Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sanırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanmasıdır. Bu çalışmalar 3402 sayılı Kanun'un 22. maddesinde de belirtildiği üzere 2. kadastronun istisnasını oluşturmakta olup, belirtildiği üzere bir kadastro işlemidir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları da uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalar olup, askı ilan tarihleri arasındaki 30 günlük süre içinde açılması halinde Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi gereği Kadastro Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur....

    Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2022 Tarihli ve 2021/177 Esas, 2022/350 Karar Sayılı Kararı Somut olayda, davacının dava dilekçesinde açıkça 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin a bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz ettiğinin görüldüğü, davacının iddiasının uygulama kadastrosu sırasında sınırların yanlış tespit edilmesi nedeniyle yüzölçümünün azaldığı yönünde olduğu, taşınmazın mülkiyetine yönelik olarak bir iddiasının bulunmadığı, davaya konu taşınmazlara ilişkin askı ilanının 10.09.2019-09.10.2019 tarihleri arasında yapıldığı, davanın ise 16.09.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin a bendi uyarınca uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

      Kadastro Mahkemesince; “Davanın, orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olmakla birlikte, tapu iptali ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle, dosya tefrik edilerek tapu iptali ve tescil davası yönünden karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda mülkiyete ilişkin hakların tartışma konusu yapılamayacağı ve davacı idare tarafından taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talep edildiği için dava, uygulama kadastrosuna itiraz davası olmayıp mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, uygulama kadastrosuna itiraz yoluyla taşınmazın niteliğinin ve mükliyetinin değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı ve malik olmayan davacının uygulama kadastrosuna itiraz hususunda aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1c, 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi, 3. Değerlendirme 1. İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın niteliğine ve mülkiyetine yönelik dava yönünden verilen görevsizlik kararına karşı davacılar vekili tarafından, istinaf yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince talebin esastan reddine karar verilmiştir....

          yapıldığı tarihte kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen yer hakkında orman kadastrosuna itiraz davası açılabilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 142 ada 12 parsel sayılı taşınmaz, 31.7.2013 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosunda 149.936,06 m2 yüzölçümü ve devlet ormanı vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı Orman İdaresi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosuna göre devlet ormanı sınırları içerisinde kaldığını, Anayasanın 169. Maddesi ile taşınmazın korunduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, ikinci kadastronun istisnalarını düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 22/2 a ve b bentlerinde bu yönde hüküm bulunmasa dahi, orman kadastrosu işlemleri bakımından 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 3402 sayılı kadastro Kanununa göre özel kanun olması, orman kadastrosunun özel ve teknik bilgi gerektiren işlerden olması, 6831 sayılı Kanunun orman kadastrosunun orman kadastrosu komisyonları tarafından yapılacağına dair düzenlemeleri ve orman kadastro çalışmasının daha eski tarihli olmasının yerel mahkemece dikkate alınmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DAVA: 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi gereği yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindedir....

              Mahkemece, davaya konu tüm  taşınmazların tutanak asılları, orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirilip taşınmazların zilyetleri davaya dahil edilmiştir. Daha sonra,  340 ada  4 sayılı taşınmaza  ilişkin dava ayrılarak yukardaki esasa kayıt edildikten sonra davanın  kabulüne, dava konusu taşınmazın  orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline  karar  verilmiş, hüküm  davalılar Hazine ve ...   tarafından  temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna ve  kadastro tespitine  itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasayla değişik 4. maddesine  göre yapılıp  kesinleşmeyen  orman kadastrosu vardır....

                İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, Uygulama Kadastrosuna İtiraz istemine ilişkindir....

                Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 Sayılı Yasanın 5304 sayılı yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamı, kararın dayandığı gerekçe ve uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yapılan uygulama ve araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu göre yazılı şekilde kurulan hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosuna itiraz davalarında Hazine ve ... yasal hasım oldukları halde mahkemece Hazine ve ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve Hazine vekili yararına vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de bu durumlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu