Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, vasiyetnamenin şekil şartlarını taşıdığı, Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporuna göre murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin tam olduğu davacının, vasiyetname düzenleyenin iradesinin sakatlandığını ispat edemediği, geçerli bir vasiyetname bulunduğunun anlaşılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacılar vekili; 1. Vasiyetname ile müvekkillerinin miras paylarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, 2. Vasiyetnamenin kanunda belirtilen şekilde yapılmadığını ve murisin iradesini yansıtmadığını, 3....

    Davalı; bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, murisin dava konusu vasiyetname ile davalı lehine muayyen mal vasiyetinde bulunduğunu, davacı ve diğer kardeşlerini de vasiyetname ile taşınmaz bırakıldığını, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, şekil şartlarına uygun, müteveffanın son arzularını içeren, tamamen hür irade ile yapılmış bir vasiyetname olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; birbirini doğrulayan ......

      Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; bir kısım taşınmazların dava konusu vasiyetname kapsamında olduğunun tespitine karar verilmiş, davacıların tescil talebi yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacılar vekili; tespitine karar verilen taşınmazlar yönünden tescil kararı verilmemesini ve vasiyetname kapsamında olan tüm taşınmazların kararda gösterilmemesini temyiz sebebi yaparak hükmün bozulmasını talep etmiştir. Dava; okunmuş ve tenfizine karar verilmiş vasiyetnamede yerleri belirtilen gayrimenkullerin "tespiti " ve davacılar adına "tescili" talebine ilişkindir. Dava konusu vasiyetname; ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.04.1996 tarihli ilamı ile açılıp okunmuş; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.12.1996 tarihli ilamı ile tenfizine karar verilmiş, tenfiz hükmü; temyiz edilmeden 05.03.1997 tarihinde kesinleşmiştir. Dosya içeriğinden; 13.09.1983 günü ... 1. Noterliği'nde düzenlenen vasiyetname ile ....'...

        Miras bırakan vasiyetname ile bağdaşmayan işlem yapmamıştır. Eğer ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapılan temlik mahkemece iptal edilmezse vasiyetname konusuz kalır. Muvazaa nedeniyle açılan dava sonucu davalı adına oluşan tapu kaydı iptal edilirse vasiyetname geçerliliğini korur. Bu itibarla iptal edilmediği sürece vasiyetname geçerliliğini koruyup infaz edilecektir. Bu nedenle sayın çoğunluğun vasiyetnamenin hükümsüzlüğüne ilişkin tespitine iştirak etmiyorum. O halde mahkemece öncelikle vasiyetnamenin tenfizi davası tefrik edilip sağlar arası işlemin iptali için açılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılıp sonrasında karar verilmesi için hükmün bozulması gereklidir. Sayın çoğunluğun vasiyetnamenin tenfizi kararındaki bozma görüşüne iştirak etmekle beraber gerekçesine katılmıyorum....

          yazıp imzaladığı vasiyetname bulunmasına rağmen davalının kışkırtmaları ile sağlıksız bir ruh haline sahip iken notere giderek yasal kabulü imkansız bir vasiyetname imzaladığını, bu vasiyetname ile yetinilmeyip de bir karşılık almadan muvazaalı bir şekilde şirketteki %51lik hissesini de bir karşılık almadan davalıya devrettiğini, davalının ekonomik olarak bu şerketteki hisselirin devretmesi için hiçbir sebebi olmadığını, bu vasiyetname ve devir işlemi öncesinde birçok taşınamzın bedelsiz olarak bir takım yakınlara aktarıldığını, tapuda bedel gösterilmesine rağmen murisin mal varlığında bir artış görülmediğini, banka hesaplarının da vekalet ile kendisinden alınıp boşaltıldığını belirterek murisin Balkanlar Ağaç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ndeki 01/10/2013 tarihinde oğlu olan davalıya muvazaalı bir biçimde müvekkilinden mal kaçırmak maksadı ile devir etitği %51'lik hissesinin iptaline, iptal edilen hisseden müvekkilinin miras payına isabet eden 2805 hissenin müvekkil adına kayıt ve...

          Vasiyetname ile ilgili olan çekişmeler ait olduğu mahkemede ayrıca dava konusu olacağından vasiyetnamenin açılmasına engel oluşturmaz. Vasiyetnamenin itiraza uğramadığının tespitine vasiyetnamenin açılması davasına bakan mahkeme değil vasiyetnamenin tenfizine bakan mahkeme tarafından karar verilir. Somut olayda; mahkemece kurulan hüküm fıkrasında 17.04.1995 tarihli el yazısı ile tanzim edilmiş vasiyetname ile ilgili olarak Wiesbaden Noterliğindeki tasdik tarihi yazılması gerekirken, vasiyetnamenin noterlikte yapıldığı zannı yaratacak şekilde hüküm kurulması ve tasdik tarihinin yanlış yazılması doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 20.06.1965 tarihinde paris'te vefat eden miras bırakan ... tarafından 16.07.1954 tarihli el yazılı vasiyetname düzenlendiğini, ... Noterliği'nde olan söz konusu vasiyetname gereğince terekedeki gayrimenkullerin farklı oranlarda davalılara bırakıldığını, miras bırakanın ölümünden sonra davalılar vekilinin başvurusu üzerine Üsküdar 3....

              Somut olayda; tanık, vasiyetçinin kardeşi veya eşi olmadığı gibi (TMK.nun 536/1.maddesi), vasiyetname ile kazandırmada bulunulan kişinin (...'ün) kardeşinin kocası olduğundan; TMK'nun 536/2.maddesindeki yasaklanan kişilerden de değildir. O halde, mahkemece; vasiyetnamenin, aranan yasal şekil şartlarını taşıdığı ve vasiyetçinin vasiyetname düzenlerken fiil ehliyetine de haiz olduğu gözetilerek; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Kabule göre de; mahkemece, iptal konusu vasiyetnamenin, birlikte vasiyetname niteliğinde olduğu belirtilerek yasada öngörülen şartlara uygun olmadığından, geçerli sayılamayacağı kararı verilmişse de, mirasbırakan ve sağ eşinin, iki şahit huzurunda, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan tek bir vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarma işlemi yapmış olmalarında da usule aykırılık yoktur. Zira, mirasbırakan ve eşi tarafından imzalanan vasiyetnamede, birbirine bağlı veya iç içe geçmiş tasarruflar bulunmayıp eşlerin, birlikte, tek bir vasiyetname ile yalnızca çıkarmaya ilişkin iradelerini açıklama durumları söz konusu olduğundan, davaya konu vasiyetnamenin ortak vasiyetname gibi değerlendirilmek suretiyle geçersiz kabul edilmesi isabetli olmamıştır....

                  ın 06.06.2009 tarihinde öldüğünü, tarafların müşterek çocukları olmadığını, müvekkili ile birlikte murisin kardeşleri olan davalıların da mirasçı olduklarını, müvekkilinin, eşinin ölümünden önce bir vasiyetname düzenlemiş olduğunu, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/631 Esas sayılı dosyasında gelen davetiye üzerine öğrendiğini, vasiyetnamenin muris tarafından müvekkili ile evlenmeden önce 17.07.1990 tarihinde el yazısı ile düzenlendiğini ve notere tevdii edildiğini, vasiyetname ile murisin tapuda kendi adına kayıtlı olan, ...-... ve ...-...'...

                    UYAP Entegrasyonu