WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nce taşınmazdaki gaip hissesinin 2888 sayılı yasanın yürürlük tarihi olan 24.09.1983 tarihinden sonra ...adına tescil edildiği, 5737 sayılı yasanın 17. maddesi hükmü karşısında 22.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların taviz bedeli ödensin ya da ödenmesin Hazine adına tesciline yasal imkân bulunmadığından ve taşınmazın taviz bedelinin ödenmiş bulunmasının vakfın mülkiyetini ortadan kaldırmayacağın, vakıf şerhinin kütükten terkin edilmiş olmasının vakfın varlığı ve aslı vakıf olan taşınmazın aidiyetini değiştirmeyeceğinden mülkiyetinin mahlulen vakfına rücu etmesi asıl olduğu, aslı vakıf olan dava konusu taşınmazın mutasarrıfı olan 1/4 hisse malikinin gaip olduğu dikkate alındığında 5737 sayılı yasanın 17. maddesinin şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.10.2004 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evveliyatı 1279 parsel olan taşınmazın gitti kayıtlarındaki vakıf şerhinin silinmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istek hüküm altına alınmış ve kararı davalı ... İdaresi temyiz etmiştir. Bu tür davalarda vakıf türünün saptanması ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli parselde vakıf hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması gerekir....

      Vakfı" kaydının bulunması nedeniyle vakıf taviz bedeli ödenmeksizin ipotek işleminin yapılamayacağının bildirildiği, bu nedenle 442.325,08TL taviz bedeli yatırmak zorunda kaldıklarını, birleşen davada ise; 18.08.2008 tarihinde satın aldığı taşınmaz nedeniyle 35.805 TL taviz bedeli yatırmak zorunda kaldıklarını, ancak .. vakfının gayri sahih vakıf olması nedeniyle taviz bedeline tabi olamayacağını iddia ederek ödenen taviz bedellerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu ..Vakfının sahih vakıflardan olduğunu, .. Mahallesinin eski bir yerleşim yeri olduğunu bu nedenlerle taviz bedelinin yasalara uygun olarak alındığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;dava konusu vakfın mülhak vakfı olduğunu, mütevellisi tarafından idare edildiğini, işbu davada vakıf yönetiminin hasım alınması gerektiğini bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, vakıf kökenli taşınmazların mülke dönüşümü ve mutasarrıfına intikali için alınan taviz bedelinin icare ve mukataa karşılığını olduğunu, bedelin ödenmedikçe o mal üzerinde temliki tasarrufun tapu idaresince tescil olunamayacağından alınan taviz bedelinin yasal bir gayrimenkul mükellefiyetinde olduğunu, davaya konu taşınmazın tapu kaydında mukataalı vakıf emlakinden olduğundan bu tür taşınmazın vakıf neviyetinin taviz bedeli ödenerek kaldırılmasının yasal zorunluluktan kaynaklandığın, davacı tarafın işbu davayı açmadan önce taviz bedelinin iadesi için idarelerine herhangi bir talebinin olmadığını, açıklanan nedenlerden dolayı husumet yoksunluğu nedeniyle ve haksız ve hukuki dayanağı bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı, dava konusu taşınmazın kadastro tutanakları ve revizyon kayıtları de getirtilerek ve HUMK’nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Somut olayda; mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde tesis edilen hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... idaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydındaki “Zemini Şehzade ... Vakfı’na muakataalı” şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı idare temyiz etmiştir. 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı ......

            vakıf” niteliğinde şerh bulunan taşınmazlar taviz bedeline tabidir....

              Ancak; Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında vurgulandığı üzere yanlar arasındaki çekiş.menin giderilmesinde vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenecek olan vakıf türüne göre taşınmazda vakfın bir hakkının bulunup bulunmadığının, taviz bedelinin ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin saptanması önel kazanmaktadır. İnceleme ve araştırmada bilirkişi görüşüne başvurmanın zorunluluğu da ortadadır. Oysa bozmadan sonra alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Gerçekten, talimat yoluyla alınan bilirkişinin imzasız raporunda bir yandan vakfın gayrisahih vakıf olduğundan söz edilmiş, öbür taraftan, kayıtlardaki «... Vakfı» nın sahih vakıf olduğu sonucuna varılarak çelişkiye düşülmüştür. O yüzden mahkemece yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, ... Vakfı’nın sahih veya gayrisahih vakıf olup olmadığı duraksamasız saptanmalıdır....

                Vakfı " şerhinin bulunması sebebiyle kendilerinden, 1 nolu parsel için 7390 TL ve 5 nolu Parsel için 11582 TL taviz bedeli alındığını,... Vakfiyesinden anlaşıldığı kadarı ile gayri sahih bir vakıf olan ve taviz bedeline tabi olmayan bu yer olduğunu, ayrıca kadastro tespitinde tarla vasfında olduğunu ileri sürerek ödenen taviz bedellerinin iadesini talep etmiştir. Davalı; her bir davacının ancak kendi payı için dava açabileceğini, birlikte dava açmalarının doğru olmadığını, vakfın sahih vakıf olduğunu, taviz bedelinin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların vakıflara ödediği 18.972,00 TL taviz bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara 1/3'er oranla ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; ödenen taviz bedelinin iadesi talebine ilişkindir....

                  Söz konusu yasanın özellikle 27, 29 ve 30 maddelerinde özetle (.. mukataalı toprakların ve icareteynli taşınmazların mülkiyetinin yirmi misli bir taviz karşılığında mutasarrıfına geçirileceği, on yıl içerisinde taviz vermek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olanların mülkiyetinin ise on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıfına geçeceği ve vakfın hakkının ivaza dönüşeceği ) hükme bağlanmıştır. Görülen lüzum üzerine 13.6.1945 tarihli 4755 sayılı Yasa ile bu süre 13.12.1955 tarihine kadar on yıl daha uzatılmıştır. Anılan bu vakıf yasalarının hükümlerine göre taviz bedeli ödendikten veya taviz bedeli ödenmese dahi öngörülen yirmi yıllık süre geçtikten sonra vakıf taşınmazların tam mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş, diğer bir söyleyişle vakıf taşınmazı özel mülk, mutasarrıf malik olmuştur. 3. Değerlendirme 1....

                    UYAP Entegrasyonu