Hukuk Dairesince; uyuşmazlığın çözümü için vakıf ve aktüaryel uzmanlarının bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, vakıf senedi, yönetmelik ve yönetim kurulunca belirlenen maaş katsayıları gibi hususlar dikkate alınarak alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu sonucu davanın kısmen kabulü ile 57,03 TL'nin 21.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davalı vakfın üyesi ve ... Casusluk Davasında sanık olan davacıya vakıf senedinde yazılı avukatlık ücreti yardımından bir bölümünün ödenmediği iddiası ile 9.600,00 TLnin kanuni faizi ile davalıdan tahsili istenilmiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, vakıf senedinden kaynaklanan edimin yerine getirilmemesine dayalı alacak istemine ilişkindir. ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2021 NUMARASI : 2019/630 ESAS, 2021/67 KARAR DAVA KONUSU : (Vakıf Senedinden Kaynaklanan Alacak İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Dava ve talep, vakıf üyeliğinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Benzer yönde vakıf üyeliğinden kaynaklanan ve T3 T5 aleyhine açılan prim alacağı istemine dayalı ihtilaflarda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf incelemesi yapılarak karar verildiği görülmektedir (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2020/1945 E. ve 2022/1617 K., 2020/1754 E. ve 2022/1452 K., 2020/1715 E. ve 2022/1408 K. sayılı kararları)....
Maddesi, Vakıf Senedinin 41. Maddesi, Vakıf Yönetmeliğinin 816 maddesinde düzenlendiğini, bilirkişinin hesapta bunu dikkate almadığını, vakıf ve üyeleri arasındaki ödemeye ilişkin davalarda, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 2012/3249 Esas - 2012/4031 Karar sayılı ilamında belirttiği şekilde Vakıf senedine göre, vakıf yönetmeliği, yönetim kurulu kararları çerçevesinde gerekli araştırma ve inceleme ve bilirkişinin vakıf senedinin 41. Maddesi, vakıf yönetmeliği 8/B maddesine göre hesap yapması gerektiğini, ancak TTK 522 maddeye aykırı karar vererek ödenen bir yatırım aracı gibi değerlendirildiğini, vakfın muvzuata göre davacıya ödeme yapıldığını, vakıf senedine ve yönetmeliğe aykırı hükmün bozulması gerektiği itirazında bulunmuştur. GEREKÇE İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. Maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Dava konusu vakıf, anılan yasanın yürürlük tarihinden önce kurulduğu cihetle, kamu görevlilerinin görev unvanlarını kullanma hakkının saklı olduğunun kabulü gerekir. Genel kurul ve yönetim kurulunun oluşumunda görev unvanları belirtilmek suretiyle kamu görevlilerinin bulunmalarına ilişkin ibarelerin vakıf senedinden çıkarılması sonuç itibariyle kurucu iradeye aykırı düşecektir. Oysa kurucu irade, genel kurul ve yönetim kurulunda kişiyi değil, görev unvanını esas almıştır. 5072 Sayılı Yasaya 5234 Sayılı Yasayla eklenen geçici 2.madde hükmü de bu amaçla düzenlenmiş bulunmaktadır. Açıklanan tüm bu nedenlerle vakıf senedinin 7/A ve 10. maddelerinde yapılan sözkonusu değişikliğin tesciline karar verilmesi, 2-4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 106. maddesine göre, vakfın yerleşim yerinin vakıf senedinde gösterilmesi gerekir....
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Nasuh Bey Bin Ali Vakfının mazbut bir vakıf olup müvekkili idare tarafından idare ve temsil edildiğini, galleye müstahak vakıf evladı bulunduğunun tespiti istemli davalarda vakfiyelerde yer alan hüküm ve şartların ne olduğunun tespitinin büyük önem taşıdığını, davacının sadece vakıf evladı olması eğer vakfiyede bu yönde bir şart yok ise galleye müstahak oldukları anlamına gelmediğini, davacıların dava konusu vakfın soyundan geldiğini veraset ilamları, nüfus kayıtları, vakfiye, mahkeme ilamları ile bilirkişi incelemesi ile kanıtlamaları gerektiğini, bunun yanında tertibi olarak da bilinen vakıf gelir fazlasının her batında vakıf evlatları arasında nasıl dağıtılacağının bir batında vakıf gelir fazlasından yararlanan hayatta iken alt batında bulunan evlatlara gelir dağıtılıp dağıtılmayacağının dava konusu vakfın vakfiyesinde intifa şartı bulunup bulunmadığı hususlarının bilirkişi incelemesi ile ayrıntılı şekilde araştırılıp...
Davacının bu talebi, "vakıf senedi uygulama yönetmeliğinde bulunan ek aylık ödenmesine ilişkin düzenlemelerin vakfın 18.05.2013 tarihinde gerçekleştireceği genel kurulda yönetmelikten çıkartılıp kaldırılacağı" gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacının vakıf aleyhine açtığı bu ret kararının iptali ile ilgili dava kabul edilmiş redde ilişkin karar hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiş ve bu karar 24.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı bu iptal kararına dayanarak uğradığı zararın tazminini istemektedir. Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.(6098 sayılı TBK m.112) Davalı vakfın almış olduğu karar iptal ile ortadan kaldırıldığına göre, davacının vakıf senedinden ve yönetmeliğinden kaynaklanan hakkı artık 15.04.2013 tarihinde başlar....
Yönetmeliğinin 5. maddelerinde de, resmi vakıf senedinin noterde re'sen düzenleme şeklinde hazırlanması gerektiği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davacı vakıf vekili tarafından tescili talep edilen vakıf senedindeki değişiklik hakkında ... görüş yazısında da bildirildiği üzere düzenleme şeklinde noter senedi düzenlettirilip, kararın hüküm fıkrasında senet değişikliğine dair noter, tarih ve yevmiye numarası yazılması gerekli iken, mahkemece vakıf kurucular kurulu toplantısında değişikliğe dair alınan karar hakkında noterden düzenleme şeklinde senet tadili düzenlettirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Oysa; Davacı vakfa ait senedin 38. maddesine göre, vakıf senedinde değişiklik yapılmasına karar verme yetkisinin Mütevelli Heyete ait olduğu halde, Vakıflar Genel Müdürlüğünün önerisi üzerine ilk değişiklik senedinden sonra hazırlanan ikinci değişiklikler için yetkili kurulundan karar alınmadan yönetim kurulunca görevlendirilen kişilerce Ankara 13. Noterliğince düzenlenen 08.02.2005 tarih ve 7263 yevmiye numaralı değişiklik senedinin tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş; istenilen senet değişikliği için, senedin 38. maddesine göre yetkili organ olan MÜtevelli Hayetten karar alındıktan sonra bu karara göre noterde düzenlenecek değişiklik senedinin ibrazı için davacı tarafa süre verilerek oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek olmalıdır....