Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz K A R A R Dairemizin önceki tarihli geri çevirme kararının 2. bendinde çekişmeli 206 ada 1 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosu tutanak aslının dosya içerisine getirtilerek dosyanın temyiz incelemesi yapılması üzere gönderilmesi istenilmiş olmasına rağmen, mahkemece tutanak aslı dosya içerisine getirtilmeyerek uygulama kadastrosu tutanak örneği aslı gibidir yapılarak dosya içerisine celp edilmiş olması nedeniyle geri çevirme gereği tam olarak yerine getirilmemiştir....

    Ereğli Kadastro Mahkemesince davaya konu olan uyuşmazlık davanın açıldığı tarihten de rahatlıkla anlaşılabildiği üzere uygulama kadastrosuna ilişkin olmayıp ilk tesis kadastrosuna ilişkindir. Burada davacılar 28.05.1959 tarihli tapu kaydına dayanarak davalılar ile müşterek paydaş olduklarını fakat kendi paylarının davalılardan daha fazla olduğu halde taşınmazın ifraz edilerek iki parçaya ayrıldığı ve kendi paylarına düşenden daha azca miktarda kısmın tespit edildiğini dava etmişlerdir. Davacı tarafından öne sürülen ve davaya konu edilen uyuşmazlık yenileme (güncelleme, uygulama) kadastrosu sonucu oluşan hukuksal duruma karşı değil, ilk kadastro sonucu oluşan hukuksal duruma ilişkindir. Mahkememizde bu davanın kadastro tespit davası olarak görülebilmesi mümkün değildir. Zira taşınmazların ilk tesis kadastrosundan sonra mahkememize süresi içerisinde dava açılmamıştır....

      Davacı tarafın davasını Uygulama kadastro sonuçlarının askı ilan süresi içerisinde açtığı değerlendirilerek, uygulama kadastrosuna itiraz talepleri yönünden; mahkemece yapılan keşif sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporundan, dava konusu parsellerin, ada bazında değerlendirildiği geçerli ve zeminde sabit sınırlara göre işlem yapıldığı, ilk tesis kadastrosu sırasında dava konusu kısımların paftasında yol olarak bırakıldığı, yapılan yenileme çalışmalarında eski sınırlarla yeni sınırların hemen hemen aynı olduğu, bir hata bulunmadığı, 22/A çalışmalarında eski kadastro paftasında aynen uyulduğu, bunlar dışındaki miktar değişikliğinin sebebi ise önceki yıllarda kullanılan ölçü tekniği ile teknolojisinin ve alan hesaplama yönteminin teknik yönden yetersiz oluşundan kaynaklandığı, bu nedenle uygulama çalışmasının yönetmeliğe uygun olarak yapıldığının tespit edildiğinin rapor edildiği anlaşılmış olup, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin 22/A çalışmalarına...

      Mahkemece yapılan keşif sonucunda kadastro bilirkişiden rapor alınmış ve davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup, bu tür davalarda husumetin, uygulama sonucunda itiraz edenin taşınmazı aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir....

      İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur....

      İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava 3402 sayılı Kadastro kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. İlk derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından verilen karar istinaf edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindeki davalarda husumetin, yapılan tespit sonucunda, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir....

      Ayrıca 6360 sayılı kanun gereği T3'nın yola yönelik olarak açılan uygulama kadastrosuna itiraz istemine dair davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi de isabetsizdir....

      Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

        Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır. Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

          Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

            UYAP Entegrasyonu