Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı Orman İdaresi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosuna göre devlet ormanı sınırları içerisinde kaldığını, Anayasanın 169. Maddesi ile taşınmazın korunduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, ikinci kadastronun istisnalarını düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 22/2 a ve b bentlerinde bu yönde hüküm bulunmasa dahi, orman kadastrosu işlemleri bakımından 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 3402 sayılı kadastro Kanununa göre özel kanun olması, orman kadastrosunun özel ve teknik bilgi gerektiren işlerden olması, 6831 sayılı Kanunun orman kadastrosunun orman kadastrosu komisyonları tarafından yapılacağına dair düzenlemeleri ve orman kadastro çalışmasının daha eski tarihli olmasının yerel mahkemece dikkate alınmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DAVA: 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi gereği yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindedir....

Mahkemece, davaya konu tüm  taşınmazların tutanak asılları, orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirilip taşınmazların zilyetleri davaya dahil edilmiştir. Daha sonra,  340 ada  4 sayılı taşınmaza  ilişkin dava ayrılarak yukardaki esasa kayıt edildikten sonra davanın  kabulüne, dava konusu taşınmazın  orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline  karar  verilmiş, hüküm  davalılar Hazine ve ...   tarafından  temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna ve  kadastro tespitine  itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasayla değişik 4. maddesine  göre yapılıp  kesinleşmeyen  orman kadastrosu vardır....

    İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, Uygulama Kadastrosuna İtiraz istemine ilişkindir....

    Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 5304 sayılı yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamı, kararın dayandığı gerekçe ve uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yapılan uygulama ve araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu göre yazılı şekilde kurulan hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosuna itiraz davalarında Hazine ve ... yasal hasım oldukları halde mahkemece Hazine ve ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve Hazine vekili yararına vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de bu durumlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

      Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

      Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

      Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise; uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davası kapsamına girdiği ve bu davalara bakma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, 2014 yılında dava konusu taşınmazın bulunduğu ... Köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine göre yapılan ve uygulama tutanağı düzenlenerek 19.06.2014 - 18.07.2014 tarihleri arasında askı ilânına çıkarılan kadastro yenileme çalışmalarına süresi içinde 17.07.2014 tarihinde itiraz etmek suretiyle eldeki davayı açmış olup, yenileme çalışmalarına itiraz niteliğindeki bu davanın ... Kadastro Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/06/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Bu kapsamda öncelikle; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi kapsamında, davacı vekiline, talebinin uygulama kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu; ya da her iki konuda taleplerinin olup olmadığı açıklattırılmalı; taleplerinin sadece uygulama kadastrosuna itiraza yönelik olduğunun bildirilmesi halinde dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile esasa ilişkin bir karar verilmeli; taleplerinin sadece mülkiyete ilişkin olduğunun bildirilmesi halinde yazılı olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeli; hem uygulama kadastrosuna itiraz, hem de mülkiyete yönelik talepleri olduğunun bildirilmesi halinde, uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın elde tutularak, mülkiyete ilişkin talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli; sonrasında yine elde tutulan uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden dosyadaki delil durumuna göre esasa ilişkin karar verilmelidir....

        Buna göre, uygulama kadastrosu komisyonu tarafından tesis kadastrosu sonucu oluşan ve ... paftasına aktarılan sınıra göre taşınmazların yüzölçümünün belirlemesine dair kararın yerinde olduğu, davanın uygulama kadastrosuna itiraz davası olduğu gözetildiğinde mülkiyet aktarımına neden olacak şekilde karar verilemeyeceği, her ne kadar dava uygulama kadastrosuna itiraz olarak açılmış ise de bir tersimat, ölçü veya sınırlandırma hatasının söz konusu olmadığı, davacı iddiasının tesis kadastrosu sırasında mülkiyete ilişkin sınırların yanlış belirlendiği yönünde olup, diğer bir anlatımla mülkiyet talebine ilişkin bulunduğuna göre, talebin 3402 sayılı ... Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğu ve hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağı, tapu kaydı getirtilmeden, keşif, uygulama ve inceleme yapılmadan, orman kadastrosuna 6 aylık askı ilan süresinde itiraz edilmediğinden ve ilk tahdit 11.12.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleştiğinden bahisle davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu