Bu madde de yer alan “vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalar” ifadesi, sadece vakıf şerhinin konulması veya silinmesi talebiyle açılan davaları değil, somut olayda olduğu gibi taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğu ve ödenen taviz bedelinin istirdadı davalarını da kapsamaktadır (HGK 16.7.2008 tarih ve 2008/3-498 E. ve 2008/497 K. sayılı kararı). Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır. G..s.. v..yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır. O halde, mahkemece kök tapu kaydı ve belgeleri ile vakfiye örneği getirtilip, bu konuda uzman bir bilirkişi vasıtasıyla vakfiye örneği incelenmeli, varsa tarafların bu konudaki bütün delilleri toplanarak şerhe konu vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı saptanmalıdır....
Vakfının gayri sahih vakıflardan olduğunun son yargı kararları ile benimsendiği, taviz bedeli alınmasının az yukarı da belirtilen kanuni düzenlemeye uygun olduğu gerekçesiyl,e davanın reddine karar verilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere, vakıf şerhini taşıyan tapu kayıtlarının kapsamında kalan tüm taşınmazların taviz bedeli ile sorumlu olduğu söylenemez. Özel mülkün kuru mülkiyeti ve tasarruf hakkının vakfedilmesi ile oluşan sahih vakıflarda, özellikle icareteynli ve mukataalı vakıflarda taviz bedelinin ödenmesi karşılığında vakıf şerhinin silinmesi gerektiği gerek uygulamada gerekse bilimsel görüşlerde tartışmasız olarak kabul edilmektedir....
tan 5.370,00 TL olmak üzere toplam 20.480,00 TL taviz bedeli kesilerek 24/11/2014 tarihinde davalının hesabına aktarıldığını belirterek, kesilen toplam 20.480,00 TL taviz bedelinin davalıdan tahsili ile 02/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, açılmış olan bu dava da idareye kusur atfedilemeyeceğini, davacı tarafça taşınmaz üzerindeki vakıf şerhinin terkini için idareye müracaatta bulunulduğunu, bu müracaat üzerine yapılan tahkikat neticesinde......
Bu hüküm gereğince tapu kayıtlarında vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanamayacağından mahkemece davanın hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle kabulü doğru olmamıştır. Böyle olunca mahkemenin vakıf türüne göre tavize tabi olup olmama yönünden araştırma ve inceleme yapması zorunlu olmaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır. Gayri sahih vakıflar yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, vakfın türü belirlenmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mehmet Vakfına Mukataalı" şerhi bulunduğundan bahisle müvekkiline düşen bedelin %10'unun vakfiye olarak kesilerek davalı idareye yatırılmış olduğunu, gayrimenkulun toplam satış bedeli üzerinden hesaplanan tutarın Vakıflar Bankası Merkez Şubesine 16.03.2016 tarihinde 395.828,00 TL. tutarında Vakıf taviz bedeli olarak yatırmış olduğunu ve böylelikle taşınmazın tapu kaydında yer alan vakıf şerhinin terkin edildiğini , satılan gayrimenkulün 1/4'ünün müvekkiline ait olduğundan taviz bedelinin 1/4'ünün müvekkili adına yatırılmış olduğunu, söz konusu vakıf şerhinin hiçbir hukuki geçerliliği bulunmadığını, çünkü Şehzade Mehmet Vakfı'nın sahih bir vakıf olmayıp, sadece aşar ve rüsumatı vakfedilen vakıf türlerinden olduğunu, bu gibi yerler üzerinde Vakıflar idaresinin hiçbir ayni hakkı bulunmadığını, bu nedenle haksız şekilde alınanan bedelin müvekkiline ait hissesi olan 98.957,00- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar...
Vakfı şerhi sebebiyle hisseleri üzerine tesis edilen ipoteğin terkini için 28/11/2013 ve 29/11/2013 tarihlerinde toplam 1.629.115 TL tahsil edildiğini, ancak taşınmazların taviz bedeline tabi icareteynli veya mukaatalı vakıf niteliğinde olmadığını, söz konusu taşınmazların gayri sahih nitelikle vakfedilebilen miri arazi olduğunu, Vakıflar Kanunu madde 18’e göre taviz bedeli talep edilemeyeceğini, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiğini ileri sürerek, 1.629.115 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tâhsilini talep etmiştir. Davalı, dava konusu taşınmazların ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.12.2004 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.1.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vakıf şerhinin terkini istemiyle açılmış, istek hüküm altına alınmış, kararı davalı ... Genel Müdürlüğü temyiz etmiştir. Dava konusu, 911, 923 ve 1845 parseller,....adına kayıtlıdır. Dava ise ... tarafından açılmıştır....
Bu hüküm gereğince tapu kayıtlarında vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12.maddenin 3.fıkra hükümleri uygulanamayacağından mahkemece davanın hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle kabulü doğru olmamıştır.Böyle olunca mahkemenin vakıf türüne göre tavize tabi olup olmama yönünden araştırma ve inceleme yapması zorunlu olmaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır. Gayri sahih vakıflar yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, vakfın türü belirlenmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Cami Mahallesi, ... mevkinde bulunan 509 Ada,13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında vakıf şerhinin bulunduğunu, vakıf şerhinin kaldırılması için davalı idareye ihtirazı kayıtla taviz bedeli olarak 26.936,00 TL ödendiğini, yolsuz olarak tescil edilen vakıf şerhi nedeniyle davalı idareye ödenen taviz bedelinin haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek , 26.936,00 TL nin ödeme tarihi olan 14.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davaya konu taşınmazın arsa niteliğinde olması nedeniyle özel mülkiyete konu olabileceğini, bu sebeple taşınmaz kayıtlarında bulunan vakıf şerhinin sahih ve tahsil edilen taviz bedelinin yasal olduğunu , geldi kayıtlarında yer alan ve tedavüller sırasında intikal ettirilmeyen şerhin yeniden konulmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Bölge Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinden %10 taviz bedeli 283.760,00 TL düşülerek bu kısmın davalı idareye ödenmesine karar verildiğini, ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ... Vakfı şerhinin 5737 sayılı ... Kanununun 18. madddesine göre bu vakfın gayri sahih vakıf olması ve vakfiyesinin bulunmaması nedenleriyle bu taviz kesintisinin yapılamayacağını ileri sürerek, kamulaştırma bedelinin %10'u oranında tahsil edilen 283.760,00 TL taviz bedelinin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Davalı; taviz bedeli alınması için vakfiyenin bulunmasına gerek olmadığını, tapu kaydında taşınmazın "... Vakfından" gelmekte olduğunu gösteren vakıf belirtmesi (şerhi) olduğunu, taviz bedeline tabi olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....