"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasiyetname açılması DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 16.01.2017 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, vasiyetname hükümlerinden kaynaklanan vasiyetnamenin açılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı dava dilekçesinde maddi vakıalarını açıklarken, murisin mahfuz hisseleri üzerinde oynama yaparak vasiyetname düzenlediğini ileri sürdüğüne göre, saklı payının karşılığını alamadığını, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarrufunun tenkisini de talep ettiğinin kabulü gerekir. Tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Murisin ölüm tarihi itibariyle uygulanacak TMK'nun 564.maddesine göre, vasiyetname yasa gereği tenkise tabiidir....
Mahkemece, vasiyetname TMK. nun 596. maddesi gereğince açılıp okunduğundan, TMK. nun 598. maddesine göre vasiyetname alacaklısına mirasçılık belgesi verilmesine karar verilmiştir. Mirasbırakan, Kadıköy 6. Noterliğinin 21.08.2002 ve 25277 yevmiye sayılı vasiyetnamesi ile; tapu kaydının iptali için dava açtığı apartmanla birlikte sahip olduğu veya olacağı tüm mal varlığını eşi olan ...’ya vasiyet etmiştir. İçeriği itibariyle vasiyetname, mirasçı atanmasına ilişkindir. Atanmış mirasçı da, yasal mirasçılar gibi mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanır (TMK. md. 599/son). Vasiyetname ile mirasçı atananların hakları, yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından açıkça itiraza uğramamış ise, bu hususun tebliğinden itibaren bir ... geçtikten sonra bunlar mirasçılık sıfatları hakkında belge verilmesini, Sulh Hâkiminden isteyebilirler (TMK.m.598)....
Resmi vasiyetname düzenlenmesi yasada sıkı şekil şartlarına bağlanmış olup, bu maddeler kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle resmi vasiyetname düzenlenmesine tanık olarak katılan kişilerin kimliği önem arzetmektedir. Düzenlemeye katılma yasağı başlıklı TMK'nun 536/1.maddesinde "fiil ehliyeti olmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, murisin üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşlerinin” resmi vasiyetnameye memur ve tanık olarak katılamayacakları belirtilmiştir. Hal böyle iken, iptali talep edilen .... 2.Noterliğinde düzenlenen .... yevmiye nolu 17.11.2000 tarihli ve yine ... 2.Noterliğince düzenlenen ... yevmiye nolu ve 20.10.2003 tarihli vasiyetnamelerin düzenlenmesine muris ...'ın kardeşi ...'in vasiyetname tanığı olarak katıldığı, böylelikle katılma yasağına aykırı vasiyetname tanzim edildiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda, mirasçı ...’a vasiyetname tebliğ edilmeden vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine dair hüküm kurulmuştur. Kendisine tebligat yapılmayan mirasçı vasiyetnamenin içeriğinden bilgi sahibi olmadığından; Türk Medeni Kanununun 559/1. maddesinde düzenlenen iptal davasını açma, TMK’nın 571/1. maddesinde düzenlenen tenkis davasını açma, TMK’nın 606/2. maddesi gereğince vasiyetname ile atanmış mirasçılar yönünden mirası red süresinin başlaması, TMK’nın 598/2. maddesi gereğince ilgililerin bir aylık itiraz süresinin başlaması ile bu sürenin itirazsız geçmesi durumunda lehine tasarrufta bulunulan kimseye atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren belgenin verilebilmesi ve bunun gibi sonuçlar doğmayabilecektir. O halde mirasçılardan ...’a vasiyetname tebliğ edilmeden hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; Muris tarafından düzenlenen resmi vasiyetname kanunun aradığı şartları taşıyan bir vasiyetname olduğundan ve söz konusu vasiyetnamenin bütünü değerlendirildiğinde Türk Medeni Kanunu'nun 557. maddesindeki iptal edilebilirlik şartları oluşmadığından, vasiyetnamenin iptali talebinin reddine; Vasiyetname, her ne kadar şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş ve vasiyetnamenin tümünün iptal edilebilirlik şartları oluşmamış ise de; resmi vasiyetname şeklinde düzenlenen ölüme bağlı tasarrufta davacı konumundaki mirasçı M.. B..'un saklı pay hakkı gözetilmeksizin bu vasiyetname düzenlendiğinden, davacının TMK'nun 506/1.maddesine göre, söz konusu vasiyetnamede adı geçen taşınmazlardan davacının saklı pay oranı olan 1/10 oranındaki kısım bakımından vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, sözkonusu karar davacı vekili ve davalılar T.. B.. ve S.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE Karar Yılı : 1993 Karar No : 602 Esas Yılı : 1992 Esas No : 647 Karar Tarihi : 09/02/993 İKİ İMZA İLE TEMSİL EDİLEN ŞİRKET ADINA BİR İMZA İLE DAVA AÇILMASI HALİNDE DİĞER İMZANIN TAMAMLATTIRILMASI GEREKECEĞİ, DAVANIN EHLİYETTEN REDDİNE KARAR VERİLEMİYECEĞİ HK.< Davacı şirket adına, Alanya'da bulunan otel ve lokanta işletmesinde 50 adet adisyon düzenlenmediğinin tutanakla tespiti üzerine özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi dava dilekçesinin şirketin yönetim kurulu üyelerinden yalnız biri tarafından imzalandığı oysa imza sirkülerine göre yükümlü şirketin dava açabilmesi için yönetim kurulu başkan ve üyelerinden herhangi ikisinin imzasının gerekli olduğu gerekçesiyle söz konusu cezanın terkini istemiyle açılan davayı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesine dayanarak ehliyet yönünden reddetmiştir. Yükümlü şirket mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa T6 ile müvekkili T1 2004 yılında evlendiğini, evlendikten bir kaç yıl sonra rahatsızlanan müteveffa İsmail'in bakımını müvekkil Aynur'un üstlendiğini, müteveffa İsmail'in dava konusu vasiyetname ile tüm mal varlığını iki öz çocuğuna bırakmak istediğinden, müvekkil Aynur'un terekedeki saklı payına tecavüz bulunduğunu, müvekkilinin beyanlarına göre müteveffa ölmeden önce baskı ve zor altında Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/550 Esas sayılı dosyası ile müvekkil Aynur'a boşanma davası açtığını ancak müteveffanın ön inceleme duruşmasına katılamadan vefat ettiğini, dava konusu düzenlenen vasiyetname kanunun aradığı şekil şartlarını taşınmadığını, murisin vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi gibi delillere bakıldığında müteveffanın ayırt etme gücünün bulunmadığı, bu sebeple de fiil ehliyetinin olmayacağı, fiil ehliyeti olmayan kimselerin ise vasiyetname düzenleme...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin iptali sebebiyle açılan bu davada verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, vasiyetnamenin iptal sebepleri kanunda gösterildiğini, vasiyetname kanunda belirtilen şekil şartlarına aykırı yapılmış ise iptali istenebileceğini, dava dosyasında görüleceği üzere dava konusu edilen vasiyetnamede, iptal sebeplerinin hiç biri bulunmadığını, vasiyet bırakan muris doktor olduğunu, vasiyetnameyi noter huzurunda gerçekleştirdiğini, vasiyetname içeriği itibari ile hukuka aykırı olmadığını, şekil şartlarına uyduğunu, bu sebeple iptal edilmemesi gerektiğini, davacılar her ne kadar iş bu davayı açmışlarsa da söz konusu davada hukuki menfaatleri bulunmadığını bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava; vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptali istemine ilişkindir....
ın ölüm tarihinin 13.12.1996 olduğunu, murisin sağlığında noterde düzenlettirdiği vasiyetname ile davalılar lehine kazandırmalarda bulunduğunu, yapılan bu vasiyetname ile saklı paylarının zedelendiğini ileri sürerek, saklı paylarına yapılan tecavüzün yasal faizi ile birlikte tenkisine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar; vasiyetname ile davalılardan sadece davalı ... lehine kazandırmalarda bulunulduğunu, bu nedenle diğer davalılara bu davada husumet yöneltilemiyeceğini, murisin malvarlığının tamamını vasiyet etmediğini, temlik harici taşınmazları bulunduğunu, bu nedenle davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalılar ..., ... ile Veli aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan tenkis davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....