Mirasbırakan, 1986 ve 1993 yıllarında düzenlediği vasiyetnameler ile eşi olan davalıyı, 2003 yılında düzenlediği vasiyetname ile dava dışı ... ve ...’u mirasçı olarak atamış, 22.01.2007 tarihinde açtığı dava ile de davalı ile birlikte davacıları evlat edinmiştir. Diğer bir anlatımla, davacılar mirasbırakanın ölümü ile yasal mirasçı olmuşlardır. Hal böyle olunca; vasiyetnamelerin düzenlendiği tarihte mirasçı olmayan davacıların, mirasbırakana ait vasiyetnamelerin hükümsüz hale geldiğinin tespitini istemelerinde hukuki yararları bulunmadığından, davanın reddi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir Kabule göre de; TMK. nun 544/2 maddesi uyarınca, sonradan yapılan vasiyetname dışında kalan mal ve haklar yönünden, önceki vasiyetnamelerin geçerliliğini devam ettireceği gözetilmeden, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
ün düzenlediği vasiyetname ile malvarlığının tamamını davalıya bıraktığını, murisin yasal mirasçısı olmadan vefat ettiği, murisin vasiyetnameyi düzenlediği tarihte 72 yaşında olup vasiyetname düzenlendikten 20 yıl sonra vefat ettiğini, prosedüre uygun alınmış bir sağlık raporu bulunmadığını belirterek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; cevap vermemiştir. Mahkemece; vasiyetname tarihinde alınmış heyet raporu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın, murisin vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....
Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi tarafından açılır. Vasiyetname açılırken bilinen mirasçılar ve diğer ilgililer, açılması sırasında diledikleri takdirde hazır bulunmak üzere çağrılır ve okunur. (TMK.md.596) Vasiyetnamenin açılışını müteakip mirasta hak sahiplerinin her birine, vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneği tebliğ olunur. (TMK.md.597) Lehlerine karşılıksız kazandırma yapılan kimselerin ve mirasçıların adresleri belli değilse kendilerine vasiyet ilanen tebliğ edilir....
Davacılar, murisleri kardeşi tarafından düzenlenen vasiyetnamenin hazırlanma tarihinde murisin hukuki işlem yapma ehliyetine haiz olmadığı, vasiyetnamenin yanılma , aldatma ve korkutma sonucu yapıldığı ve şekil şartlarına uymadan vasiyetname hazırlandığı, vasiyetname ile davacıların saklı paylarının da korunmadığını bildirerek vasiyetnamenin iptalini ileri sürmüşlerdir. Her ne kadar davacılar tarafından murisin vasiyetnamenin tanzim tarihinde hukuki işlem yapma ehliyetine haiz olmadığı ileri sürülmüş ise de, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 22/01/2021 /226 sayılı rapor ile vasiyetname tanzim tarihinde murisin hukuki işlem ehliyetine haiz olduğu anlaşılmıştır. Vasiyetname incelendiğinde; vasiyetnamenin kanunda öngörülen şekilde yapıldığı, tasarrufun içeriğinin hukuka veya ahlaka aykırı olmadığı anlaşılmıştır. Yine dinlenen tanık beyanı ile tüm dosya kapsamından vasiyetnamenin yanılma , aldatma ve korkutma sonucu yapıldığı da ispat edilememiştir....
konusu 3 taşınmazı satış yolu ile devir aldığının orta olduğunu, zira her ne kadar satın aldım - sattım denilse de noter huzurunda da yapılmış olsa söz konusu kupon arazi konumundaki bu 3 taşınmazların herhangi bir fiyatının yazılmadığı, toplam satış miktarının ne kadar olduğunun yazılmadığı , ödemenin elden verildiğin yazıldığını, diğer yandan 3 adet taşınmazın devrinden sonra geriye kalan tarla vasfındaki fındıklık olarak geçen köy içi tarlalara da haricen davalı taraf T2 tekrardan, haricen kalan miras haklarına mirasçı çıktığını ve ahlaki değerlere aykırı olduğu gerekçesi ile de yine söz konusu vasiyetname iptal davasını açmak hasıl olduğunu, vasiyetnamede yer alan taşınmazlar haricinde yine rahmetli babasının vasiyetine konu etmediği, ancak davalı kardeşinin ısrarla kendi üzerine almak istediği İstanbul 19....
Dava murisin sözlü vasiyetinin tutanak altına alınması talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 539. maddesine göre "Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmi vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir." Aynı Kanunun 540. maddesine göre "Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır....
Davalı ...; dava açmak için 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının dava konusu vasiyetname üzerinde yapıldığını belirttiği tüm düzeltmelerin muris tarafından yapıldığını, davacının tahrifat iddiasının ... Kurumu'ndan rapor alınmak suretiyle incelenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Dahili davalılar ..., ..., ..., ... ve davalı ... duruşmadaki beyanlarında; açılan davayı kabul etmediklerini, vasiyetname üzerindeki değişikliklerin muris tarafından yapıldığını belirtmişlerdir. Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır....
Bununla birlikte yine vasiyetnamenin açılması dosyasında, dava konusu vasiyetname, yalnızca iş bu inceleme konusu vasiyetnamenin iptali dosyasının davacısı ve davalısı olan miraşçılara duruşmada okunmuş fakat bu mirasçılara da vasiyetname sureti içerir gerekçeli karar tebliğ edilmemiş, böylece vasiyetnamenin açılması kararı kesinleşmemiştir. O halde mahkemece, murise ait Edremit Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/1082 E. - 2013/572 K. sayılı ilamı ile düzenlenen verasetnamede yer alan tüm mirasçılar açısından vasiyetnamenin açılması usulünce sağlandıktan ve vasiyetnamenin açılması kararı kesinleştikten sonra bu davaya devam edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, vasiyetnamemin açılması dosyasında taraf teşkili sağlanmadan ve bu suretle vasiyetname usulünce açılarak kesinleşmeden davaya devam edilmesi ve hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memur ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz." ibaresi yer almaktadır. Noterlik Kanun'un 76. maddesinde "noter, tanık, tercüman ve bilirkişiler aşağıdaki hallerde noterlik işlemine katılamazlar." dendikten sonra üçüncü fıkrasında " ilgililerden biri ile aralarında sıhri dahi olsa usul ve füru veya kan hısımlığında üçüncü, sıhri hısımlıkta ikinci derecede civar hısımlığı veyahut evlat edinme ilişkisi varsa" hükmü yer almaktadır. Noterlik kanunun tüm işlemlerde uygulanmak üzere tanıklarla ilgili hükümler öngörülmüştür. Oysa, TMK'nın 536. maddesi, sadece vasiyetnamelerde tanık olacakları içeren şartları saymıştır. Madde de, vasiyetname düzenlenirken tanık olmayacaklar tahdidi olarak sayılmıştır. Türk Medeni Kanunu genel nitelikte olmakla beraber, 536. maddesi, noterlik kanununa göre, "özel hüküm" niteliği taşır....
Vasiyetname, ölüme bağlı bir tasarruf olup, ölüm halinde hukuki sonucu doğurur. Türk Medeni Kanunun 542.maddesinde; miras bırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. Hükmü, 543.maddesinde miras bırakan, yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir....