Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Genel arazi kadastrosu işlemi 1977 yılında kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın öncesini oluşturan 226 ada 13 parselin genel arazi kadastrosu sırasında T....

    Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna askı ilan süresi geçtikten sonra genel mahkemede açılan itiraz davasıdır. Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde tesis kadastrosu ise 1956 yılında yapılarak kesinleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taşınmaz üzerindeki hatanın yenileme kadastrosundan değil tesis kadastrosundan kaynaklandığı, yenileme kadastrosuna itiraz edilerek mülkiyet hakkı iddia etmenin mümkün olmadığı, kaldı ki tesis kadastrosuna ait mülkiyet durumlarının aynen korunarak tapu kayıtları da gözetilerek 22/A tutanaklarına aynen aktarıldığı, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 4'üncü maddesine göre 766 veya 2613 sayılı kanunlar gereği 10 yıllık hak düşürücü sürelerin de geçmiş olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin kabulü dosya kapsamına uyuğun bulunmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır....

    Buna göre, dava 6 aylık yasal süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir. Mahkemece ... Köyünde yapıldığı anlaşılan genel arazi kadastrosuna ilişkin belgeler ve kadastro paftası getirtilmemiş, taşınmazın parsel numarası alıp almadığı ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmemiş ise, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi, tapu kütüğüne aktarılıp aktarılmadığı araştırılmamıştır. Çekişmeli taşınmazın ... Köyü sınırları içinde kaldığı tespit edilirse; ... Köyünde 31.02.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunduğu anlaşıldığından, dava altı aylık kanunî süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu derelerin orman sınırı dışına alındığı ve orman sayılmayan alanda yer aldıkları, uygulama çalışmasında tesis kadastrosundaki kesinleşmiş kadastro paftası esas alınarak yenileme çalışması yapıldığı, uygulama haritalarının ve sınırlandırma krokilerinin kesinleşmiş tesis kadastro paftasına uygun olarak düzenlendiği, Kadastro Kanunu'nun 22- a madde uygulaması çalışmaları sırasında oluşturulan uygulama sınırının tesis kadastro paftası ile birebir örtüşmekte olduğu, yapılan incelemede paftasında her hangi bir ölçü, tersimat ve sınırlandırma hatası olmadığı, kesinleşmiş kadastro paftasına göre uygulama çalışması yapıldığı görüldüğünden sonuç olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi (a) bendi uygulaması kapsamında yapılan çalışmaların uygulama yönetmeliğine uygun olarak hazırlandığı anlaşıldığından davacı tarafından açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      Uygulama kadastrosunun açıklanan bu niteliği itibariyle, tespite itiraz şeklinde açılacak davalarda, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmeden, ilk tesis kadastrosuyla oluşturulan haritanın zemin ile uyumsuzluğunun neler olduğu, bu uyumsuzluğun hangi nedenlerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sırasında nasıl bir tespit yapıldığı, uygulama kadastrosunun zemin ile harita arasında görülen uyumsuzluğu giderip gidermediği, uygulama kadastrosu da isabetsiz ise bu isabetsizliğin nereden kaynaklandığı gibi hususların aydınlatılması zorunludur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklanan davaları incelemekle görevli olan Yargıtay 16....

      Dava, kadastro tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra genel mahkemede açılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu ile taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen eksikliğin giderilmesi istemine ilişkindir. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....

        Orman İdaresi dava dilekçesinde, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ancak hem tesis kadastrosu hem de uygulama kadastrosu sırasında hata yapıldığını belirterek hem uygulama kadastrosunun iptalini, hem de taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Eldeki dava 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunun askı ilân süresi içinde açıldığından, uygulama kadstrosuna itiraza ilişkin talebi inceleme görevi 3402 sayılı Kanunun 25 ve 26. maddeleri uyarınca kadastro mahkemesine aittir. Kadastro mahkemesinin görevi, teknik çalışmaları kapsayan yenileme işleminin kanuna ve yönetmeliğe uygun yapılıp yapılmadığını belirlemek suretiyle sadece bu konuda davanın esası hakkında bir karar vermekten ibarettir. Kadastro mahkemesinde uygulama kadastrosuna itiraz davalarında tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin haklar inceleme konusu yapılamaz....

          Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın mülkî sınırları içerisinde kaldığı ....Köyü'nde ilk orman kadastrosunun 10.06.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleştiği ve davanın 07.08.2007 tarihinde açıldığına göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca kesinleşen orman kadastrosuna karşı hak sahipleri tarafından 10 yıl içinde açılacak davaların genel mahkemede açılması gerektiği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa dahi re'sen gözönünde bulundurulması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmiş olması yerinde olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

            Askı ilanından önce genel mahkemede açılan dava tesbite itiraz niteliğini taşır. Tesbit tarihinden önce ya da askı ilanından önce açılan dava varsa kadastro komisyonunun itirazları inceleyip malikleri belirlemiş olması hukuken yok hükmündedir. Malik hanesinin kadastro mahkemesince doldurulup tescil edilmesi gerekir (14. H.D. 24.01.1989 gün, 1988/8017-687 ve 7. H.D. 23.02.1976 gün, 124/2868 ve 31.10.1975 gün, 1974/5890-5650 ve 17....

              GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle "davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, ilgililerin, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde, uygulama kadastrosu yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecekleri, bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksatın, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleri olduğu ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebileceği belirtilerek, Mahkemece, mahallinde yerel bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu halde keşif yapılmak suretiyle, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine göre taşınmazın sınırlarının belirlenmesi, teknik bilirkişiden...

                UYAP Entegrasyonu