Davacının davalı kurum tarafından işten ayrılma bildirgesinin kuruma geç bildirilmesi nedeni ile davacının Türkiye İş Kurumu’ndan eksik ödenek almasına neden olduğu gerekçesi ile davacının eksik aldığı işsizlik ödeneğinin davalı işverenden tahsili yönünde karar verilmiş ise de davacının işyerinden işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilerek 14.08.2006 tarihinde ayrıldığı, işten ayrılma bildirgesinin davalı işveren tarafından Türkiye İş Kurumu’na 11.01.2007 günü gönderildiği, davacının ise işsizlik ödeneği bağlanması için 31.01.2007 tarihinde başvurduğu anlaşılmaktadır. 4447 sayılı işsizlik Sigortası Kanunu’nun 48/5. maddesi gereğince işçinin işsizlik ödeneğinden yararlanmak için işten ayrılma bildirgesi ile birlikte hizmet sözleşmesinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde Kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurması gerekir. Aksi halde kuruma yapılan başvuruda gecikilen süre kadar hak kazanılan toplam süreden düşülecektir....
ONANMASINA, 20/02/2013 günü oybirliği ile karar verildi....
ve 21 sayılı kararı ile vakıf müdürlüğü görevinden alındığını haricen öğrendiğini,görevden alınma hususu bildirilmediği gibi usul ve yasaya aykırı olarak Akçadağ Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğünün 02/01/2012 tarihli yazısı ile Akçadağ Mal Müdürlüğünde görevlendirilmesine ilişkin karar verildiğini ve 30/12/2011 tarihinde Vakıf ile ilişkisinin kesildiğini ileri sürerek, Vakıf Mütevelli Heyetince usul ve yasaya, sözleşmeye, İş hukukuna ve ilgili yönetmelik ve genelgelere aykırı olarak Vakıf Müdürlüğü görevinden alınması işleminin iptali ile Vakıf Müdürlüğü görevine iadesine, görev değişikliğinden dolayı uğramış olduğu özlük haklarının hesaplanarak dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
İlk Derece Mahkemesi" Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığı, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.un 114 ve 115. maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, HGK nun "davacının davalı Üniversitede üstlendiği görevini davalı Vakıf Üniversitesi ile yaptığı sözleşme gereği yürüttüğü, sözleşmede aylık ücret miktarı, başta yıllık izin olmak üzere diğer izinlerin kullanılma şekli, özlük hakları bakımından 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin geçerli olacağı, davalının iş sözleşmesini haklı nedenle feshi durumunda İş Kanunu’nun 25. maddesinin uygulanacağı hususlarına dair düzenlemeler bulunduğu, anılan sözleşmenin Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 23. maddesine istinaden ve bu maddenin verdiği yetkiye göre yapıldığı, anılan...
Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmünce; tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2022/261 Esas KARAR NO : 2022/871 DAVA : AYRILMA ALACAĞI DAVA TARİHİ : 09/04/2022 KARAR TARİHİ : 23/12/2022 YAZIM TARİHİ : 27/12/2022 Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili ; Davalı kooperatif yönetim kurulunun kararı ile iki ayrı taşınmaz için üyeliğinin oluşturulduğunu, üyelik ödemesi adı altında ödemeler yaptığını, ekonomik zorluklar nedeni ile aidat ödemekte zorluğa düştüğü için üyelikten ayrıldığı halde kendisine aidatları nedeni ile ödeme yapılmadığını, faizle karşılanmayan aşkın zararının bulunduğunu belirtip, şimdilik 100,00 TL nin istifa tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı davetiye tebliğine rağmen yanıt vermemiş, davalı adına duruşmalara katılan da olmamıştır....
Hukuk Dairesi'nin 2017/3050 Esas - 2017/6911 Karar sayılı kararı ile kesinleştiğini, Vakıf Genel Kurulu Kararı'nın iptali neticesinde bir kısım davalı Vakıf üyeleri tarafından yapılan kesintiye ilişkin Kdz Ereğli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/249 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, 2018/106 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve bu kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile kesinleştiğini, davacının şahsi malvarlığından yapılan kesintinin iadesi için işbu davanın açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL tazminatın kesinti tarihi olan 30/01/2014 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı vakfın üyesi iken, 30/01/2014 tarihli karar ile davacı müvekkilinin kendisine iade edilecek şahsi mal varlığından kesinti yapılmasına karar verildiğini ve bu kararın uygulanarak bir miktar paranın kendisine iade edilmediğini, Kdz Ereğli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/167 Esas sayılı dosyası ile davalı Vakıf Genel Kurulu kararının iptali için açılan davanın kabul edildiğini ve 2016/304 Karar sayılı kararı ile "vakıftaki mal varlığından kesinti yapılmasına dair 30/01/2014 tarihli mezkur kararının mutlak butlan ile hükümsüz olduğuna" karar verildiğini bu kararın Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'nin 2017/3050 Esas - 2017/6911 Karar sayılı kararı ile kesinleştiğini, Vakıf Genel Kurulu Kararı'nın iptali neticesinde bir kısım davalı Vakıf üyeleri tarafından yapılan kesintiye ilişkin Kdz Ereğli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/249 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, 2018/106 Karar sayılı kararı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığının mahkeme kararı ile belirlendiğini, ödediği aidat, 3. kişilerce gönderilen haciz ihbarnameleri sebebiyle yapılan ve toplu konut kredisi için yapılan ödemelerin iade edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 17.000,00 TL ayrılma payının 11.09.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 06.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile vergi dairesine yapılan ödemeler ve kredi ödemeleri olmak üzere talebini 16.000,00 TL arttırarak toplam 33.447,02 TL'ye çıkarmıştır....
Anayasa’nın 31. maddesi düzenlemesi ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümleri ve özellikle kadroların akademik yönden belirlenmesi, sözleşmelerin onaya tabi tutulması dikkate alındığında, vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarının idari sözleşmelerle çalıştığının kabulü gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında hareketle 2013 yılında, Vakıf Üniversitesi ile öğretim elemanı arasındaki uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğuna karar vermiştir(Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 09.12.2013 gün ve 2013/34603 E, 2013/28476 K). Somut uyuşmazlıkta, Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığı, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK.un 114 ve 115. maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden reddi yerine esastan karar verilmesi hatalıdır.(Yargıtay 9....