Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında eski 104 ada 10 parsel sayılı 5.323,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 5.240,66 metrekare yüzölçümü ile tespit edilmiştir. Kadastro Mahkemesinin 2013/187 Esas sayılı dava dosyasında mülkiyetinin davalı olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5. maddesinin son fıkrası gereğince uygulama tutanağı Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda derdest davanın mülkiyete ilişkin olduğu uygulama kadastrosuna itiraz davalarında mülkiyet uyuşmazlıklarının tartışılamayacağı gerekçesi ile dava konusu taşınmaza ait uygulama tutanağının olağan usule göre kesinleştirilmesi için Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmiş; hüküm, Kadastro Müdürlüğü temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, 3402 Sayılı Yasanın 27/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya arasında bulunan 01.08.2017 tarihli Tapu Müdürlüğü yazısına ekli kadastro tutanağından, çekişmeli 313 ada 109 parsel (eski 2748 parsel) sayılı taşınmaz hakkında 25.02.2013 tarihinde yapılan ve 24.04.2013 ila 24.05.2013 tarihleri arasında ilan edilerek 25.05.2013 tarihinde kesinleşen uygulama kadastrosu yapıldığı görülmektedir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davasının tesis kadastrosuna itiraz niteliğinde olmayıp, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; uygulama kadastrosuna karşı süresinde açılmış olan dava hakkında Mahkemece; işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sanırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanmasıdır. Bu çalışmalar 3402 sayılı Kanun'un 22. maddesinde de belirtildiği üzere 2. kadastronun istisnasını oluşturmakta olup, belirtildiği üzere bir kadastro işlemidir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları da uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalar olup, askı ilan tarihleri arasındaki 30 günlük süre içinde açılması halinde Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi gereği Kadastro Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur....
İdaresi vekilinden, davalarının sadece 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucu tesis edilen yeni paftaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı iddiasına mı, yoksa özel mülk olarak tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın vasfının orman olarak değiştirilerek Hazine adına tapuya tescili şeklinde mülkiyet iddiasına mı, ya da her iki isteme birlikte mi ilişkin olduğunun açıklattırılması, dava sadece 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin ise, askı ilân süresi içinde açılmış olan davada kadastro mahkemesinin görevli olacağı gözönünde bulundurularak işin esasına girilmesi ve yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, Orman İdaresinin davasının yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle davanın usûlen reddi ile mahkemenin görevsizliğine ve...
Somut olayda öncelikle tartışılması gereken husus, davanın bölgede 2016 yılında yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğin de mi olduğu yoksa mülkiyet hakkına ilişkin bir tapu iptal ve tescil istemine mi ilişkin olduğudur. Buna göre; her ne kadar mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davacının iddiasını ileri sürüş biçimi, dava dilekçesinde açıkça taşınmazın 2016 yılında kadastro çalışmasına tabi tutulduğunu ve tespit sonucu 30.75 m2 olarak tescil edildiğini öne sürmesine ve özellikle Kadastro Müdürlüğü'ne husumet yönelterek dava açılmış olması karşısında istem, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının 1985 yılında yapılan afet kadastrosu ile oluştuğu, davanın afet kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, 7269 sayılı Yasanın 18/2.maddesine göre bu yasanın uygulamasından doğan uyuşmazlıklarda genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, mahkemece davanın niteliğini yanlış yorumlanmıştır. Taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman sınırlandırması yapılarak 12/05/2009 - 10/06/2009 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, 04/06/2009 tarihli dilekçe ile taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek orman sınırları içine alınması için dava açmıştır. Açılan dava, afet kadastrosuna itiraz olmayıp, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir....
Kadastro Mahkemesince; “davanın, orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olmakla birlikte, tapu iptal ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davası yönünden karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda mülkiyete ilişkin haklar tartışma konusu yapılamayacağı ve davacı idare tarafından taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talep edildiği için dava, uygulama kadastrosuna itiraz davası olmayıp mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Yargılama sırasında yörede orman kadastrosu yapılmış ve tutanakları askıya çıkartılmış ise de, davanın sadece orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkin bölümü yönünden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....
GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava dilekçesinde ki açıklamaya göre dava, Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca açılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir....
Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince uygulama kadastrosuna itiraz davasının reddine, tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumetten reddine, tescil talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararın davacı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.Uygulama kadastrosu sırasında, ... İli ... İlçesi ......