Vakfı" şerhinin terkini için ihtirazi kayıtla 04.08.2017 tarihinde 757.400,00 TL taviz bedeli ödendiğini, bu tahsilatın haksız olduğunu, birçok yargı kararında vakfın gayrısahih vakıf olduğunun belirlendiğini ileri sürerek; gayri sahih vakıf şerhinin terkini için davalıya ödenen 757.400,00 TL taviz bedeli yönünden borçlu olmadığının tespiti ile ödenen taviz bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir. II....
Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak gayrimenkullerin taviz bedelinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.) Şeklinde değiştirilmişse de; Aşar ve rüsumatı vakıf ve tahsis edilmiş taşınmazların yukarıda belirtilen nedenlerle bu madde kapsamına girmediği kuşkusuzdur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ......
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Kaldı ki, temyiz incelemesi yapılan başka başka dosyalarda aynı vakıf hakkında bilirkişiler “...” vakfının sahih bir vakıf olduğunu ifade etmiştir. Mahkemenin hükme dayanak aldığı rapor ile dosya üzerinde rapor düzenleyen diğer bilirkişilerin raporları arasında vakfın türü hakkındaki görüş ayrılığı açık-seçiktir. Diğer yandan dava konusu taşınmazlara uygulanan revizyon kayıtlarında açıkça «Mülhak ... Vakfı» nevinden geldiği de yazılıdır. Bu durumunda hukuken değerlendirilmesi gerekir. Çelişkiler giderilmeden ve gerekçeleri keşfen alınacak yeni bilirkişi raporunda gösterilmeden hüküm kurma olanağı yoktur....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Kaldı ki, başka başka dosyalarda aynı vakıf hakkında bilirkişi Mustafa Sencar Kara, bilirkişiler, ... Akyıldız ile Gülnihal Bozkurt “Dedebali” vakfının sahih bir vakıf olduğunu ifade etmiştir. Mahkemenin hükme dayanak aldığı rapor ile dosya üzerinde rapor düzenleyen diğer bilirkişilerin raporları arasında vakfın türü hakkındaki görüş ayrılığı açık-seçiktir. Bu çelişkiler giderilmeden ve gerekçeleri keşfen alınacak yeni bilirkişi raporunda gösterilmeden hüküm kurma olanağı yoktur. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ......
satılmıştır. 01.04.1952" tarihli vakıf şerhinin tapu kaydından terkini ile ödenmesi gereken taviz bedeli bulunmadığının tespitini istemiştir. Davaların birleştirilerek yapılan yargılamasında davalı ... İdaresi vekili davacının dayandığı diğer mahkeme kararlarının 5737 sayılı Yasadan önce verilmiş ilamlar olup emsal niteliği bulunmadığı ve 5737 sayılı Yasaya uygun yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... vekili, husumet ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur....
Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak gayrimenkullerin taviz bedelinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.) Şeklinde değiştirilmişse de; Aşar ve rusumatı vakıf ve tahsis edilmiş taşınmazların yukarıda belirtilen nedenlerle bu madde kapsamına girmediği kuşkusuzdur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ......
KARŞI OY Uyuşmazlık, taşınmazın evveliyat kayıtlarında olmadığı hâlde davalı kurum tarafından tek taraflı idari işlemle konulduğu iddiasıyla terkini istenen vakıf şerhinin, konuluş biçimine göre mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle taşınmaz tapu kaydından terkini istenen vakıf şerhinin, evveliyat tapu kayıtlarında bulunup bulunmadığı ve vakıf kayıtları ile vakfiyede vakıf malı olarak yer alıp almadığının belirlenmesi, vakıf malı olduğu tespit edildiğinde de, vakfın türüne göre taviz karşılığı şerhin silinmesinin gerekip gerekmediğinin tespitine yönelik araştırma ve incelime yapılmalıdır....
Yargılama aşamasında Dairemizce 14.03.2011 tarihli iade ilamı ile getirtilen dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde vakıf şerhinin bulunmadığı görülmüştür. Mahkemece söz konusu vakfın sahih vakıf olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosya içerisindeki belge ve delillere göre vakıf şerhinin kaldırıldığı ancak hangi tarihte kaldırıldığı anlaşılamamaktadır. Vakıf şerhi dava açılmadan önce kaldırılmış ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, dava açıldıktan sonra kaldırılmış ise dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Mahkemece öncelikle tapu sicil müdürlüğünden vakıf şerhinin hangi tarihte kaldırıldığı sorulup araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Karar bu sebeple bozulmalıdır....
Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak gayrimenkullerin taviz bedelinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.) Şeklinde değiştirilmişse de; Aşar ve rusumatı vakıf ve tahsis edilmiş taşınmazların yukarıda belirtilen nedenlerle bu madde kapsamına girmediği kuşkusuzdur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumları ayrı ayrı olacağından, konumları keşfen saptanıp haritasına işaret ettirilerek taşınmazın kadim köy ya da kasaba içindeki mülk toprak nevinden veya miri arazi niteliğinde bir yer olup olmadığı belirlenmeden bir başka dava sebebiyle alınan rapor emsal sayılamaz....
Bu hüküm gereğince tapu kayıtlarında vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanamayacağından mahkemece davanın hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle kabulü doğru olmamıştır.Böyle olunca mahkemenin vakıf türüne göre tavize tabi olup olmama yönünden araştırma ve inceleme yapması zorunlu olmaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre, taşınmazdaki vakıf şerhine dayanılarak taviz bedeli istenebilmesi; ilgili vakfın sahih vakıflardan olması koşuluna bağlıdır. Gayri sahih vakıflar yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, vakfın türü belirlenmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....