu kapsamda tenkis isteği bakımından da araştırma yapıldığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, direnme kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. ./.....

                  (Özcan) tarafından harici satış senetleri nedeniyle 02.10.1991 tarihinde Sütçüler Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1991/82 Esas ve 1995/4 Karar sayılı dava dosyasıyla eldeki davanın davacısı ve tenkis davasında davalı bulunan ...’a karşı tenkis davasını açtıklarını anılan Mahkemenin 07.03.1995 gün ve 1991/82 Esas, 1995/4 Karar sayılı kararıyla davacıların tercih hakkını para yönünde kullanmaları nedeniyle TMK'nun 506. maddesi uyarınca alacak bakımından tenkis davasının kabulüne karar verildiğini, eldeki dava dosyasıyla ekteki dava dosyalarının kapsamlarına göre tercih edilen paranın hüküm altına alındığını ve davalı ... tarafından ödendiğini, taraflar arasındaki tenkis davasının kesinleştiğini açıklamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu