Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Palu Asliye Hukuk Mahkemesi “Taşınmazın kadastro tutanağının, dava tarihinde kesinleşmemiş olduğu” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir. 3402 sayılı Yasa'nın 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacı ile yapılan teknik bir çalışma olup bu şekilde yapılan kadastro sırasında mülkiyete ilişkin tespit yapılamaz. Diğer bir deyişle uygulama kadastrosunun amacı mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığından mülkiyet uyuşmazlıkları uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamaz....

Davacı Orman Yönetimi, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışmalarda bir kısmı kesinleşmiş orman sınırları içerisinde bulunan taşınmazın davalı adına tespit edildiğini belirterek tespitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, Orman Yönetiminin talebinin uygulama kadastrosuna itiraz yanında tescil talebini de içerdiğinden tescil talebine ilişkin talebin tefrikine karar verilmiş, yargılama sonucunda 22/2-a çalışmalarına itiraza ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 17.04.1979’da ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulamaları ile 1987 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde çalışmaları bulunmaktadır....

    Davacı T1, uygulama kadastrosu sonucunda hissedarı olduğu taşınmazın sınırlarının değiştirildiğini ve bu durumun davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindeki eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı T1 tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Yerel Mahkemece, davacının hissedarı olduğu taşınmazdaki diğer hissedarların tamamının muvafakatlarını almadan ya da davaya katılımlarını sağlamadan tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki; eldeki dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesine dayalı olarak yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir....

    Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir. Ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Mahkemece tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığı teknik bilirkişilerce belirlenmeksizin, husumet esas alınmak suretiyle karar verilmiştir....

      Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi"den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir. Ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Mahkemece, sadece husumet esas alınmak suretiyle hiçbir araştırma yapılmaksızın karar verilmiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez....

        O halde, mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, orman kadastrosuna itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, orman kadastrosuna itiraz davasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/05/2015 günü oy birliğiyle karar verildi....

          Köyünde yapılan arazi kadastrosu sırasında çekişmeli yer 250 ada 2 parsel numarası ile yüzölçüm hanesi boş bırakılarak davacı adına tespit edilerek 3402 sayılı Yasanın 5. maddesi gereği kadastro tutanağı mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece; taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14. madde koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu 250 ada 2 nolu taşınmazın tarla niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, altı aylık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz, tescil ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere 6831 sayılı Yasaya göre 1999 yılında yapılan ve 02.01.2008’de ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Dava, orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, bölgede arazi kadastrosu yapılınca arazi kadastrosuna itiraza dönüşmüştür....

            Kavalalı mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ve bu karar 22.09.1971 tarihinde kesinleşmiş; bilahare 1117 parsel, 19.11.1971 tarih ve 6249 yevmiye nolu işlem ile ifraz edilerek bir kısmının yola terkinden sonra 13 ayrı parsele bölünmüş olup, ifraz sonucu oluşan 12400 m² yüzölçümlü 1297 parsel, bölgede 2013 yılında 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu sonunda 170 ada 5 parsel numarasını alarak 8.625,15 m² yüzölçümü ile tespit edilmiş ve ... tarafından yapılan itirazın, kadastro komisyonunca reddedilmesi üzerine, askı ilan süresi içinde uygulama kadastrosuna itiraz talebiyle dava açılmıştır....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "davacı tarafın uygulama kadastrosuna itiraz talepleri yönünden, ......

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince; 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın yapılan yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazlarda yapılan uygulama kadastrosunun yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu belirten, teknik ve bilimsel veriler içeren, denetlenebilir nitelikteki bilirkişi raporu dayanak alınarak davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğundan davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

                  UYAP Entegrasyonu