Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/04/2011 tarih ve 2011/3 esas 2011/601 karar sayılı ilamıyla açılıp okunduğunu, murisin vefatından evvel, vasiyetname konusu olan 31 pafta 2556 parselde kayıtlı taşınmazı kendisinine sattığını ve tapuda devrettiğini, vasiyetname konusu diğer taşınmazın ise tüm mirasçılar adına hisseli olarak kayıtlı olduğunu, murisçe yapılan muayyen mal vasiyetinde kendisine vasiyet edilen taşınmazların mülkiyetinin adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek; dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetname konusu taşınmazların adına tescilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 31 pafta 2556 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden talebini atiye bırakmıştır....
ün mirasçıları durumunda olduklarını, murisin Antalya 3.Noterliğinin 27.06.2003 tarih ve ... yevmiye no.su ile düzenleme şeklinde vasiyetname yaptığını, vasiyetname uyarınca Antalya S...Mah. ... Ada ... parseldeki taşınmazların, 1 ve 7 nolu bağımsız bölümleri A.. E..'e,2 ve 6 nolu bağımsız bölümleri M.. E..'e, 8 nolu bağımsız bölümü kızı M.. E..'e; Antalya S... Mah. ... Ada ... parseldeki taşınmazlardan; 6-7 nolu bağımsız bölümleri kızı Mazlume'ye, 9 nolu bağımsız bölümü oğlu M... Fatih'e, 10 nolu bağımsız bölümü ve aynı yerdeki odunluk şeklindeki garajı da oğlu Adnan'a, diğer bazı bağımsız bölümleri de diğer çocuklarına vasiyet ettiğini iddia ederek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı/karşı davacılar E.. E.., K.. B.., C.. U.....
Vasiyetname ile ilgili olan çekişmeler ait olduğu mahkemede ayrıca dava konusu olacağından vasiyetnamenin açılmasına engel oluşturmaz. Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Mirasa İlişkin Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 36. maddesinde miras bırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamesinin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, yerleşim yeri sulh hakimine tesliminden itibaren bir ay içinde açılması ve ilgililere okunması gerekir. Ancak, vasiyetçinin öldüğüne dair kesin delil olmadan vasiyetname verilmişse, bu delilin sağlanmasına kadar vasiyetnamenin açılması geri bırakılır. Vasiyetnamenin açılma gününü sulh hâkimi tespit eder. Adresi bilinen mirasçılar, mahkemece uygun görülecek usul ile vasiyetnamenin açılacağı gün ve saat belirtilerek davet olunur. Sulh hâkimi, davet edilen günde gelen mirasçılar huzurunda vasiyetnameyi açar. Davete rağmen hiçbir mirasçı gelmemiş olsa dahi vasiyetname açılır....
ile mirasta hak sahibi olmaktan beri kılındığını, dava konusu miras olayında miras bırakanın iki ayrı vasiyetname tanzim ettiğini, önceki tarihli vasiyetname ile davalılardan T1'un diğer davalı Şükriye Haliloğlu ile birlikte mirasçı atandığını, ancak sonraki tarihli vasiyetname ile önceki vasiyetten dönüldüğünü ve miras bırakan önce mirasçı atadığı kardeşini mirasçılıktan çıkardığını, ayrıca yedek mirasçı atamaların yanında son vasiyetname ile miras bırakan T3 de vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atadığını, miras bırakanın terekesinde vasiyetname ile bu yönde tasarrufta bulunmasının ancak tasarruf ehliyeti varsa hukuken geçerli ve etkin bir hukuki işlem niteliğinde kabul edilebileceğini, mevcut iki vasiyetnamenin bulunmasının, sonrakinin iptali halinde öncekinin vücut bulması anlamına gelebileceğini, bir başka ifade ile sonraki vasiyetle yapılan önceki vasiyetnameden, tamamen, açık veya örtülü dönme iradesinin hukuki kıymetini yitireceğini, her iki vasiyetnamenin de iptali halinde...
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasiyetname açılması ve mirasçılık belgesi verilmesi .. ile .. ve müşterekleri aralarındaki vasiyetname açılması ve mirasçılık belgesi verilmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.10.2012 gün ve 1409/1198 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mütevaffa ..'ın Noterliği'nce düzenlenen 07.05.1971 tarih ve 8685 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını davacı ..'ne bıraktığını açıklayarak, bahsi geçen vasiyetnamenin açılıp okunarak, vasiyetname hükümlerine göre vekil edeni adına mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir. Mütevaffa ..'...
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/2222 Esas sayılı dosyasından talep edilen sağlık raporu nedeniyle davacının sağlık görevlileri ile birlikte 03/12/2014 tarihinde müteveffanın birlikte yaşadığı davalılardan T3'nın evine gittiğini, ancak görevliler tarafından evde kimse olmadığından değil "kapı açılmadığından" ibaresi kullanılmak suretiyle sağlık muayenesinin yapılamadığının tutanak altına alındığını, müteveffanın gerek vasiyetname tarihinde gerekse sonrasında tasarruf ehliyetinin bulunmadığı,nın sağlığının tasarrufta bulunmaya yeterli ve elverişli olmadığının ve davalıların baskı ve etkisi altında vasiyetname düzenlediğinin açık olduğunu, düzenleme tarihi itibariyle, vasiyetname tanzimine esas alınan rapor yanında, vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi v.s gibi deliller bulunması gerektiği ve bu yolla, vasiyetname tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekliliğinin Yargıtay...
Ancak murisin 04/08/2010 tarihli vasiyetnameden rücu belgesini kabul etmiyorum, dava açma hakkımı saklı tutuyorum." şeklinde beyanda bulunduğunu, bu şekilde vasiyetnameye itiraz ettiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinin yalnızca vasiyetnameyi açıp, okumak ve ilgililere tebliğ etmek olduğunu, eda hükmü içeren karar veremeyeceğini, müvekkillerinin vasiyetname iptal edilmedikçe her zaman dava tehdidi altında olduklarını, vasiyetnamenin geçerliliğinin koruyup infaz edilebileceğini, bu sebeple gerekçeli kararda dile getiren hukuki yarar yokluğundan söz edilemeyeceğini, her ne kadar murisin son iradesi 04/08/2010 tarihli vasiyetname ile ortaya konulmuş ise de, tapuda gerekli işlemleri yapmak için gittiklerinde Tapu Müdürlüğünün iki vasiyetname olduğu gerekçesiyle işlem yapmadığını, 2010 tarihli vasiyetnamenin vasiyetten rücu olarak değerlendirilmesini yapacak olanın Tapu Müdürlüğü olmayıp mahkeme olduğunu, bu sebeple Mahkemenin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne...
ölüme bağlı kazandırma yapılmasını sağladıklarını, murisin vefatı ile vasiyetname açıldığını, henüz kesinleşmediğini, ayrıca her vasiyetnameyi kabul etmemekle beraber, söz konusu vasiyetname yasal mirasçıların saklı payını da ihlal eder şekilde düzenlediğini, Serik 3....
Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memur ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz." ibaresi yer almaktadır. Noterlik Kanun'un 76. maddesinde "noter, tanık, tercüman ve bilirkişiler aşağıdaki hallerde noterlik işlemine katılamazlar." dendikten sonra üçüncü fıkrasında " ilgililerden biri ile aralarında sıhri dahi olsa usul ve füru veya kan hısımlığında üçüncü, sıhri hısımlıkta ikinci derecede civar hısımlığı veyahut evlat edinme ilişkisi varsa" hükmü yer almaktadır. Noterlik kanunun tüm işlemlerde uygulanmak üzere tanıklarla ilgili hükümler öngörülmüştür. Oysa, TMK'nın 536. maddesi, sadece vasiyetnamelerde tanık olacakları içeren şartları saymıştır. Madde de, vasiyetname düzenlenirken tanık olmayacaklar tahdidi olarak sayılmıştır. Türk Medeni Kanunu genel nitelikte olmakla beraber, 536. maddesi, noterlik kanununa göre, "özel hüküm" niteliği taşır....
dan intikal eden taşınmazlar yönünden olması halinde adı geçen mirasbırakanın 28.07.1975 tarihli vasiyetname ile davalıların mirasbırakanı olan erkek çocuklarını mirasçı olarak atamak suretiyle, davacı olan kızlarının yasal mirasçılık sıfatlarını ortadan kaldırdığı anlaşılmakla davanın reddedilmesi,” ibaresine yer verilmiş ise de mirasbırakanın vasiyetname düzenlemesi ile yasal mirasçıların mirasçılık sıfatlarının sona ermeyeceği açıktır. Ancak mirasbırakanın 28.07.1975 tarihinde düzenlediği vasiyetname açılıp okunmuş, mirasçılar tarafından 1 yıllık süre içerisinde vasiyetnamenin iptali dava edilmemekle vasiyetname artık kesinleşmiş ve davalılar lehine vasiyetnameyi tenfiz ettirerek adlarına tescil imkanı doğmuştur. Bu durumda artık mirasbırakan ...’dan gelen taşınmazlardan davacıların hak isteyemeyecekleri açıktır. Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK'nun 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır....